Sayfa Yükleniyor...
Merhaba değerli okuyucularım. Bu hafta sizlere farklı bir konudan bahsetmek istiyorum. İzmir’in siyasi yapılaşması, İzmir Büyükşehir Belediyesini anlatacağım. Bilgileri Wikipedia kaynağından derledim.
Merhaba değerli okuyucular. Bu hafta sizlere Mısır’da kurulan ilk Türk-İslam devletlerinden Tolunoğllarını anlatacağım. Bilgileri Wikipedia’dan derledim.
Merhaba değerli okuyucular. Bu hafta sizlere Dünyanın 7 harikasından Babil’in Asma Bahçeleri’ni anlatacağım. Bilgileri Wikipedia’dan derledim.
Merhaba değerli okuyucularım. Bu hafta sizlere Frigleri anlatacağım. Bilgileri Wikipedia’dan derledim. Frigler, Antik Çağ’da Orta Anadolu’da yaşamış bir halk. Hititlerin MÖ 1200 civarında yıkılmasından sonra muhtemelen Güneydoğu Avrupa’dan bölgeye gelmişlerdir. Herodot ve Strabon gibi antik yazarların verdikleri bilgiler, dilbilim bulguları ve Güneydoğu Avrupa halkları ile aralarındaki maddi kültür benzerlikleri nedeniyle Friglerin Avrupa kökenli oldukları düşünülmektedir. Makedonyalıların komşuları olan ve Avrupa’da oturdukları sırada Brigler adını taşıyan Frigler, Makedonya ve Trakya’dan Boğazlar yolu ile Anadolu’ya göç eden Trak boylarından biriydi.
Merhaba değerli okuyucular. Bu hafta sizlere feodalizmi yani derebeylik sistemini anlatacağım. Bilgileri Wikipedia’dan derledim
Merhaba değerli okuyucular. Bu hafta sizlere ülkemizde son dönemde yaşanan orman yangınları ve koronavirüs ve delta varyantı ile ilgili fikirlerimi anlatacağım.
Merhaba değerli okuyucular. Bu hafta sizlere İskitleri anlatacağım. Bilgileri Wikipedia’dan derledim. İskitler veya yayıldıkları doğu bölgelerindeki isimleri ile Sakalar, MÖ 8. yüzyıl ile MS 3. yüzyıl arasında Avrupa’nın doğusu (Kırım ve Pontik Bozkırları) ile Orta Asya’da, Tanrı Dağları ve Fergana Vadisi’ni de içine alan bölgelerde yaşamış bir topluluktur. Çoğunlukla Doğu İran Dilleri grubuna ait bir dil konuştuğu varsayılan göçebe halktır. İskitler için tarih boyunca Grek kaynaklarında Skuthes Asur kaynaklarında Aşguzai, Fars kaynaklarında Saka ve Çin kaynaklarında Sai tabirleri kullanılmıştır.
Merhaba değerli okuyucular. Bu hafta sizlere Kuyucu Murad Paşa’yı anlatacağım. Bilgileri Wikipedia’dan derledim.
Merhaba değerli okuyucular. Bu hafta dünya edebiyatında çok önemli isimlerden bir tanesi olan Guy de Maupassant’ı anlatacağım. Bilgileri Wikipedia’dan derledim.
Guy de Maupassant 5 Ağustos 1850 yılında Fransa’da doğmuştur. Doğum belgesinde Tourville-sur-Arques’da bulunan Miromesnil şatosunda dünyaya geldiği belirtilse de çeşitli kaynaklara göre yüksek ihtimalle Fécamp’da doğmuştur. 6 Temmuz 1893 tarihinde Paris’te 42 yaşında ölmüştür. Mezarı Paris Montparnasse mezarlığındadır. Maupassant ailesi Normandie bölgesine XVIII. yüzyılda yerleşir. Babası, Gustave Maupassant 1846 yılında bir burjuva olan Laure le Poitevin ile evlenir. Laure derin edebi kültüre sahip bir hanımdır. Klasikleri ve özellikle de Shakespeare’i çok sever. Çiftin boşanmasının ardından Guy ve ağabeyi Hervé anneleriyle yaşarlar. Kır kasabaları ve deniz kıyısında, doğa ile iç içe açık hava sporları yaparak büyür. Bu dönemde balıkçılarla ava gider, çiftçilerle sohbet eder. Annesine çok bağlıdır.
