Sayfa Yükleniyor...
Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren dünya edebiyatında olduğu gibi Türk edebiyatında yazar ve sanatçıların gittiği, edebiyat, sanat konuştukları meyhaneler, mekanlar vardı. Bu mekanlar zamana yenik düşüp kapansa da onların yerine yenileri yaşamaya devam edecek. İstanbul’da Nisuaz pastanesi 1930-1950 yılları arasında Ahmet Hamdi Tanpınar, Edip Ayel, “Garip” akımının isim babası Cavit Yamaç, Sabahattin Kudret Aksal, Asaf Hâlet Çelebi, Abidin Dino, Arif Dino, Orhon Murat Arıburnu ve Sabahattin Ali’nin uğrak yeriydi. Küllük kıraathanesi 1950′lerde adeta bir ilim irfan yuvası. Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Hamdi Tanpınar, Nurullah Ataç, Peyami Safa, Necip Fazıl Kısakürek, Tarık Buğra, Fuat Köprülü, Ahmet Muhip Dıranas, Neyzen Tevfik, İlhan Berk, Reşat Nuri Güntekin ve Cahit Sıtkı Tarancı’nın uğrak yeri. Hatta Faruk Nafiz Çamlıbel ve Behçet Kemal Çağlar’ın 10. Yıl Marşı’nı Küllük’te yazdığı rivayet edildi. Mekânın adını yaşatmak için Küllük dergisi bile çıkarıldı. 1967’de açılan Hatay Restoran Cemal Süreyya’nın öncülüğünde edebiyat sohbetlerinin Anadolu Yakası’ndaki adresi. Fazıl Hüsnü Dağlarca, Ece Ayhan, Salah Birsel, Adnan Özyalçıner, Sennur Sezer, Can Yücel ve Behzat Ay gibi isimler var.
Cemal Süreyya burada anı defter tutmaya başlayınca, defteri olan meyhane diye tarihe adını yazdırdı. 11 Ciltlik defterden seçmeler yapıldı, Hatay Meyhanesi Defteri” adıyla kitaplaştırıldı. Bu kitapta Türk edebiyatına adını yazdıran edebiyatçılardan Feyyaz Kayacan’ın şiirleri Arif Damar’ın Ece Ayhan’ın Fethi Naci’nin notlar… Akla gelebilecek her şey o defterlerde kaldı. İstanbul’da bu mekanlara ilaveten Baylan Pastanesi, Meserret Kahvesi, İkbal Kahvesi, Kulis Bar, Papirüs Bar, Lefter’in Meyhanesi, Nevizade, Lambo’nun Meyhanesi, Cumhuriyet meyhanesi, yeni hayat Lokantası, Markiz kahvesi. Ankara’da Üç Nal, lokantası, İzmir’de Şükran Lokantası, Bodrum Meyhanesi ve Bab-ı Âli. İhsan Yakut, “Bab-ı Ali’deki yaşanmışlıkları, Bab-ı Ali Dostlarına Dair” adlı bir kitapta toplayarak okuyucuyla buluşturdu.
Son yıllarda İzmir’de yaşayan yazar, çizer, gazeteci, yontucu, ressam, iletişimci gibi geçmişte ya da günümüzde bir şekilde sanatın içinde bulunmuş kültür insanlarının oluşturduğu bir gurubun adı Söz Demi. Söz Demi ilk değil, son da olmayacak. Meyhane, edebiyat, sanat var oldukça benzer güldesteler oluşmaya yayınlanmaya devam edecek MOM’da. Olmazsa olmazı sohbetlerde neler konuşulur masalarda. Mom’da sohbetler demlenmeye başladıkça yerini derin konulara bırakır. Oradakiler bir kentin, yazarı, şairi, ressamı, müzisyeni, gazetecisi, sağlıkçısı, fotoğraf sanatçısı, yapımcısı, tiyatrocusu olursa neler konuşulmaz ki? Sözcükler kanatlı kuş olur gök kubbeyi doldurur.
Söz Demi’nin olmazsa olmazlarından hiç kimse birbirinin sözünü kesmemesi…Bu görev de Osman Akbaşak’a ait. Her buluşmada gündem gereği önemli bir olay olmuşsa konuşmak isteyenler sırasıyla konuşur, sonra da masada bulunan Söz Demi dostlarının dağarcığında demlenmiş şiirler, şarkılar, anılar gün yüzüne çıkar. Beyinler rakının buğuyla ne kadar dumanlanırsa dumanlansın masanın başındaki de sonundaki de her şeyi duyar, anlar. Ara sıra da nezaket ve görgü kurallarını aşmayacak fıkralarla süslenir masa. Sazla sözün birleştiği şarkılar, türküler hoş bir nida bırakır MOM’da…