2

Cumhuriyet Döneminde Spor


  • Oluşturulma Tarihi : 29.10.2019 08:45
  • Güncelleme Tarihi :

Türkiye’de spor, Tanzimat Dönemi ile birlikte 1830’lu yılların sonuna doğru Osmanlı İmparatorluğu içerisinde başlangıç aşamasındadır. Tanzimat Dönemi’ndeki modernleşmeyle beraber eğitim, kültür, edebiyat alanında önemli değişimler olmuştur. Bundan dolayı sporda yeni adımlar atılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nda 1870 yılı, Abdülaziz döneminden ikinci Abdülhamit dönemine kadar Müslüman ve Türk vatandaşları spordan uzak kalmıştır. Müslüman Türklerin, futbolla tanışması İstanbul’da gerçekleşmiştir. Ege’de ise futbolu ‘Rum burjuvazisi’ oynamaktadır, 1920 sonrası nüfus mübadelesi, savaş sonucu ‘Rumlar’ azınlık olmuştur.
Spor, seçkin sınıflar olan gayrimüslim ve Levanten aileler ile ortaya çıkmıştır. İttihat ve terakki, 1900’lu yıllarda kulüplere sahip olmuşlardır. Egemen elitlerin, futbolun kitleselleşmesiyle daha çok söz sahibi olmaya başlamıştır. İttihat ve terakki kimin yanındaysa, kimi destekliyorsa etkindir; sonuç olarak iktidarın desteklediği kulüpler her zaman başarılıdır. Türkiye Milli Futbol Takımı, Cumhuriyet kurulduktan üç gün sonra oluşmuştur. Spor, cumhuriyet kurulduktan sonra direkt devletin çalışma alanına girmiştir. Türk devriminin öncüsü Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur’ sözü belirleyici olmuştur. Devletin politikasında gençlerin kültür, fiziğe kadar her alanda kendini geliştirebileceği batının yeniliklerine göre bireyler yetiştirilmesi öngörülmüştür.
Spor, cumhuriyetin kurulmasıyla toplumda her yere ulaşmıştır. Kasabalardan kente eğitimin önemli bir parçası olmuştur. Sporun kurumsallaşması ve federasyonların kurulması 1922-1936 arası ilk olarak “Türkiye idman cemiyeti” ile başlamıştır. Türkiye, ilk kez idman cemiyeti döneminde,uluslararası yarışmalara katılmıştır. Sonrasında 1936- 1938 arası Türkiye Spor Kurumu dönemidir. Türkiyede ilk spor kurumu, Alman Spor Eğitmeni Carl Diem ve Herman Altrock ile 1936 da Türkiye de spor çalışması yapması için davet edilmiş; çocukların ve gençlerin spor yapması için rapor sunulup ilk spor kurumu kurulmuştur. “Beden Terbiyesi” 1941 yılında antrenörlük talimatnamesiyle kurulmuştur.
Beden Terbiyesinin, ulusal bilinç ve çağdaşlama için çıkardığı kanun şöyledir: dil, din,ırk, cinsiyet gözetmeksizin tüm yurttaşların beden ve moral kabiliyetini geliştirmek temel ilkedir. Beden eğitimi öğretmeninin, yetiştirilmesiyle ilgili olarak yapılan ilk faaliyet, 1926’da Çapa Kız Öğretmen Okulu’nda açılan Beden-i Terbiye kurslarıyla başlatılmıştır. Daha sonra, 5 Temmuz 1932 tarihinde terbiye kurulu kararı ile Gazi Orta Muallim ve Terbiye Enstitüsü bünyesinde açılmıştır. Türkiye de sporun örgütlenmesi yolunda ilk adım; Yusuf Ziya Öniş’in İsviçre’den eğitim dönüşü İsviçre Spor Teşkilatı Tüzüğü’nün Ali Sami Yen, Burhan Felek ile tercüme ettiği karar ile atılmıştır. Cumhuriyet dönemi araştırmacıların Türk Tarih Tezi, Güneş Dil Teorisi çalışmaların sporda karşılığını bulmuş; hatta sporun türklerde yüzyıllardan beri yapıldığını, birçok etnik spor branşlarımızın olduğu iddaa edilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, ulu önderimiz, çağdaş ve modern bir toplum yaratmak için sporda önemli ilkelere imza atmıştır. Spora, kadınların dahil edilmesi çağdaşlaşma projesinin önemli bir adımı olarak görülebilir. Atatürk, her konuda olduğu gibi sporda kadın-erkek eşitliğini savunmuştur. Gazi Terbiye Enstitüsü’nün kız öğrencileri kabul etmesiyle birlikte 1936 yılında, Halet Çambel ve Suat Aşeri iki kadın sporcumuz Almanya’da gerçekleşen Berlin Olimpiyatları’na katılmış, dereceye girmemiş; fakat ilk kadın sporcularımız arasında önemli bir deneyim elde etmiştir.Atatürk, sporun gelecek için gençlik için son derece önemli olduğunu belirtmiş. Sporun kitlesel bir hareketten öte milli hareket olarak düşünülmesi gerektiğini belirtmiştir. Cumhuriyet, demokratik bir ülkenin vazgeçilmez sembolüdür.
Cumhuriyet, aydınlık yarınlara umutla bakmamızı sağlayan ortak değerlerimize sahip çıktığımız bir mirastır. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun. Yaşasın Cumhuriyet…
 

Cumhuriyet Döneminde Spor
Hüseyin Demir
Yazarımız Kim ?

Hüseyin Demir