Yvetot’da gittiği din okulundan atılır. Hayatı boyunca, bu ilk eğitim sürecinde dine karşı geliştirdiği olumsuz görüşlerin izlerini taşır. Ardından Rouen lisesine başlar. Bu dönemde kendini şiire adar ve birçok okul piyesine katılır. Liseyi tamamlamasının hemen ardından başlayan Fransa Prusya savaşına gönüllü olarak katılır. Savaşın sona ermesinin ardından 1871 yılında Normandie’yi terk eder ve Paris’e yerleşir. On yıl boyunca Denizcilik Bakanlığı’nda çalışır. Bu süre içinde çok sıkılır: tek eğlencesi Pazar günlerinde yapılan Seine nehri
Kübizm, 20. yüzyıl başındaki temsile dayalı sanat anlayışından saparak devrim yapan Fransız sanat akımıdır. Pablo Picasso ve Georges Braque, nesne yüzeylerinin ardına bakarak konuyu aynı anda değişik açılardan sunabilecek geometrik şekilleri vurgulamışlardır. 20. yüzyıl başlarında ortaya çıkmıştır. Kübizm terimi I. Dünya Savaşı’ndan önceki yıllarda Paris’te gelişen bir resim akımını belirtir. O dönemde Avrupa’da biçimlenmekte olan modern sanatın ışığın geçici etkilerini resmetmek olan izlenimcilerden hoşnut olmayan bir genç ressamlar kuşağı yetişiyordu; bunlar, Matisse’in çevresinde toplanmış olan fovların çok renkli resim sanatından da hoşlanmıyorlardı. Kübist sanatçılara göre dış dünyanın nesneleri sadece göründükleri yanıyla değil görünmeyen tüm yanları ile ele alınmalıydı. Empresyonizm’e egemen olan görme duygusu yerine, Kübistler aklın başatlığına dayanan aklın gücünü ortaya koymak istiyorlardı. Tablolarını sağlam temellere oturtmak istiyor ve bu konuda ressam Paul Cezanne’ın izinden gidiyorlardı. Nitekim bu ressamlar, Cezanne’dan, onun son Provence manzaralarından ve natürmortlarından esinlenecekler, bundan da kübizm doğacaktı. Manifestosu yazan Apollinair, bir taklit sanat değil tasarım sanatı olduğunu söyler.
Koronavirüs salgınında toplumsal bağışıklığı sağlamak için nihayet aşılama hızımızı arttırdığımız bu günlerde, dünyada en çok tercih edilen aşılardan bir tanesi de Türk bilim insanlarının geliştirdiği, BioNTech aşısı olmasının gururunu yaşıyoruz. Yüzde 90’dan fazla koruyuculuk oranı ile 2 doz Çin aşısından daha fazla koruyuculuk sağlayan bu aşıyı geliştiren Uğur Şahin ve Özlem Türeci’ye tüm dünya borçludur diye düşünüyorum. Bu günlerde sık sık dillendirilen Nobel ödüllerine aday gösterilmesini beklediğimiz bu kıymetli bilim insanlarımız, umarız hak ettiği ödülü alacaktır. Şimdi Özlem Türeci ve Uğur Şahin hakkında sizlere bilgiler vermek istiyorum.
Merhaba değerli okuyucular. Bu hafta sizlere İbn-i Haldun’u analatacağım. Bilgileri Wikipedia’dan derledim. Keyifli okumalar.
