Basın ve Yayın Tarihi-2


  • Oluşturulma Tarihi : 14.07.2021 07:00
  • Güncelleme Tarihi :
Basın ve Yayın Tarihi-2 yazının resmi

İbrahim Müteferrika, Osmanlı hizmetine girdikten sonra ordunun çeşitli birimlerinde görev almıştır. Müslüman olmadan önceki hayatında Papaz olduğu rivayet edilen İbrahim Müteferrika, Müslüman olmasına sebep olan İncil ayetlerini bahis konusu eden ve kendi hayatını anlattığı “Risale-i İslamiye” adlı bir kitap yazdı. 1715 yılında III. Ahmet’in bir mektubunu Viyana’ya Prens Eugen’e götürdü

İbrahim Müteferrika’ya asıl şöhretini kazandıran matbaacılığıdır. Matbaasında bastığı ilk kitap 1729 yılının başlarında basılan Vankulu Lügati’dir. Bu matbaada basılan kitapların tarih, coğrafya, dil ve askerlik ile ilgili olduğu dikkat çekmektedir. İbrahim Müteferrika, bastığı kitapların çoğuna ilaveler ve bazılarına ise notlar ekleyerek zenginleştirmiştir.

Türkiye’de ilk matbaanın İbrahim Müteferrika tarafından kurulduğu belirtilmektedir. Fakat Türkiye’de azınlıkların yüzyıllardır kurduğu ve faaliyetlerini sürdürdüğü onca matbaadan sonra. İbrahim Müteferrika tarafından kurulan matbaa için; Osmanlı Türkiye’sinde Türk ve Müslüman kesimin kurmuş olduğu ilk matbaadır, açıklaması; çok daha doğru ve gerçekçi bir yaklaşım olacaktır. Ayrıca matbaa, dindar kesim ve hattatlarca engellemediği gibi Matbaa; Avrupa’da ve Osmanlılarda hattatlar ve din adamlarınca kurulmuş ve geliştirilmiştir,

Hattatların ve Dindar Kesimin Matbaayı Engellediği İddiası Yanlıştır, Aksine Matbaa, Kıta Avrupası ve Osmanlılarda Hattatlar ve Din Adamlarınca Kuruldu ve Geliştirildi.

Matbaanın mucidi Jan Gutenberg’in doğum yılı kesin olarak bilinmemektedir Almanya’da varlıklı bir ailenin oğlu olarak Mainz kentinde dünyaya geldi. 1411 yılında bir ayaklanma sonrası ailesi şehirden ayrılarak Eltville am Rhein (Alta Villa) Şehrine göç etti.

Güçlükler içinde ideallerini gerçekleştirmeye çalışan Jan Gutenberg’in, zengin ve rahat bir hayat sürmediği bilinmektedir. Fakat biz hayat hikâyeleri detayına girmekten ziyade, matbaanın gerek Avrupa’da ve gerekse Osmanlılarda dindar kesim ve hattatlar tarafından nasıl keşfedildiği ve geliştirildiği gerçeğini inceleyeceğiz Nitekim Jan Gutenberg’in matbaa literatürüne giren ilk önemli eseri İncil olup, Gutenberg’in zengin kuyumcu finansörünün de matbaa literatürüne giren

önemli eseri yine İncil’dir. Gutenberg’in zengin kuyumcu finansörü aynı zamanda iyi bir hattat olup, Müslüman olmadan önce papaz olduğu rivayet edilen İbrahim müteferrika da devrinin en iyi hattatlarından biridir.

Ayrıca belirtmek gerekir ki, özellikle ilk matbaa; hattatlar için en ideal bir şekilde alabildiğine geniş bir iş alanıdır. Matbaanın yeni kurulduğu dönemde de harflerinin çizimi, hazırlanması ve dökümü için hattatlar ordusu bile gerekebilir ve istihdam edilebilirdi.

Özetle matbaanın Türkiye’ye geç girdiği, hattatlarca, dindarlarca engellenmiş olduğu iddiası, matbaa literatürü ve tekniği açısından asılsız ve saçma olduğu gibi, Matbaanın; Kıta Avrupası ve Osmanlı ülkesine hattatlar ve dindarlar tarafından sokulduğu ve geliştirildiği kesin bir realitedir. Belki Osmanlı Sultanlarının kendi topraklarında, bir kısım tebalarının yaygın ve ağırlıklı olarak oldukça uzun bir süreç içinde kullandıkları matbaa konusunda farklı bir strateji izlemeyi tercih ettikleri söylenebilir. Fakat okullarda ve hatta özellikle İletişim Fakülteleri’nde bile Basın Yayın Tarihi derslerinde bu müzmin hatalı yorumun düzeltilmemesi, gerekli açıklama ve aydınlatmanın yapılmaması oldukça şaşırtıcıdır.

Basın ve Yayın Tarihi-2
İsmail Ferruh Destebaş
Yazarımız Kim ?

İsmail Ferruh Destebaş