2

Ahmet Günbaş


  • Oluşturulma Tarihi : 06.09.2023 05:50
  • Güncelleme Tarihi :
Ahmet Günbaş

Üniversite yıllarında şiir yazdığı için yargılanıp aklandı. 1976 yılında Ali Rıza Ertan, Hüseyin Yurttaş ve M. Kadri Sümer’le Dönemeç dergisini kurdu. Agora ve Ünlem dergilerinin de kurucuları arasındadır. Şiirin yanı sıra eleştiri, deneme, öykü, antoloji ve gençlik romanlarıyla göründü. Son yıllarda deneme ağırlıklı kitap tanıtım yazılarıyla dikkati çekti.

Ahmet Günbaş birçok da ödülün sahibi. Hasan Tahsin Şiir Yarışması (1979), İbrahim Yıldız Şiir Ödülü (1998) “Göçkün” ile mansiyon, Mülkiyeliler Birliği Vakfı’nca düzenlenen Şinasi Özdenoğlu Şiir Yarışması (2000) ile Bursa-Osmangazi Belediyesi’nce gerçekleştirilen ‘Bursa’ konulu Ahmet Hamdi Tanpınar Şiir Yarışması’nda (2000) üçüncülük aldı. Aynı yıl Aşk Boyu Sürgün’le Behçet Aysan Şiir Ödülü’nü paylaştı. Salihli Şiir İkindileri Güz 2004 Buluşması’nda, emek ödülü olarak da nitelenen Dionysos Şiir Ödülü’yle ödüllendirildi. Ayrıca İpek Yarası’yla Ruşen Hakkı onuruna düzenlenen Kyöd Şiir Ödülü’ne (2007), Islık Borcu’yla M. Sunullah Arısoy Şiir Ödülü’ne (2011) değer görüldü. Eleştiride; Yarın dergisinin ortaya koyduğu Gençlik Ödülleri’nin (1982) ‘şiir eleştirisi’ dalında başarı ödülü aldı. Öyküde; Abdullah Baştürk İşçi Öyküleri Yarışması’nda (2003) Selo öyküsüyle ikinci oldu.

Kitapları. Şiir; Evren Mapushanesi, Gecenin Neresindesin? Göçkün, Sulardan Sonra, Aşk Boyu Sürgün, Çağlaçakır, İpek Yarası, Rüzgâr Akıllı, Çatapat Sesimle, Islık Borcu Romanları; Miço Diye Biri, Yitik Göl, Yayla Sineması, Yaman Dostlar. Öykü; Solgun Bellek

Bir Şiirin Söylediği, (Mehmet Kazım, E. Bülent Yardımcı, Baki Asiltürk, Serdar Aydın, Boray Atay, Hakan Tabakan ile birlikte), Sepetimde Şiir Var (Deneme), Sonsuzluk Dersi (Deneme)

Mustafa Kemaller Erken Büyür (Deneme. Çocuklar için), Aykırı Çocuk, Şiir Cebi (Çocuklar için. şiir), Şiirtüven Sofrası Ezgileri (Ahmet Uysal ve Bülent Güldal’la ortak çalışma. Çocuklar için. Şiir)

Erken ölümlü şairlerden Ender Sarıyatı’nın şiirlerini Ölüme Direnen Şiirler, Ali Rıza Ertan’ın düzyazılarını Sevgi Notları adı altında bir araya getirdi. Ayrıca Cumhuriyet dönemiyle sınırlı Erken Ölümlü Şairler Antolojisi, Şiirin Adı İzmir, antolojisini (M. Kadri Sümer’le) yayımladı. Hakkında bir tez çalışması var (Derya Biçen, Manisa, 2007).

Ahmet Günbaş, şair ama o çok yönlü bir yazar. Onda şiirin önceliği var. Ona göre şiirde esas olan sestir. Şair önce sesini oluşturmalı. “Hayli zahmetli iştir sesini oluşturmak. Şairliğe son noktayı koyamazsınız, ancak sesini bulduğu zaman ‘şairlik’ payesini almış olur. Ve biz, gerçekten şairden saydığımız kişileri seslerinden tanırız.

Şiir işçiliğini önemsiyorum. Bu yüzden taptaze bir dil tadı sunmak istiyorum okura. Dile biraz dokunmak, onu başkalaştırmak, farklı kılmak gerekiyor. Şiir istiyor bunu benden. İnsanı yenileyen bir türdür o.” diyen Ahmet Günbaş yeni sözcükler üretmeyi, onlarla oynamayı da sever. İşte onlardan bazıları; göçerayak, delimsek, düş bozumu, düş bakısı, sarpa saran bir sarıdan kuşkanat uçmak, bıcırtı, dilinin ucunda söz eğlenmez pat diye söyler içindekini, zor adamdır önüne gelenle sözü karışmaz, cümbürçiçek, çürüntü…

Ahmet Günbaş edebiyatın yaramaz çocuğu gibidir. Durduğu yerde durmaz, her alana koşar, dilinin döndüğünce elinin vardığınca yazar. Üretken, vefalı, (İstanbul ilçesi değil) dost canlısı, yaşadığı yere ve çevreye her fırsatta ahde vefasını gösterir.

Ahmet Günbaş’a göre sanat, etik, estetik ve idolojiktir. Sanatın karşılığı insandır. Ona göre sahici bir şiire dokunduğunda insana dokunmuş gibi olursun. O bir röportajında “Yazdığım önce beni çizmelidir ki okura sunmaya yüzüm olsun. Kolay değildir haddeden geçmek, dil tadıyla sonsuza doğru akmak…” der.

O, İzmir sevdalısıdır. Kitaplarında İzmir’in tarihi, kültürü vardır. İzmir’i, yazılarında ilmek ilmek işler. Yaşadığı kenti yazarken de eleştirmekten, gözüne kaçanları söylemekten kaçınmaz. “İzmirsiz yapamam. İzmir de bensiz. Onunla ilişkimin çevresel ve duygusal bir temeli vardır. Kolay değil, neredeyse İzmir’in gençliğini yaşadım bugüne bakılırsa. Benim tanıdığım kentin yerinde yeller esiyor şimdi. Giderek betona boğduk, sesini soluğunu kıstık. Kentin tarihine, inceliğine bakmadan kaba saba inşaatlarla yok ettik onu, diyen bir Ahmet Günbaş yaşıyor İzmir’de, sanata katkı koyan diğer sanatçılar gibi.

Aklıma gelmişken sorayım… İzmir’de, gözlerden ırak olan olmayan ama İzmir için sanatın her dalında üreten, kent kültürüne emek harcayan, katkı koyan sanatçılara kentin yöneticileri, ne zaman ödeyecek ahde vefasını?

Ahmet Günbaş
İlhan Soytürk
Yazarımız Kim ?

İlhan Soytürk