Ebu Zeyd Abdurrahman bin Muhammed bin Haldun el Hadramî veya tanınan kısa adıyla İbn-i Haldun modern historiyografinin, sosyolojinin ve iktisatın öncülerinden kabul edilen 14. yüzyıl düşünürü, devlet adamı ve tarihçisi. Ayrıca İslam aleminde Liberalizm ilkelerini kitaplarında bulunduran ilk Müslüman düşünür. Köklü bir aileden geldiği için iyi bir eğitim aldı. Tunus ve Fas’ta devlet görevlerinde bulunduktan sonra Gırnata ve Mısır’da çalıştı. Kuzey Afrika’nın o dönem istikrarsız ve entrikalarla dolu siyasal yaşamı 2 yıl hapiste yatmasına neden oldu. Bedevi kabilelerini çok iyi tanımasından dolayı aranan bir devlet adamı ve danışman
oldu. Mısır’da 6 defa Maliki kadılığı yaptı. Şam’ı işgal eden Timur ile görüşmesi bir fatih ile bir bilginin ilginç buluşması olarak tarihe geçti.
Siyasal yaşamdan çekildiği dönemlerde adını tarihe geçiren 7 ciltlik dünya tarihi Kitâbu’l-İber ve onun giriş kitabı olarak düşündüğü Mukaddime’yi yazdı.Eseri, Arap dünyasında etki yaratmasa da Osmanlı tarih anlayışını derinden etkiledi. Başta Katip Çelebi, Naima ve Ahmet Cevdet Paşa olmak üzere Osmanlı tarihçileri Osmanlı Devleti’nin yükseliş ve çöküşünü pek çok defa onun teorileriyle analiz etti. Arap dünyasında yeniden keşfedilmesi ancak Arap milliyetçiliğinin gelişmeye başlaması ile oldu. 19. yüzyıldan itibaren ise Avrupalı tarihçiler tarafından keşfedildi ve eserleri büyük takdir gördü. Öyle ki Toynbee, aradan geçen yüzyıllardan sonra onun için şöyle dedi: “Herhangi bir zamanda, herhangi bir ülkede, herhangi bir zihin tarafından yaratılmış en büyük tarih felsefesinin sahibi”
Merhaba değerli okuyucular. Bu hafta sizlere Büyük Selçuklu Devletinin en önemli veziri Nizamülmülk’ten bahsedeceğim. Bilgileri Wikipedia’dan derledim.
Yusuf Has Hacib Türk-İslam tarihi ve kültürü açısından son derece önemli olan Kutadgu Bilig siyasetnamesini yazmıştır. Türk tarihi kaynaklarında Karahanlılar dönemi hakkında yeterli bilgi olmadığı gibi; bu devletin ‘vatandaşı’ olan “Balasagunlu Yusuf” hakkında bilgiler de yok denecek kadar azdır. M.S. 1017-1019 yılları arasında doğduğu rivayet edilmektedir. Dönemin ‘Kuz-Ordu’ isimli şehri Balasagun’da doğmuştur. Kendisinin tam bir biyografisi henüz oluşturulamamıştır. Büyük eseri boyunca adını bile sadece bir kez, “Kitap sahibi Yusuf, büyük has hacib, kendi kendine nasihat eder” başlıklı, son bölümünde anmıştır. Bu başlıktan baş teşrifatçı olduğu da anlaşılmaktadır. İyi bir eğitim görmüştür. Çağının geçerli bilimlerinin yanı sıra Arapça ve Farsça da öğrenmiştir. 1077 yılında Kaşgar’da ölmüştür. Türbesi de bu kenttedir. Karahanlı Devleti zamanında yaşamıştır. Temel eğitimini Balasagun’da almıştır. Kendisine önceden Balasagunlu Yusuf denilirken, sonrasında Has Hacib unvanını almıştır. Yusuf Has Hacib, Türk dili ve edebiyatı için temel bir eser olan Kutadgu Bilig (Kutlu kılan bilgi) kitabının yazarıdır. Kutadgu Bilig 6645 beyitlik bir eserdir. Eser, Allah’a hamd, Peygamber’e ve Dört Halifeye teşekkürle başlar. Yusuf Has Hacib, astronomi bilimini öğrenmek isteyenlerin, önce geometri ve hesap kapısından geçmesi gerektiğini söylemiştir: “Aritmetik ve cebir, insanı kemâle ulaştırır; toplama, çıkarma, çarpma, bölme, bir sayının iki katını, yarısını ve karekökünü alma işlemlerini bilen, yedi kat göğü avucunun içinde tutar. Her şey hesaba dayanır.” Yusuf Has Hacib, Türk edebiyatındaki ilk siyasetnameyi yazmıştır. Türk edebiyatında ilk nazım şeklini de o kullanmıştır. Bu nazım şekli de mesnevidir. Bundan dolayı ona Yusuf Has Hacib denilmiştir.
