Maddenin yapısındaki enfes ve mükemmel tarz bizi düşündürmelidir. Madde bize sürekli ve kesintisiz şekilde anlamlı mesajlar göndermektedir.
İlgilendiğimiz fikirler, bilgiler, bizi ötelere ve hayal ettiğimiz ufuklara taşımıyorsa; güvenli, geliştirici bir süreç oluşamıyorsa uyguladığımız sistematikte veya bizde bir problem var demektir.
Eğer çözüm adına bir şeyler üretemiyorsak bizler de sorunun bir parçası sayılırız. Bu mantalite doğrultusunda Modelimizde öngördüğümüz gibi, maddenin yapısı hakkında bilim-yorum ve sonuç şeklinde üç boyutlu görüşler içeren manzumeler sunmaya çalışalım.
Maddeyi oluşturan ve çıplak gözle göremeyeceğimiz kadar küçük, ancak mikroskopla görebildiğimiz atom parçacılarının içindeki çekirdek o kadar küçüktür ki örneğin bir atomu 60.000 kişilik bir stadyum kadar büyüttüğümüzü farz ettiğimizde, atomun çekirdeği o stadyumda sadece bir çekirge büyüklüğündedir. Fakat ilginçtir, o küçük çekirdek, o atomun nüvesini ve asıl ağırlığını teşkil eder. Atom çekirdeği çok yoğundur. Atomun içinde çekirdeğe ulaşıncaya kadar, arada sanki uzay tanımını ve özelliğini çağrıştıran muazzam bir boşluk vardır.
Bilindiği gibi canlılar hücrelerden, maddeler atomlardan, geometrik şekiller de noktalardan oluşurlar.
Maddenin yapısını oluşturan atom parçacıklarındaki işlev, yapısal şekil ve oranın, her türlü canlı ve cansız olarak yorumladığımız büyük ve küçük sistemlerde de görüldüğünü hayretle fark ederiz.
İlginçtir. Atom, hücre, dünyamız, güneş sistemi, hatta uzay bile şekil ve oran olarak birbirlerine benzemektedirler. Uzay ve içindeki sistemler ve de dünyamız canlı bir organizmayı andırırlar Bu modern fizikteki “Tanecik Modeli”nin ve modern matematikteki “Modüller Sistem”in ta kendisidir.
Canlı bir organizmanın bir hücresinde ve bir bitkinin tohumunda o canlının bütün özelliklerinin saklı olması ve parça-bütün ilişkisindeki sır; modüller sistem modern fizikte geçen tanecik modeli içindeki büyük, küçük iç içe sistematiklerin benzerliklerinde ve mükemmel işleyişlerinde saklıdır.
Öyle ki, Güneş; 12 gezegenden oluşan kendi sistemi içinde oran ve şekil bakımından tıpkı bir atomun çekirdeğine benzer ve aynı işlevi görür. Bütün bir güneş ve sistemi de atoma, hücreye benzemektedir. Kendi iç dinamiği içinde bir bütünlük arz eden güneş ve 12 gezegenden oluşan sistematik, tıpkı sürekli seyahat eden bir hava gemisi gibi uzayı dolaşmaktadır. Ve geçmiş olduğu yerden bir daha geçmemektedir. Anlaşıldığı kadarıyla bu seyahat uzayın her noktası gezilinceye kadar, diğer bir deyişle kıyamete kadar devam edecektir.
Burada önemli bir konuya açıklık getirmemizde yarar vardır. Bütün bir öğrenin hayatımız boyunca güneş sisteminin 9 gezegenden oluştuğu öğretildi. Son olarak bu gezegen sayısı sekize indirildi. Fakat hatırlarsanız sırasıyla 10. 11. ve 12. gezegenin bulunduğu haberleri resmi ana haber bültenlerinde geçilmişti. Sonunda 13. gezegenin de bulunduğu haberi geçildi. Ama bulunan son gezegeninin bizim güneş sistemimize dâhil olup olmadığı henüz bilimsel bir netlik kazanmadı.
Dünya ve katmanları incelendiğinde kızgın magma tabakası içinde (en içte) çekirdek, diğer bir adıyla yoğun tabaka bulunduğu görülmektedir. Üzerinde yaşadığımız dünyamız tıpkı bir atoma ve hücreye benzemektedir. Dünyamız, seçici geçirgen dış zarı (atmosfer) ile birlikte canlı bir organizmayı oluşturan hücreye de benzemektedir.
Dünyanın çekirdeğinde bulunan çekim gücü (yerçekimi) dünyanın ağırlığına eşittir. Bu durum iç dışa, dış içe döneceği bir zamanı, ilahi finali hal diliyle (maddenin diliyle) bize hatırlatmaktadır.
Daha farklı yorumlar çerçevesinde dünyamızı, sınırlı bir ömrü olmasına rağmen belli ölçüde kendini yenileme yeteneğine sahip iki uçlu (iki kutuplu) bir pile ve (veya) Bir yerlerden gelen örneklerin (bilimsel literatüre göre dünyamızdaki bazı maddelerin dışarıdan geldiği) sergilendiği sınırlı süreli bir sergi veya fuar yerine de benzetebiliriz. Örnekler çoğaltılabilir.
Bütün bu örnekler bize yaşlı dünyamızın ilginç ve düşündürücü sonlu sonsuz özelliklerini anlatmaktadır. İnsan organizmasının bir hücresinde, o organizmanın bütün özelliklerinin nasıl saklı olabileceğini veya bir erik ağacının çekirdeğinde, o ağacın bütün nüvesinin ve geçirdiği bütün bir hayat tarihi ve evrelerinin nasıl muhafaza edildiğini ve bütünde zerre ve de zerrede bütünün nasıl olabileceğini ciddi olarak düşündürmektedir, Birlik ilkesine dini literatürde vahdaniyet denilmektedir
Dünya ve katmanları; şekil, işlev ve oran bakımından tıpkı atom ve hücreye benzemektedir.