Muzaffer İzgü’nünün ardından


  • Oluşturulma Tarihi : 19.03.2025 09:09
  • Güncelleme Tarihi : 19.03.2025 09:09

Gülmece ve çocuk edebiyatımızın büyük değerlerinden Muzaffer İzgü 29 Ekim 1933 yılında Adana’da doğdu. İzgü’nün ifadesine göre babası Adana’da ilk gecekonduyu yapan kişidir. Ço-cukluğu yoksulluk içinde, bulaşıkçılık, garsonluk, sinemalarda gazoz satıcılığı gibi işlerde çalışa-rak geçti, eğitimine bu koşullar altında devam etti. Ortaokulu bitirdikten sonra Diyarbakır Öğret-men okulunda yatılı olarak okudu. 

İlk görev yeri Diyarbakır Silvan, Aydın’ın çeşitli okullarında 11 yıl ilkokul öğretmenliği yaptık-tan sonra ortaokul öğretmenliğine geçti. Aydın Gazipaşa Ortaokulu’nda Türkçe öğretmeni olarak görevine devam etti. 1978 yılında emekli oldu, İzmir’e yerleşti.

İlk yazılarını, (öykü ve röportajlar) 1959 yılında, Aydın’da yayınlanan, Hüraydın Gazetesi’nde yayımladı. İzgü, 1964 yılından itibaren küçük öykü ve röportajlarla yazarlık serüvenini Demok-rat İzmir Gazetesi’nde sürdürürken aynı dönemde, gülmece dergisi Akbaba’da öykülerini yayım-ladı. İzgü, üretken bir yazardı. Röportaj ve öykülerinin yanı sıra tiyatro, radyo oyunları yazdı. Özel tiyatrolarda, (İlk oyunu “İnsaniyettin”i Nejat Uygur için yazdı) radyolarda yayınlanan oyunlarıyla ün yaptı.

İlk kitabı Gecekondu, 1970 yılında Remzi Kitabevi tarafından yayımlandı, bunu1971 yılında İlyas Efendi, 1972 yılında Halo Dayı adlı kitabı izledi. Daha sonra Bilgi Yayınevine (Donumda-ki Para -1977) geçti. Bilgi Yayınevi, İzgü’nün 42 roman ve öykü, 73 çocuk kitabını yayımladı. Zıkkımın Kökü ile Ekmek Parası adlı eserlerinde kendi yaşam öyküsünü anlatır. 

İzgü, Cumhuriyet Bayramı’nda doğduğu için ben cumhuriyet çocuğuyum, gerçek cumhuriyetçi-yim, derdi ve çocukları çok severdi. Sevgisi sözde kalmadı, onlar için neredeyse boyu kadar ki-tap yazdı. 

O, birçok insanın olamadığı kadar insancıl, güleç yüzlü, ulusunu, ülkesini ve dilini seven gerçek bir aydındı. Onun yokluğu her zaman hissedilecek, yeri kolay kolay doldurulamayacak önemli bir gülmece ustası ve çocuk edebiyatı yazarıydı.

Egosu olmayan, çocukla çocuk, yetişkinle yetişkin olan İzgü, “Muzaffer İzgü doğdu, okudu, düşler kurdu, yazdı ve gitti.” diyebilecek kadar engin gönüllüydü. 

Büyük ustayı sonsuzluğa uğurlamadan iki gün önce Bekir Yurdakul, Mavisel Yener ve Aydın İleri’yle birlikte kararlaştırılan saatte İzgü’yü ziyaret edecek ve kendisine bir onurluk sunacaktık. Ne yazık ki belediye otobüsünün gazabına uğradım kararlaştırılan saatte yanlarında olamadım. Gecikmeli de olsa onlardan sonra Muzaffer İzgü’yü evinde ziyaret ettiğimde o, konuşmamız sı-rasında kaçınılmaz sona yaklaştığını sözleriyle ima etti. Dilim tutuldu, bir şey söyleyemedim. Söyleyebildiklerime kendim inanmadığım gibi, pırıl pırıl anlağıyla o da inanmadı, her şeyin bi-lincindeydi. 

Muzaffer ağabey güldürdün, gülüştürdün, düşündürdün ve gittin…

Seni özleyeceğiz. Işıklar içinde ol, büyük insan…

 

Muzaffer İzgü’nünün ardından
İlhan Soytürk
Yazarımız Kim ?

İlhan Soytürk