Merhaba değerli okuyucular. Bu hafta sizlere tarihimizde önemli bir yeri olan Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni anlatacağım. Bilgileri Wikipedia’dan derledim.
Merhaba değerli okuyucular bu hafta sizlere gündemden düşmeyen Mescid-i Aksa ile ilgili bilgiler vereceğim. 3 büyük din (İslam, Hristiyanlık ve Yahudilik) için kutsal sayılan bu mekanın tarihi ile ilgili bilgileri Wikipedia’dan derledim.
Merhaba değerli okuyucularım. Bu hafta sizlere Antik Yunan mitolojisinin en önemli hadiselerinden Truva Savaşı’nı anlatacağım. Bilgileri Wikipedia’dan derledim.
Merhaba değerli okuyucular bu hafta sizlere ünlü Ütopya kitabının yazarı, İngiliz Filozof Thomas More’yi anlatacağım. Bu arada Ütopya’yı okumadıysanız mutlak suretle okumanızı öneririm. Bilgileri Wikipedia’dan derledim. Thomas More (tahminen, 7 Şubat 1478, Londra - 6 Temmuz 1535, Londra), İngiliz devlet adamı, hukukçu, filozof, Rönesans dönemi hümanist yazardır. 1516’da yazdığı “Ütopya” başlıklı eserinde, hayalî bir adada kurguladığı bir ülkenin siyasi sistemini, “ideal” olarak tarif eder. More’un Kral VIII. Henry’nin İngiliz Kilisesi’nin başına geçme niyetine ilke olarak karşı çıkması, kendi siyasi kariyerinin sonunu hazırlayıp hain olarak idam edilmesine sebep oldu. Ölümünden 400 yıl sonra, 1935’te Papa XI. Pius tarafından da “aziz” ilan edildi.
Merhaba değerli okuyucular. Bu hafta sizlere tarihimizde önemli olan bir olaydan bahsetmek istiyorum, Tarblusgarp savaşı. Bilgileri Wikipedia’dan derledim.
Merhaba değerli okuyucular. Bu hafta sizlere, her yıl 17 Nisan’da kuruluş yıl dönümü kutlanan, Köy Enstitülülerini anlatacağım. Bilgileri Wikipedia’dan derledim.
Merhaba değerli okuyucular. Bu hafta sizlere tarihte adı skandallarla geçen Baltacı Mehmed Paşa’yı anlayacağım. Bilgileri wikipediadan derledim. Baltacı Mehmed Paşa veya Pakçamüezzin Baltacı Mehmed Paşa (d. 1662, Osmancık, Çorum - ö. 1712, Limni), III. Ahmed saltanatında, 25 Aralık 1704 - 3 Mayıs 1706 ve 19 Ağustos 1710 - 20 Kasım 1711 dönemlerinde iki kez sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamı.
Merhaba değerli okuyucular. Bu hafta sizlere Göktürk Devletini anlatacağım. Bilgileri Wikipedia’dan derledim.
Merhaba değerli okuyucular. Bu hafta sizlere Bismarck’ı anlatacağım. Bilgileri wikipediadan derledim. Ottovon Bismarck (1 Nisan 1815 - 30 Temmuz 1898), 19. yüzyılda bağları kuvvetli olmayan bir konfederasyon olan Almanya’nın güçlü bir imparatorluğa[kime göre?] dönüşmesinde önemli rol oynayan ve Birleşik Almanya’nın ilk şansölyesi olan Alman devlet adamıdır. Bismarck-Schönhausen Kontu ve Lauenburg Dükü olarak da anılan Ottovon Bismarck, Yeni Almanya’yı kılıç ve kan politikasına göre kuracağını söylediği için kendisine Demir Şansölye adı verilmiştir.