Sayfa Yükleniyor...
Kırk dereceyi bulan sıcakta Bornova yanıyor. Caddeler, sokaklar bomboş… İnsanlar sıcaktan korun-mak için sığınabileceği bir gölge ya da serinleyebileceği bir tepe arıyor. Yolumu Evka-4, Seyir Tepe-si’ne (Şahin Tepesi) düşürdüm. Ancak orada rahat edebileceğimi düşündüm. Tepeye bu zamana ka-dar da hiç gitmedim. Tepe ile Bornova merkez arasında belki de bir iki derece ısı farkı var. Isıyı da bı-rakın efil efil esen ılık bir rüzgar insanı serinletiyor. Yahya Kemal’in “Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul! / Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer. / Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul! / Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.” dizeleri geldi. Yanıma gelen garsonla iki çift söz ettim, ondan kahve ve su getirmesini istedim. Seyir Tepesi’ndeki çayhanede kahvemi yu-dumlarken de bir süre Bornova’yı baktım. Al gözüm seyreyle, işte Bornova. Kuşbakışı ayaklar altın-da. Bir zaman adı Yeşil Bornova olan yerleşim bölgesinde aklım, ruhum, gözlerim. Yahya Kemal hangi duygular içinde o şiiri yazdı bilmiyorum ama tepeden Bornova’ya, Körfez’e bakarken içim bir tuhaf oldu.
İyonyalı büyük ozan Homeros düştü belleğime. Ozan bu tepelerde dolaştı mı, oturduğum yerden Körfezi, Körfez de yüzen gemileri seyretti mi? Belki de yaşadığı mağarasından çıkıp Bornova Çayı’nı takip ederek Agora’ya gitti. Alışverişini yapıp mağarasına döndü. Gelirken de Odysseia ya da
Ilyada’sının dizelerini düşündü yolda belki de mağarasında yazdı kim bilir? Homeros bunları yaptı mı yapmadı mı bilmem ama onun yaşadığı yeri, mağarayı bir daha görmek için vadiye inmek istedim. Ozanın ayak izlerine rastlamasam da onun soluduğu havayı soluyacağımı çok iyi biliyordum.
Şahin Tepesi’nden Eğridere Köyü’ ne geldim. Ozanın yaşadığı vadi olabildiğince gözler önünde... Yılan gibi kıvrılan yoldan vadiye iniğimde, Bornova çayını taşkınlıklardan korumak için yapılan bir gölet, çınar ağaçları ve oksijen deposu mis gibi bir hava karşıladı beni. İyonyalı yazarı merak eden, onun izini süren tanış birkaç kişiyle de onun mağarasına giden yolda karşılaşmak edebiyatın, sanatın, Homeros’un destanının gücü olsa gerek. Daha önce de birkaç kez geldiğim bu vadide ozanın ayak iz-lerine rastlamasam da şair, yazar arkadaşlarımın izleri hala onun mağarasının önündeydi. O günün anısı canlanıverdi gözlerimde.