Sayfa Yükleniyor...
Dünya vatandaşı olduğunu söyleyen Gönül Çatalcalı, Manisa / Akhisar’da doğumlu... Birçok okulda Türkçe ve Edebiyat öğretmeni olarak görev yaptı.
***
Yazıları, denemeleri, öyküleri, Varlık, Beşparmak, Ünlem, Agora, Damar, İzmir İzmir, Afrodisias, Kum, Akköy, Düğüm, Simge Edebiyat, Lacivert, Mavi Ada, Batısöz, Öykü Teknesi, Notos Öykü, Çini Kitap, Kurşunkalem, Edebiyat Nöbeti ve başka yerel dergilerde yayımlandı, yayımlanıyor.
Yazmaya öyküyle başladı. Çeşitli öykü atölyelerinde ders verdi. Öykü ve romanlarında şaşırtıcı, çarpıcı olayların içinde yaşıyormuşçasına kurgular mizahî bir dil kullanır. Çatalcalı, çok sayıda edebiyat ödülü kazandı.
***
Bahri Karaduman, Gönül Çatalcalı için; içerik-kurgu bütünleşmesinde sözcük seçimindeki ustalığı tartışılmaz bir gerçek. Dildeki kıvraklık, ele aldığı konunun kuru bir gözlem yığını olmasını engelliyor. Titiz çalışmasıyla yaşam ayrıntılarından alışılmışın dışında öyküler çıkaran Çatalcalı, beklenmedik sonlarla da okuru hayli şaşırtıyor. Özellikle etkili bir iki tümceyle çok başarılı çözümlemeler yaparak; öyküyü uzun ve sıkıcı söyleyişlerden kurtarıyor” der.
***
Gönül Çatalcalı’nın kitapları hakkında söylenecek çok şey var. Bu değerlendirmeleri edebiyat tarihçilerine bırakarak kitaplar hakkında birkaç cümle…
***
Ömer FM, mizah türünde bir çocuk kitabıdır. İlk öykü kitabı Hiçbir Şeyin Beklentisi’nde, kadın sorunlarını alışılmışın dışında ortaya koyan öyküler var. Yedi Yeşil Fil’de toplumda dimdik duran varlığının ve cinsel kimliğinin bilincinde olan onurlu kadınları anlatır. Gönül Çatalcalı, Güvercin Beyazı’ı için, “insana dair her şeyi, kısaca hayatı” anlattığını söylüyor.
***
Türkiye için doğru saptamalarda bulunarak bizi, bize anlatıyor. Özellikle kadının, erkek egemen toplumda insanca yaşamasından yana. Bu nedenle “insan” olma onuru ve “emek” kavramlarının saygınlığı onun vazgeçilmezleri arasında yerini hep korur. Tutunmak; Hikâyelerinin sonuna gelindiğinde son nokta insanı acıtır, bıçak kesiği gibi… Oysa asıl orada başlamaktadır hikâyelerinin yolculuğu, okurun zihninde henüz doğmuş gibi, büyüyüp serpilecekmiş gibi…
***
İsimsiz, yazarın ilk romanıdır. Merak unsurları ağır basan psikolojik bir romandır. Yazar bu romanında bir intiharın analizini yapar. Güncel olanla geçmişte kalan sarmalındaki okurun, alışılmadık bir anlatım, şaşırtıcı, dahası çarpıcı bir kurguyla, olayların içinde yaşıyormuşçasına hikâyeye dâhil olacağı bir roman. Eşiktekiler,1950’leri işleyen bir dönem romanıdır. Halkçılarla Demokratlar, Vatan Cephesi, Tahkikat Komisyonları, korkular, bölünen halk… Ege kasabalarından birinde, henüz gelecek düşleri olgunlaşmamış İstanbullu bir yabancı…. O günlerin “sır”larını günümüze taşıyarak ikinci kuşağa çözdürürken, okuyanı derinden sarsan bir hikâye anlatır.
***
Hamdüsena Sokağı Kadınları: Gönül Çatalcalı, toplumun başka bir yüzüne çeviriyor objektifini, kaldırım taşları hurafelerle örülmüş Hamdüsena Sokağı’na. Kadınlarına, hayatın renklerini soldurarak ağır ağır ölmeyi emreden bir aile tutukevine...
***
Günümüz Türkiye’sinde, ülkeye bu sokakta yetişen bir genç kızın perspektifinden bakarak, bir kırana dönüşen olaylar ağını, bir başlangıcın tarihini, sarsıcı bir bitişin hikâyesini anlatır, titiz bir dil işçiliği ile...Aynı dünyada yan yana durmayı başaramayan onca insan... Ev kulu kadınlar...
***
Çöp - Kentin Efsanesi; Işıklı kentlerin bakılmayan, bakılsa görülmeyen, unutulması yeğlenen yüzleri, onca gürültüde duyulmayan kaba, hoyrat sesleri, fazla kurcalanmayan hikâyeleri vardır.” Gönül Çatalcalı bu romanda kentin çöplüklerinde dolaşıyor bu kez, didikliyor kimsenin görmek istemediği kirli poşetleri. Konuşan, anlatan hatta bangır bangır “ben buradayım” diye bağıran bir çöp dağının efsanesini yazıyor. Her romanında ateşe biraz daha yaklaşan Çatalcalı, bu kitabında ateşi elinde tutuyor.