Cılkı Çıkmış Yayıncılık ve Sorunları


  • Oluşturulma Tarihi : 13.03.2024 08:49
  • Güncelleme Tarihi : 13.03.2024 08:49

Matbaadan önce elle yazdırılan kitapların azlığı, matbaanın bulunuşuyla ivme kazandı. Bilgisayarın yayıncılıkta kullanılmaya başlanmasıyla her şey daha da kolaylaştı. Türkiye’de yayıncılık sektörü 1980’lerin sonlarında tipo baskıdan ofset baskıya geçti. Masaüstü yayıncılık ile ilk kez 1989 yılında tanıştı. Birçok yayınevi masaüstü yayıncılık adı altında bilgisayarda dizgi ve sayfa düzeni yapmaya başladı. Masaüstü yayıncılık; yazım işleminin tamamlanmasının ardından grafik çalışması, eklenecek çizim veya resimlerin tamamlanması, verilerin tümünün bilgisayar ortamında bir araya getirilerek birleştirilmesiyle oluşan bir yayıncılık tanımı. Tipo yayıncılık unutulmaya yüz tutunca daha önce kitaplarda rastlanan dizgi ve sayfa düzeni acemilikleri yavaş yavaş ortadan kalktı.

Günümüzde dijital ortamla birlikte bilgisayar destekli yayıncılık da ön plana çıkınca bilginin önemi bir kez daha gözler önüne serildi. Bunun nedeni, iletişim teknolojilerindeki gelişmelerle üretilen bilginin paylaşımı ve kullanımının artmasıdır. Yayıncılık hızlı bir şekilde gelişirken kitapların ucuzlayacağı yerde daha da pahalılaşmaya başladı. Buna neden, yayıncılar kâğıdı döviz kuru üzerinden aldığı için dövizdeki hareketlilik, onları ciddi olarak etkiliyor. Buna ek olarak kira, elektrik, baskı, selofan, renk, demirbaş makinelerin yıllık bakım ve onarımları, işçilik maliyetleri giderlerini de eklediğinizde maliyeti yükseliyor bu maliyet okuyucuya yansıyor. Kurumlaşmış yayınevlerine her gün yetişkinler ve çocuklar için yazılmış şiir, öykü, makale, roman, anı gibi dosyalar gönderiliyor. Yayınevlerinin yayın kurulları bu dosyaların bazılarını okuyor, bazılarını okumuyor ya da okumaya zaman bulamıyor. Belki de çok iyi dosyalar gözden kaçırılabiliyor. Yayınevleri var olabilmek için ürettikleri ürünleri kısa zamanda paraya dönüştürmek zorunda. Sıcak para dönüşü olmayınca zarar ediyor, bu nedenle de yayınlayacakları kitaplarda ve yazarlarda seçici davranıyor. Kısa zamanda parya dönüştüreceği kitapları basmayı tercih ediyor. İsmi olan, satış potansiyeli olan yazarları tercih ederken ismi duyulmamış yazarların yüzüne bile bakılmıyor. Hal böyle olunca kişisel yayıncılık ön plana çıkıyor.

Yazar da herhangi bir yayınevinde telif ücretli kitabını yayınlatamadığından kendi yayınlama yolunu seçiyor. Normalde, içerik olarak hiçbir edebi değeri olmayan, hatta kitaplığınıza bile koymayacağınız kitaplar okuyucuyla buluşturulabiliyor. Kitabını yayınlatmak isteyen yazar editör ve redaksiyon incelemesinden geçirmeden kitabını yayınlattırıyor. Cılkı çıkmış yayıncılığın yayınladığı kalitesiz kitapların rafları doldurması -tıpkı şiir kitaplarında olduğu gibi- okuyucuyu soğutuyor. Birçok okuyucu da günümüzde kitabın görselliğine bakarak kitap alıyor. Yani parasını görselliğe, kapağa veriyor. İçeriğine bakmıyor veya bakmak istemiyor.

Yayıncının, yazarın önünde duran bu sıkıntıların aşılması için neler yapılabilir sorusu eminim ki yazar, yayıncı, okuyucu herkesin ortak düşüncesi. Yayıncı, yazar birlikleri ve hükümet yetkilileri alacakları ortak kararlarla bu sıkıntılar aşılabilir. Kağıttaki fon kesintisi kaldırılmalıdır. Marketlerde satışı yasaklanan ürünler listesine kitaplar da eklenmelidir. Kağıt, Bristol ve kuşe kâğıtta KDV kaldırılmalıdır. Özel ve devlet televizyonları ve radyolarında kitap tanıtma saatlerine geniş yer verilmeli. İnsanları okumaya yöneltici, kitap sevgisini aşılayıcı yayınlar yapılmalı. Kütüphaneler yaygınlaştırılmalı, var olanlar fiziki olarak güçlendirilmeli. Ülkenin her yerinde kitabevleri açılmasını özendirici teşvikler verilmeli ve desteklenmeli. Belirli bir süre vergi ve sigorta muafiyeti tanınmalıdır.

Okul Kütüphaneleri Yönetmeliği ile Okul Kütüphaneleri Standart Yönergesi doğrultusunda okul kütüphane ve kitaplıkları çoğaltılmalı, zenginleştirilmeli gibi önlemler alınabilir. Bol kitaplı günler olsun.

Cılkı Çıkmış Yayıncılık ve Sorunları
İlhan Soytürk
Yazarımız Kim ?

İlhan Soytürk