Sayfa Yükleniyor...
Duvar sözcüğü gerçek anlamının dışında mecaz olarak çok kullanılır. Spor da kullanılır. Voleybolda karşı takımın oyuncusunun vuruşuna da karşı koymaya denir.
Futbolda, savunmada kalan oyuncular karşı takımın hücumunu engelleyip oyuncuları boşa çıkardıkları zaman, savunma için adeta etten duvar ördüler. Savunmayı geçip de gol atamadılar gibi cümleler kurulur.
13 Ağustos 1961 yılında Berlin’de yapımına başlanan 46 km uzunluğundaki Berlin Utanç Duvarı’nın 1989 yıkılması ve dünyada soğuk savaşın sona ermesiyle duvar sözcüğü belleklere kazındı.
Duvarların yıkılması o kadar da korkulacak bir şey olmadığını herkes gördü. Duvarlar bazı şeylerin başlamasına öncülük eder. Gericiliğin, bağnazlığın önüne düşünceyle, bilimle, felsefeyle duvar çekip uygarlığın, teknolojinin bilimin kapısını aralarsın.
Bunun aksini de düşünmek olası, bilimin, düşüncenin, felsefenin önüne duvar örersen, ortaçağ zihniyetine adım adım gider, karanlığa gömülürsün.
Duvara nereden, nasıl baktığınız önemli. Önemli olan duvarın arkasında mı önünde mi olacağına karar vermen. Duvar her zaman bir başlangıçtır. Duvarın arkası gerilik, bağnazlık; önü, aydınlık ilimdir.
Talat Aydilek 2002 yılında, İl Halk Kütüphanesinde görev yaparken İzmir Konak Meydanında kitap okuyorum sen de gel çağrısıyla kitap okuma etkinliğini başlattı.
Emekli olduktan sonra da Cem Seyhun Ünbay, Ercan Doğu’yla oluşturduğu kitap okuma kıvılcımı, Konak Meydanı Kitap okuma grubu olarak sürüp gitti.
Duvar Kitabevinin sahibi Berkan Balpetek kapılarını bu gruba açınca, grup Konak Meydanından Duvar Kitabevi’ne taşındı. Duvar kitabevi Akademi kitapları yayınlayan bir yayınevi olarak Türkiye’deki ilklerden birisi.
Yayınladıkları kitaplarla da yayın dünyasında saygın bir yerde. Kitap okuma grubu, Duvar Kitabevi’nde ete kemiğe büründü. 15 günde bir yapılan bu etkinliğe bir yazarlar davet edildi, imza günleri düzenlendi.
Davet edilen yazarın yazma serüveni, kitapları, sanata bakışı üzerinde konuşulur, çaylar içilir, karşılıklı sorularla orada bulunan insanlar sanata edebiyata bakışı daha da varsıllaşırdı.
Etkinlik sonrasında bazı sanatçı dostlar başka etkinliklere giderken İlhan Soytürk ve Eşref Karadağ 3-G yiyecek evine ya da Hidayet Köfte’de buluşur hoş sohbet eşliğinde, günün kalanında sanat, siyaset konuşup sözü sözle demlerdi. Zaman içerisinde sözü sözle demlemek isteyen dostların da isteğiyle iki kişilik grup üçe, dörde, beşe çıktı.
Sonra da 20-25 kişilik bir grup oldu. Çoğalmaya da devam ediyor. Duvar Kitabevi kapılarını Konak Okuma Gurubuna açmasaydı SÖZ DEMİ grubu belki de oluşmazdı. İlk olabilmek, ilk ivmeyi kazandırmak önemli.
Bir okuma grubunu bağrına bastığı ve grubun içinden doğan, bünyesinde ressam, şair, yontucu, yazar, çizer, gazeteci, okuyucu, televizyoncu, müzisyen, sanatın tüm dallarını içinde barındıran SÖZ DEMİ’nin oluşmasına sebep oldu.
Sanat, sanata ve sanatçıya verilen değerle büyür, çoğalır.
Duvar Kitabevi yöneticileri gibi düşünen, kapılarını açan kurumların çoğalması dileğiyle.