Sayfa Yükleniyor...
“Her siyasi parti, kendi yalanını yutarken ölür.” JOHN ARBUTHNOT
Demokratik ülkelerde, belirli zaman dilimlerinde yerel ya da merkezi seçimler yapılır. Bu demokrasinin olmazsa olmazlarındandır.14 Mayıs 2023’de merkezi hükümet- Cumhurbaşkanlığı seçimi, 31 Mart 2024’de yerel yönetici seçimi yapıldı.
Tarafsız olmak ya da nesnel olmak birbirinden farklı anlamlar içeren sözcüklerdir. Tarafsız, yan tutmayan, yansız, bitaraf, nötr olmak, olası değil, çünkü görüş belirtmemek o gerçekliğe razı olmak, dolaylı olarak taraf tutmak anlamına gelir.
Objektif olmaksa kendi değerlerini, düşüncesini değerlendirmelerin dışında tutmak, yorumlamak ya da hiçbir görüşün altında kalmadan olması gerektiği gibi değerlendirebilmektir.
Yaşamın her anında objektif olabildik mi olabiliyor muyuz? Hiç sanmıyorum olduğumuzu. Her ne oluyorsa, yaşanılıyorsa objektif olamama yüzünden, empati kuramamaktan olmuyor mu?
Profesyonellikle, amatörlüğü birbirinden ayırmak gerekir. Amatörlerde tarafsızlık, objektiflikten uzak çalışmalar gözlemlenebilir, bu onlar için doğal. Burada insani duygular, kan bağı, siyasi görüş, birtakım etkenler ağır basar.
Profesyonellik ise daha farklı, hitap ettiğiniz kitlenin karar alabilmesi, kendi doğrularını bulabilmesi için beklentileri var. İnsanlar profesyonellere, profesyonel kurumlara saygı duyar, güvenir.
Az gelişmiş, ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerde henüz amatörlükten kurtulamamış, profesyonel varsayılan kurumlar görebiliriz.
Mahalli seçimler yapıldı. Herkes coşkuyla sandık başına gitti, yurttaşlık görevini yapmak için. Bir yurttaş olarak benim gönlümde elbette siyasi bir aslan yatıyor.
Oyumun renginde bir değişiklik olmasını, profesyonellerin etkilediklerini düşünmüyorum, çünkü henüz o şirketlerin yönlendirmesine kapılmayacak kadar aklımın tiye alınmasına izin vermiyorum.
Mahalli seçimlerden önce profesyonel araştırma şirketleri tarafından birbirlerinden farklı sonuçlar ortaya konuldu. Görülen o ki çıkan sonuçlara göre açıklanan yüzdelik dilimlerle hiçbir siyasi parti ya da aday çakışmadı.
Bazısı o dilimin üstünde yer alırken bazısı da altında kaldı. Şu anlaşılabilir, profesyonel araştırma şirketlerinin belirlediği yüzdelik dilimler iki puanlık, bilemedin üç puanlık bir sapmayla altı ya da üstü olabilir.
Şu soruyu sormak gerekir. Varsayılan şirketler objektifler mi? Araştırmalar, kamuoyu yoklamaları a,b,c kurumu adına, parti adına yapabililir. Ama bir yurttaş olarak beni yanıltmaya kimsenin hakkı yok. Araştırmaya yönelik çalışmaları yöneten, yönlendiren, objektiflikten uzak her yol mubah, yaladığı düdüğü çalarım anlayışındakiler…
Turşucunun arkadaşı şıracılar…Bu ülkenin dinamiklerine biz ne yapıyoruz sorusunu bir kez olsun kendinize sordunuz mu? Sormadıysanız, sorun. Bu anlayış olduğu sürece sığ sularda hedefe varmak için daha çok kulaç atarız.
İki şeyin altını çizmek gerekir. Birincisi, araştırma şirketleri, anketi yaptıran siyasi partinin yüzdelik dilimini bilinçli olarak yükseltmesi; kincisi, şirketler doğru sonuçları siyasi partilere ulaştırıyor, onlar, kamuoyunu etkilemek için bilinçli propagandalarla gerçekleri gizliyor olmaları. Seçenek ne olursa olsun ikisi de çok tehlikeli.
Önce eğitim, sağ duyu, profesyonellik olmalı.
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar…