2

Çocuk Edebiyatının Tarihsel Süreci


  • Oluşturulma Tarihi : 25.12.2024 08:56
  • Güncelleme Tarihi : 25.12.2024 08:58

Edebiyatın alt dallarını (roman, öykü, şiir, fıkra, tekerleme, bulmaca, otobiyografi, makale, destan, gezi, eleştiri, sohbet, tiyatro, masal, anı, deneme…) bünyesinde taşıyan Çocuk Edebiyatı’nın doğuşu, gelişimi uygarlık için de sancılı olmuştur. Çünkü çocuk, çocukluk toplumsal bir kavramdır; insan soyunun sürdürülmesi yolunda bastırılamayan bir dürtü.
Çocuk Edebiyatı hâlâ bir arayış içinde olduğu, ülkemizde ise henüz emekleme döneminde olduğu gerçeğinden hareketle insanlığın varoluşundan bu yana çocuğa, çocukluğa bakıştaki benzerlikler kadar farklılıkların olması da doğal; çünkü uygarlıklarda, çocuğa bakışın farklı olmasından kaynaklı çocuk anlayışı var.
Eldeki kaynaklardan Antik ve Orta Çağ’da çocuk, çocukluk kavramının dönemlere göre farklılıklar gösterdiğini anlıyoruz. Antik Çağ’da köle çocuklar büyüdüğü zaman sahibine karşı çıkacağı, kenti yakacağı korkusuyla yedi sekiz yaşından sonra öldürülebilirdi. Dolayısıyla konuşma yeteneğini kazanmış kendini ifade eden çocuk yedi yaşından sonra yetişkin olarak kabul edilirdi.
Orta Çağ’da dinler açısından bakıldığında da durum farklı olmadığını görülür. Katolik inancına göre çocukluktan çıkış yedi yaş, İslamiyet de ise benzer bir anlayışın olduğu evlilik kurumları tarafından belgelendiği açıkça ortadadır. Bu yüzden coğrafyalarda, inançlarda çocuğa yönelik farklı ve benzer anlayışlar sürekli olmuştur.
Yazının olmadığı dönemlerde çocuk yazını alanındaki boşluğu sözlü kültür doldurduğunu biliyoruz. O dönemlerde batı dünyasında çocuğa yönelik kitap yok. Bunun bilincindeki yetişkinler masal, hikâye, ninni ve halk ozanlarının yazdığı manzum hikâyelerden yararlanma yollarına gittiler. Aslında anlatılan hikâyeler büyükler için olmasına rağmen, çocuklar da bunları dinliyorlardı.
Çocuk kitaplarının yazılması çocuk eğitiminin bir sonucudur. Çocukların yapmacık hayvan hikayelerini, boş fanteziler olan kitapları okumalarının zararlı olacağını ileri sürenler ayrıca çocuklar için kitap yazılmasına karşı çıktılar.
Tartışmaların başladığı bu dönemde batıda kilise, çocuklara dini kitaplar dışında kitap okutulmasına karşı çıktı. Çocuklar ise dini kitapları sıkıcı buluyor okumak istemiyordu.
Aydınlanma Çağı’yla birlikte okullu olmak, okul bitirmekten geçerek ayrıcalıklı bir hal aldı. Rönesans’tan önce değersiz bir varlık olarak algılanan çocuk, sonraları birer değer olarak algılanmaya başlandı.
Aydınlanma Çağı’nda çocuk eğitiminde yatılı okullar önemli yer tuttu. Erkek ve kızlar için okullar manastırlar açıldı. Dönemin burjuvazisinde elit, sosyal statü sahibi ve yüksek memuriyette olmak önemliydi. Çocuklar okul bitirerek bu statüyle ailelerinin gurur kaynağı olmaya başladı.

Çocuk Edebiyatının Tarihsel Süreci
İlhan Soytürk
Yazarımız Kim ?

İlhan Soytürk