Aydın Olmak ve Hüseyin Yurttaş

Hüseyin Yurttaş şair, yazar. Kozbeyli köyü /Foça /1946 İzmir doğumlu. İlkokulu Foça’nın Kozbeyli köyünde, ortaokulu Menemen’de okudu. Parasız yatılı öğrenci olarak okuduğu Edirne Erkek İlköğretmen Okulundan 1964 yılında mezun oldu. Yurdun birçok ilinde öğretmenlik yaptı.1983 yılında öğretmenlikten ayrıldı, bir süre yayıncılık ve dağıtımcılık, Bilgi Yayınevinin Ege Bölgesi temsilciliğini yaptı. Daha sonra Bornova Belediyesi Kitaplığı ile okuma evinin kuruluşunu üstlendi. Bu görevinden 1994 yılında emekliye ayrılarak Foça’daki köyüne yerleşti.

Çeşitli dergi ve gazetelerde şiir ve yazıları yayımlandı. İzmir’in en uzun süreli edebiyat dergisi Dönemeç’i Ahmet Günbaş, Ali Rıza Ertan’la çıkardı

1960 sonrasının “ikinci kuşak” şairleri arasında toplumcu soluğuyla dikkat çeken bir şair.

Anı, anekdot içeren, deneme yazılarına da yer verdiği “Cumartesi Sohbetleri” adlı köşesiyle 1995-2001 yılları arasında Yeniasır Gazetesinde yazdı. 2003 de yayımlanan Ünlem dergisinin çıkışına ve yayımına katkıda bulundu. TÖMER’in düzenlediği en başarılı on çocuk yazarı arasına girerek ödül aldı. (1997)

Çankaya Belediyesi İlkbahar Ödülü Çocuk Şiir Birinciliği, Nevzat Üstün Şiir Başarı Ödülü (Sanayi Çarşısı,1980) Ömer Faruk Toplu Şiir Ödülü (Gecede Kanat Sesleri.1982) (Mansiyon), Ceyhun Atıf Kansu şiir Ödülü (Kod Adı Mansur.1992) Yunus Nadi Yayımlanmamış Şiir Ödülü (Kirli Tarih.1993) Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü (Kirli Tarih.1994) Melih Cevdet Anday Şiir ödülü (Sevgiler Kanarken 2012)

İngiliz yazar Oscar Wilde: “Edebiyat hayatın öncüsüdür, onu taklit etmez, hayata istediği biçimi verir”

Şairler, yazarlar, edebiyat emekçisidir. Şair ve yazar enflasyonunun olduğu bir ülkede kim şair, kim yazar, kim aydın, ayırmak çok zor. Bir yerlerde yazmakla, ara sıra paneller, görsel medyada boy göstermekle aydın olduğunu düşünenler, o payeyi kendine veren tabii ki olabilir. Onlar, tarihin eleğinde elenecektir.

Jean Paul Sarte, ‘aydın’ı, “Çabası hakim sınıfça suç sayılan kimse...” diye tanımlıyor.

 Aydın her şeyden önce kültürel birikimli, toplumun sözcüsü, gözcüsü olabilmeli, gerekirse bunun için bedel ödeyebilmeli. Hayata bakışıyla olayları doğru değerlendirebilmeli ve büyük resmi görebilmeli… 

Aydın olaylara, yaşanmışlıklara herkes gibi bakmaz, fenerini yakar da öyle bakar; farklı sorularla sorar, sorgular, değerlendirir. Dolaysıyla göremediğimizi görendir aydın.

Hüseyin Yurttaş kolay olunmuyor; o bilimin ışığında somut düşünür, herkesin düşünce ve inancına saygı gösterir, insanlığın ve dünyanın daha iyi koşullarda olmasını için gayret gösteren, sağduyulu, saygılı, bilime inanan, öğrenmeye açık, doğmalara kapalı, önyargısız hareket eden, düşünen, düşüncelerini paylaşan, okuyan, öğrenen, öğreten bir aydın, bir yazar. Tutarlıdır, evrenseldir, hümanisttir. Tabii ki aynı zamanda duyarlıdır. Farkındalık yaratmak için ne gerekiyorsa yapmaktan çekinmez. Gerçekçi, cesur ve güçlüdür. O, hayata tek bir pencereden bakmaz; kendini ve ufkunu geniş tutacak biçimde hayata tutunur belki de Yurttaş farkı budur. Her yurtsever gibi ulus adına, insanlık adına, çevre adına bu dünyada yaşanabilecek olumsuzluklara bir yurtsever aydın olarak kendini siper etmekten kaçmaz, yaşamı bu mücadeleler içinde geçmiştir. Ülke gündemini her aydın gibi yakından takip eder. Körü körüne bir şeye bağlanmaz, kendi seçimleriyle yaşar, düşünür bir aydın olarak sorumluluk bilinci taşır. Bu ülkenin sana, senin gibi düşünenlere ihtiyacı var. 

Edebiyat adına, güzellikler adına iyi ki varsın Hüseyin Yurttaş. 

Aydın Olmak ve Hüseyin Yurttaş