Sayfa Yükleniyor...
Kovid-19 nedeniyle ulusal ve uluslararası spor organizasyonları iptal edilmişti. Pandemi sürecinde Futbol, basketbol, voleybol gibi takım sporları belirli bir süre sahalardan uzak kaldı. Yeni normal dönemde, belirli kurallar çerçevesinde seyircisiz sahalarda oynanan futbol maçları izleyici zevkini de düşürdü. Maçın duygusunu yaşayamayan taraftarlar’ da tepkisini dile getirdi. Her ülkenin federasyonu ve spor bakanlığı pandemi sürecinde farklı kararlar aldı, değişik yollar izledi. Federasyonlar özerk bir kurum olsa da neticede spor bakanlığına bağlı kurumlar. Federasyonlar çözüm önerileri ve alternatif yöntem sunabilse de nihai karar yine bakanlıkların oluyor.
Her zaman olduğu gibi yine hep futbol konuşuldu ve tartışıldı. Dünyanın en popüler, en çok izlenen sporu olabilir. Evet futbol sadece futbol değildir! Fakat her şey de futbol değildir. Ortadoğu toplumlarında ve bizim ülkemizde futbol en beğenilen, en çok arzu edilen sporlardan biridir. Spor dediğimizde bazen sadece futbolu algılıyoruz. Hep futbol odaklı düşünüyoruz. Bir toplumda ‘spor kültürünü oluşturmak istiyorsanız eğer bütün spor branşlarına aynı değeri vermeniz gerekir. Yatırım ve harcamalara mümkün olduğunca eşit yaklaşılmalıdır. Açılacak olan tesis, salon vb. gibi yerler geniş yelpazede farklı spor branşlarında yapılabileceği yerler olmalıdır. Bakanlıklar ve yerel yönetimlere önemli rol ve görevler düşmektedir. Bana göre yapılacak ilk çalışma park ve sahillerdeki spor aletlerin değişimi olmalıdır. Çünkü parklarda ki spor aletlerinin hangi aletin hangi fonksiyonda çalıştığını, hangi kas gruplarını çalıştığını bilmiyorsak eğer bilinçsiz kullanım sonucunda ciddi sakatlanmalara neden olabiliyor. Belediyeler parklara ve açık alanlara spor ve kondisyon aletleri yerleştiriyor. Vatandaşlara ücretsiz spor yapma imkânı sunuyor. Ancak spor aletlerini bilinçsiz kullanım sonucunda çok ciddi tehlikeleri beraberinde getirebiliyor. Uzmanlar, son 10 yılda spor aletlerinin bilinçsiz kullanımına bağlı olarak yeni bir sakatlık grubu oluştuğu söylüyor. Spor aletlerinde bel, eklem ve adale zorlamalarından dolayı birçok kişi hastaneye gidiyor. Genellikle 50 Yaş ve üzeri kişilerde daha çok görülüyor. Kilo vermek ve tansiyonu düşürmek isteyen 50 yaş üzeri bilinçsiz çalıştığında bazı sıkıntılara neden oluyor. Ayrıca düzenli spor yapmayan birinin bu spor aletlerle çalışması tehlikeli olabilir.
Kent hayatında spor yapabileceğimiz alanlar belki kısıtlı ve çok sınırlı olabilir. Fakat mevut durumdaki spor alanlarına sahip çıkmalıyız, korumalıyız. Çocuk, genç ve yaşlı herkesin özgürce spor yapabileceği alanlar toplumun sağlığı için çok önemlidir. Geçen hafta haberlerde ve sosyal medya üzerinden gördüğüm olay beni üzdü. İstanbul’un bir ilçesinde mahalle sakinlerinin basketbol sahası yüzünden yaşadığı arbede ve kavga olayı. Mahalleli bir grup basketbol sahasında çocukların seslerinden ve top sesinden rahatsız olduğunu söylüyor. Ertesi gün basketbol potaları sökülüyor. Diğer grup ise basketbol oynamalarında, spor yapmalarında bir sakınca olmadığını söyleyerek karşı çıkıyorlar. Saha var, pota yok. Sorun çok. Hakikaten çok vahim bir durum. Potayı söküp atmak çözüm değil. Bu şekilde sporda ve eğitimde yeniliklere, değişime açık olamayız diye düşünüyorum.