Sayfa Yükleniyor...
Sporda taraftar kavramı; bir spor kulübüne bağlı olan, onunla ilgilenen, onu destekleyen kimse için kullanılır. Her ülkenin, takımın taraftar ve tribün kültürü farklıdır. Kültürler ve ulusal kimlikler futbolu etkiler. Tribünler toplumun ruhunu yansıtır. Bizim ülkemizde taraftarlık kavramı sadece takımını destekleyen kişi için kullanılmaz. Ülkemizde Taraftarlar yardımlaşma, dayanışma ve kolektif bilince sahip kişilerdir. Büyük kitlelere, üyelere sahip taraftar grupları zor günlerde hep yan yana olmuştur. Sosyal sorumluluk bilinci olan taraftarlar her zaman yaşanan doğa olaylarında, büyük depremlerde seferber olmuşlardır. Nerede bir yardım ve ihtiyaç görürlerse hemen oraya koşarak giderler. Taraftar grupları; Adapazarı, Van, Elazığ depremlerinde ve birçok felakette sorumluluk alarak ellerinden geleni yapmışlardı.
İzmir’de meydana gelen deprem sonrası yardım kampanyalarında yine taraftar grupları da yer aldı. İzmir’in İki ezeli rakip takımı Göztepe ve Karşıyaka Taraftarları bir arada yardımlaşma ve dayanışma içerisinde bulundu. Türkiye’nin dört bir yanından Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzon, Sakarya ve daha birçok takımın taraftar grupları yardım araçlarıyla hareket ederek adeta ‘’tribünler tek yürek” oldu. Sakaryaspor’un tribün grubu Tatangalar ve daha niceleri İzmirlilerin yanında oldu, taraftar liderleri birlikte hareket etti. Göztepe taraftarı Ali Çağın Kaygusuz’ un enkaz altında kalarak hayatını kaybettiği Emrah Apartmanı önünde, onun Göztepeli arkadaşları yardım standı kurdu. Karşıyaka Spor Kulübü “Bu enkazı hep birlikte kaldıracağız!” yardım kampanyası ile sürdürülebilir yardım için ihtiyaç sahiplerine destekte bulundu. Güzel İzmir’imin iki yakası birbirine kenetlenmiş halde dostluk, kardeşlik içerisinde yaraları sarmak için seferber oldu.
BÜTÜN MAÇLAR İPTAL EDİLMELİYDİ.
Depremden sonraki gün 31 Ekim Cumartesi günü TFF İzmir’i temsil eden takımların maçlarını erteledi. TBF İzmir takımlarından SocarPetkim ve Pınar Karşıyaka’nın maçlarını iptal etmedi. İzmir’de ailesi ile yaşayan Sporcuların depremden sonraki gün yaşadıkları travma ile sahaya çıkmamaları gerekiyordu. Her ne kadar profesyonel oyuncu olsalar da travma sonrası sahada kaygı, stres ve endişeleri yüksek dozda olabilir. Yaşanan olay, oyuncuların maç öncesi motivasyonu olumsuz yönde etkileyebilir. Ülkede milli yas ilan edilmesi gerekirken; her şey günlük güneşlik gibi futbol ve basketbol liglerinin devam etmesi, federasyonların ve yöneticilerin duyarsız olması, spor programlarının magazinsel hale gelmesi “kolektif hafızamızı” göz ardı ediyoruz. Toplumsal olarak paylaşılan ortak acıların yaşanış şekli, toplumun ruhsal durumunu da belirler. Yaşanan duruma duyarsız kalmak, destek sunmamak durumunda insanın var olma ve birlikte yaşamaya dair temel gereksinimleri yerini bulamaz. Yaşananların görmezden gelindiği ve paylaşılmadığı durumlarda toplumlarda karmaşa duygusu, güvende hissetmeme, tahammülsüzlük ve gerginlikler doğabilir.