Başbakan'a Şikâyetim Var, Gençliğiniz Sloganlardan Boğuluyor!


  • Oluşturulma Tarihi : 27.02.2016 09:26
  • Güncelleme Tarihi :
Başbakan'a Şikâyetim Var, Gençliğiniz Sloganlardan Boğuluyor! yazının resmi

Amigo: Herhangi bir spor müsabakasında izleyicileri coşturan kimse. (Vikipedi)

Holigan: Özellikle futbolda aşırı fanatizmi besleyen ve çevreye zarar veren taraftar veya kimse, serseri, hayta (Vikipedi)

Ya da; genelde karşılıklı olarak “futbol teröristi” deyimi kullanılır Taraftarlık boyutunu abartmış, tutkuyu zarar vermek, şiddet uygulamak, acı çektirmek, perişan etmek gibi kurallara taşımış genellikle ırkçı kişiler.

     O zaman soralım; bir partinin gençliği ve o gençliği güya geleceğe taşımak için uğraşan ve çabalayan öncüler(!) amigo veya holigan olabilirler mi? Mesela, o parti AK Parti ise ve gençliği geleceğe talip, gençliği Yeni Türkiye’ye sevdalı bir partinin gençliği sadece sloganist bir akımın peşinde yürür mü?

    AK Parti bir futbol takımı değil, bir basketbol takımı da değil.  Peki, AK Parti’nin illerdeki ve belki genel merkezdeki gençlik temsilcileri kendi gençliğini neden futbol veya basketbol maçı taraftarıymış gibi yetiştirir? En önde birkaç amigo ve holigan ve arkalarında da her söylediklerini tekrar eden veya tekrar etmek zorunda bırakılan bir gençlik…

    Bu gençlik aynı amigo kümesi ve holiganlar tarafından hocasını, reisini dinleyemez olur. Kürsüye çıkan hoca ve reisleri de aşırı fanatizm ve çevreye zarar veren bu sloganist akımın etkisiyle konuşamaz olur. Ama her ne hikmetse bu amigo ve holiganlar da bunu bir motivasyon kaynağı olarak görür!

    Fikriyatın, inancın, güvenin, ilimin, irfanın ve kanaatin olmadığı; sadece aksiyon ile sahadaki ve tribünlerdeki hareketlilik ile geleceğe bu gençliği taşımak ya da geleceği bu gençliğe teslim etmek mümkün mü?

    AK Parti; Recep Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu ve birkaç önemli kurucu isimden sonra bu isimlerin yerini tutacak bir gençlik hareketi inşa edemedi. Bu partiyi alıp yükseltecek bir gençlik oluşturamadı. Paranın içinde boğulan gençlik teşkilatları her ne hikmetse kendi gençlik kongresine Hakkari’den, Konya’dan ya da İstanbul’dan Ankara’ya aç gidip aç gelebiliyor.

    En çok konuşulan ve söz ile önem gören gençlik iken; en az yatırma sahip, en az eylem ile en az öneme sahip yine gençlik.

    Salon doldurmak, mitinglerde bağırmak için kullanılan bir gençlik ile Yeni Türkiye’yi kurmak sadece bir hayal ve belki sadece bir ütopya! Bağırmayanları, “ben hocamı dinlemeye geldim, bağırmaya değil” diyenleri ise salondan kovan ve her türlü küfür ve hakareti bir maharet misali ağızlarından döken gençlik liderleri ve başkanları..

    K. Marx’ı okumayan ama K. Marx’ı yine okumadıkları Necip Fazıl veya Nurettin Topçu’nun birkaç ezberlenmiş sözü ile eleştiren bir gençlik... Ne de olsa amigo ve holigan gençlik öncüleriyle sloganist akımın mensubu bir gençlik…

    Necip Fazıl’ın Gençliğe Hitabesini kendi gençlik teşkilatlarına zaman zaman şov olsun diye okuyan ama aynı hitabedeki ; “....Annesi, babası, ninesi ve dedesi de içinde olsa, gelmiş ve geçmiş bütün eski nesillerden hiçbirini beğenmeyen, onlara “siz güneşi ceketinizin astarı içinde kaybetmiş marka müslümanlarısınız! Gerçek müslüman olsaydınız bu hallerden hiçbiri başınıza gelmezdi” diyecek ve gerçek Müslümanlığın “ne idüğü”nü ve “nasıl”ını gösterecek bir gençlik’’ ibarelerine katlanamayan ve eleştiri dinlemeye tahammülü olmayan gençlik liderleri ve başkanları…

     Yerlerde, yollarda, sadece miting alanlarında ve tribünlerde sürüklenen ama doğru düzgün kütüphane yolu bilmeyen, kitap tanımayan bir gençlik yetiştiren gençlik liderleri ve başkanları…

    Kalem tutmayı bilmez. Onu öğrense kelam yazmayı bilmez, onu öğrense yazacak bir kelam bulamayan ve gençliği de kendilerine benzetmek isteyen gençlik liderleri ve başkanları…

    Kalem tutan ve her kalem ile milyon kelam edebilecek olan gençliğe de “yazma, konuşma, sen kimsin” diyen ve kalemi savunacak kelamdan yoksun gençlik liderleri ve başkanları..

    Daha çok şey var diyecek ama bugünlük bu kadar. Evet, bu benim hocam dediğim başbakana açık şikayetimdir. AK Parti gençliği aynı gençlik teşkilatları tarafından adeta gözleri bağlanmış, dilleri kilitlenmiş, kulakları tıkanmış vaziyette sadece geleceğin amigoları ve holiganları olsunlar diye fikriyat ve inanç yokluğuna mahkûm edilmiş. Tribünlerde tozpembe görünen gençlik, bir kitabın iki kapağı arasında sıkışmış, bir kalemin mürekkebi içinde boğulmuş durumda. Gençlik liderleri ve başkanları Yeni Türkiye idealini ve 2023’ü maalesef kendileri gibi dünü okuyamayan, bugünü bilemeyen ve yarını göremeyen bir gençliğe teslim etme telaşındalar.

    Her şeyin telafisi er ya da geç olur ama gençliğin asla! Başbakan Ahmet Davutoğlu bunu fark etmeli ve görmeli. Gençliğin sıkışıp kaldığı tribünleri görmesi için mesela kendi memleketi Konya gençlik teşkilatına bakması kâfi gelir.

    Sayın başbakanım ve değerli hocam “Eğer yurtdışına giderseniz, eğer bir vilayete ziyarete giderseniz, mutlaka yapmanızı arzu ettiğim şey, orada bir tek şehidimiz varsa, gidin o şehidimizin huzurunda durun, Fatiha okuyun ve tevekkül edin” diye vasiyet ettiğiniz gençlik maalesef tevekkülden de Fatiha’dan da fersah fersah uzaklaştırılıyor.

    Bu gençliğin tevekkülü de Fatiha’sı da artık sadece süslenmiş laflarla e tribün şovu olmuş durumda.  Gençliği bu işkenceden kurtaracak olan da sizsiniz başkası değil. Ama geç olmadan ama güç olmadan…

Başbakan'a Şikâyetim Var, Gençliğiniz Sloganlardan Boğuluyor!
İsimsiz Köşe
Yazarımız Kim ?

İsimsiz Köşe