Kazakistan’da bir yemek töreni

Etkinliğe katılan akademisyenler, emekli, çalışan birer milletvekili, edebiyatın, sanatın içinde olanlar, poliklinik müdürü, yardımcısı ve Dr. Zhasan Zekeyuli öncülüğünde onurumuza verilen yemekteyiz. Salonun ortasında, otuz kişilik bir masa… Dr. Zhasan Zekeyuli, konuklara, oturacağı yerleri tek tek göstererek belirli bir düzende masaya oturulmasına yardımcı oldu. Masanın en başına heyet başkanı Arslan Bayır, onun yanına üç dönem milletvekilliği yapmış ve jarse dergisi (jurnal) editörü, yazı işleri müdürünü, masanın sağ tarafına Arslan Bayır’ın yanına İlhan Soytürk, onun yanına Islam Jemeney Yaşar Yıltan, Meral Kutluğ İlsever, Behiye Yılmaz; sonra da Prof. Bayan Kerimbekova, Prof. Zübeyde Shadam ve Alia İnkarbek’i oturttu. Sol tarafa da eşi ve kendi oturduktan sonra diğer konuklar da yardımcısının gösterdiği yerlere oturdular. Hazırlanan masada yerel yemekler (Beşparmak, Kazkarta, Sorba, Bavursak) dışında çerez çeşitleri, meyve çeşitleri, lakerda, suşi, havyar, haşlanmış et (at eti), çay, sütlü çay, yerel içkiler… Sunulan yiyeceklerin masada olması, görselin çeşitliliği, yemek verenin onurunun yükselmesi anlamı taşıyor. (Beşparmak: İnce açılmış hamur dörtgen parçalar halinde kesilir. Et suyunda haşlanan hamur servis tabağına yerleştirilir. Üzerine iri parçalar halinde haşlanan etler, en üste de yine et suyuyla yumuşatılmış soğanlar eklenerek sunulur. Kazkarta: At etinin sarımsakla, baharatlarla terbiye edilerek ve kurutularak yapılmış sucuklara verilen isim. Sorba: Koyun eti, kuyruk yağı, yoğurt, pirinç, soğan, dereotu ya da ayva yaprağı ile yapılan bir çeşit çorba. Bavursak: Küçük lokmalar halindeki hamurun yağda kızartılmış hali…)
Yemeğin ilerleyen saatinde bir tabak içinde bir kuzu başı (kelle) getirildi masaya ve onur konuğunun önüne konuldu. Arslan Bayır’a kellenin nasıl parçalanacağını, parçaların kimlere nasıl sunulacağı yanındaki konukçu tarafından tercüman eşliğinde anlatıldı. Arslan Bayır kellenin her parçasını keserek küçük parçalar halinde kendinden istenilen şekilde yemekte bulunan herekse sundu. 
Kazakistan’ da “Bata” adını verilen yemeklerde (onlar kalabalık sofra olarak adlandırıyor) uygulanan bir geleneğe göre konuğu karşılayıp kabul etmek, evin ya da masanın en seçkin yerine oturtmak, onun için hayvan kesip konakaşı vermek, saygı göstermek, Kazakların çok eski bir gelenekleri. Geleneğe göre konuğa sunulan Konakaşı için kesilen kuzu ya da koyunun başı (kelle) pişirildikten sonra bir kap içine, aşıklı ilik kemiği ile birlikte, konuğun önüne konur. O kişi kellenin çeşitli yerlerinden kestiği etleri masada bulunanlara sunularak onları onurlandırılır. Örnek olsun diye söylemek gerekirse, gözlerini verdiği kişiye sana güveniyorum, sen benim gözümsün, kulağını verdiği kişiye sana güveniyorum, sen benim kulağımsın, beynini verdiği kişiye sen benim beynisin sen yanlış yapmazsın gibi anlamlar içerir
Daha sonra Dr. Zhasan Zekeyuli’nin kardeşi iki leğen dolusu haşlanmış eti (at eti) küçük küçük parçalara ayırarak konuklara sundu. Sunulanı almak o yemeği vereni onurlandırmak, almamak ya da bir parçacık da olsun yememek yemek verene saygısızlık olarak değerlendiriliyor.
Masada çatal ve kaşığın dışında bıçak olmayışı, et türü besinlerin elle yenilmesi dikkat çekici.
Yemek süresince önceden belirlenen masayı yöneten kişi tarafından zaman zaman konuklara söz verilerek Kazakistan ve masa için ne düşündüklerini sorulup düşünceler öğrenilir. Dört saat süren yemek süresince bu görevi Prf.Islam Jemeney yaptı. Prf. Zübeyde Shadam (tercüman) tarafından konuşmalar Kazakçaya çevrilerek tercüme edildi. İlerleyen saatlerde Dr. Zhasan Zekeyuli akordeon eşliğinde müzik yaptı. Sonra da günün anısına konuklara Kazakistan milli kıyafetleri giydirilip armağanlar verildi. Gecenin sonunda yemek duası yapılarak yemek sonlandırıldı.

Kazakistan’da bir yemek töreni