Demokrasi Nöbetlerinden Huzur Nöbetlerine Geçiş Süreci


  • Oluşturulma Tarihi : 19.08.2016 07:59
  • Güncelleme Tarihi :
Demokrasi Nöbetlerinden Huzur Nöbetlerine Geçiş Süreci yazının resmi

     PKK’nın ilan ettiği ‘devrimci halk savaşına’ yani hendek kazma girişimlerine Kürt halkının tepki göstermesi ve destek vermemesi, ardından FET֒nün yapmış olduğu 15 Temmuz darbe teşebbüsü karşısında bu kez Kürtler’in tüm Doğu ve Güneydoğu illerinde aralıksız demokrasi nöbeti tutmaları, iradelerine sahip çıkmaları PKK’yı çileden çıkartmaya yetti.

     15 Temmuz’dan sonraki on gün boyunca PKK’nın eylem yapmaması ve herhangi bir saldırıya girişmemesi akıllarda soru işaretleri oluşturmuş ve bunun nedeni sık sık dile getirilmişti. Cevabı açıktı. Geçen seneden beri devletle girdiği anlamsız ve ahlaksız savaşta PKK çok yıpranmış ve çok zayiat vermişti. Şehirlerdeki militanlarının birçoğunu kaybetmişti. Bunun için toparlanması gerekiyordu ve ilk boşlukta bunu yaparak tekrar saldırılarına devam edecekti.

     İşte tam da PKK’nın böyle bir fırsatı aradığı zamanda 15 Temmuz darbe teşebbüsü oldu. Düşünebiliyor musunuz? 15 Temmuz PKK’nın toparlanması açısından onlar için ne kadar “değerli bir fırsat” oldu. İster istemez aklımıza şu soru geliyor: “PKK’nın 15 Temmuz’dan haberi var mıydı? Bu sorunun önemi; FET֒nün de ne kadar tehlikeli ve riskli olduğunu daha iyi anlamamız içindir.

     Toparlanan PKK, Kürt halkını ama özellikle son 1 yıldır kendilerine tüm desteği çekmiş, hendek siyasetine izin vermemiş bazı önemli şehirleri cezalandıracaktı. Van, Batman, Siirt, Tunceli gibi iller ve birçok ilçe PKK’nın hain iller listesinde yer alıyordu ve aynı zamanda yakın zamanın hedefleriydi. Sosyal medyada PKK’nın propaganda sayfalarına bakıp yazılan mesajları okumak bile bunu anlamamız için kâfi gelir. 15 Temmuz darbe teşebbüsü sonrasında ise hendeklere karşı çıkan Kürtler bu kez darbeye karşı çıktı, sokakları, meydanları terk etmedi ve son güne kadar da tedbiri, coşkuyu, vatan ve millet savunmasını elden bırakmadı. Buna şahidiz. Bundan son derece rahatsız olan PKK ve belki HDP Kürtleri hemen ve şiddetli bir şekilde cezalandırmak istediler.

     Bombalı saldırılara başladılar. Diyarbakır’da, Mardin’de. İki gün önce Van’da ve Elazığ’da peş peşe bombalı saldırlar geldi. Hedef artık sadece polis-asker değil. Ama sadece siviller de değil. Kritik karma yerlerde bu saldırıları yaparak hem sivillerin hem de polislerin zarar görmesine sebep oluyorlar.

    PKK, 15 Temmuz sonrası zayıflayan ve itibar kaybı yaşayan ordunun de etkisiyle bu eylemelerine devam edecek gibi. Şimdi sorulacaktır; ordu daha önce çok mu güçlüydü? Değildi. Hatta Kürtlerin ağzından bunu öğrenmek daha anlamlı. Bakış değişti.  15 Temmuz, ordunun da toparlanması ve güç kazanması açısından hayırlı olacak yorumları yapılıyor. Çünkü Doğu ve Güneydoğu’da anlaşılan FETÖ güdümündeki ordu PKK’yı bombalıyoruz deyip dağı-taşı bombalamak dışında bir şey yapmamış. Üzerine FET֒nün diğer ihanetlerini ekleyince Kürtlerin yaptığı yorum; “Allah bizi korudu ve eğer FETÖ askerleriyle bir savaşa girmiş olsaydık, şu yarım ve parçalanmış haliyle Suriye veya Irak bile bizi ezer geçerdi. Ama artık daha da güçlenecek bir ordumuz olacaktır” şeklinde oluyor.

     Dolayısıyla Kürtlerin artık “Uyandığını ve gerçekleri çok iyi görüp yorumladıklarını”  biliyoruz. PKK ile Kürt isimlerini yan yana kullanmak bile artık doğru değil. Bu saatten sonra PKK’nın hiçbir eylemine destek verecek bir Kürt ferdi bulunmaz. Yine Kürtlerin dilinden; “Biz kanı temiz ve vatansever olana Kürt deriz. Ötesi ile aynı kefeye girmeyiz.” Yani şunu anlıyoruz ki Kürtler de artık saf belirliyor. PKK’ya karşı yapılacak olan bir mücadele elbette FETÖ darbe teşebbüsüne karşı yapılan mücadele gibi daha kolay olmayacaktır. Bunun için Türklerin ve elbette devletin desteği ile hatta çok ölümlü sonuçlarına da katlanarak sokaklarda meydanlarda PKK ve dahi HDP’ye karşı aynı 15 Temmuz ruhu ile bir mücadele ve müdahale çağrısı her şeyi değiştirebilecektir.

Van 2 Nisan Polis Karakolu’na iki gün önce bombalı saldırı gerçekleştikten sonra olay yerine giden vatandaşları uzaklaştırmaya çalışan polislere halkın cevabı; “Hiçbir yere gitmiyoruz, öleceksek de beraber ölelim.” Evet, halk artık hendeklerde, bodrumlarda değil, polisin, devletin safında ölmeyi çoktan tercih etmiş. Bu bir mübalağa değil gerçeğin kendisi. Ben sadece biraz daha sabır ve zaman diyorum. FET֒ye karşı nasıl ki, demokrasi nöbetleri tutulduysa yakın zamanda PKK’ya karşı huzur nöbetleri de tutulacaktır.

Demokrasi Nöbetlerinden Huzur Nöbetlerine Geçiş Süreci
İsimsiz Köşe
Yazarımız Kim ?

İsimsiz Köşe