ÇAĞIN ÇAĞRISI-1


  • Oluşturulma Tarihi : 19.12.2018 06:51
  • Güncelleme Tarihi :
ÇAĞIN ÇAĞRISI-1 yazının resmi

Yeni bir çağa girerken yeni dünya düzenini, bireysel ve toplumsal hareket alanlarımızı, mutluluk ve refah paritemizi, özetle maddi ve manevi (moral) açıdan her türlü beklentilerimizi her zaman olduğu gibi yine tercihlerimiz belirleyecektir. Eğer farklı ve olumlu bir gençlik ve gelecek istiyorsak bu isteğin gerektirdiği ölçü ve değerde davranış ve tercihler sergilememiz, sonra bütün bunların gerektirdiği uygulamayı bir süreç şeklinde kendimize sağlamamız gerekir.
Maddenin kendine özgü bir tarzda yapısı ve mükemmelliği vardır. Bütün bir hayat boyu aradığımız mucizeler çok uzaklarda değil; normal günlük hayatın içinde ve eşyanın tabiatında saklıdır.
Aslında en büyük mucize insanın kendisidir. Yeni bir çağın eşiğinde, son birkaç yıl içinde aldığımız kararlar, uygulamalar önümüzdeki yaşanacak yüzyıllar içindeki performansımızı ve yerimizi belirleyecektir. Meselenin hamle kaybına tahammülü yoktur.
Eğitim, insanı ve onun hayatını en uygun bir şekilde, güzel ve doğru olarak tanımlamayı, yorumlamayı ve yönlendirmeyi sağlayan bir amaç olarak algılanmalı ve öyle uygulanmalıdır. Bu yaklaşım: “Nasıl bir eğitim?” Sorusunu ve meselenin açılımını düşündürmekte; çağrışımlar yapmaktadır.
Modelimiz, ilmin yorumu açısından büyük filozof Sokrates, bilimsel ve sanatsal yönüyle de Leonardo Da Vinci ağırlıklıdır. Modelimizi canlı bir organizma gibi düşünecek olursak, kalbinde Sokrat’ın, vitrin ve dizaynında Leonardo Da Vinci’nin, hücrelerinde ve yapısal hamurunda ise; inanç, fedakârlık ve feragat eksenli moral (manevi) değerlerimizin bulunduğunu söyleyebiliriz.
Temel Eğitim Programı ve ders kitaplarında ilginç çeşnileri bulunan Futurology (Gelecek Bilimi), günümüzde birçok gelişmiş ülkelerin üniversitelerinde yeni stratejiler geliştirme adına okutulmaktadır. Bizler de bu gelişmelere seyirci kalmamalıyız.
Her şeyden önce eğitim, insan ve insanlık için düşünülmelidir. Dar menfaatlere heba edilmemelidir. İnsan unsuru ve ortak menfaatleri için yapılanmalı, insanı tanımayı amaçlamalı ve bunu sağlamalı, ayna tutarak kendini tanımayı ve denetlemeyi öğretmelidir. Güzel ahlaklı, faziletli insan yetiştirmelidir. Eğitimcinin ve öğrencinin kendi kendini denetlemesinden daha iyi bir denetleme mekanizması yoktur. Bu ihtiyacı, insanın kendi kendini denetleme gereğinden hareketle de yorumlayabiliriz. Bu iç denetlemenin olmadığı hallerde denetim, “Demoklesin kılıcı” gibi yorumlanmakta, hatta iç denetim mekanizmasını dahi zaafa uğratmaktadır. İnsanın yapısı gereği haklı beklentileri ve onuru pek çok şeyin üstündedir. Bu sistematik, kendi içyapısında bulunan, tamamen insana özgü bir fedakârlığı ve feragatini yaşar ve yaşatır.
Eğitim, fikri harekete geçirecek şekilde düşünmeyi, aktif dinlemeyi sağlamalıdır. Bilgiyi harekete geçirmelidir. Potansiyel enerji kinetik (hareket) enerjiye dönüştürülmelidir.
Eğitim olgusu içinde tercih hakkımız vardır. Daha ötesi, doğru olan kavramlar ve itiraz edilemez realiteler içinde bile uygulamada bizi farklı yönlere ve sonuçlara götüren seçenekler vardır.
Açıkça belirtmek gerekirse, realitenin iki yönünden biri bizi mutsuz edebilmektedir. Bu konu oldukça önemlidir. Daha sonra gelecek makalelerimde ve yazılarımda bu konuyu ve açılımlarını inceleyip sonuçlarını tartışacağız.
Eğitim projelerinin hayata geçirilmeleri oldukça zordur. Fakat burada bir şeyin hayata geçirilmesi konusunda, hayat sahibi olabilmenin ölçü ve ana kriterlerini tespit etmek ve incelemek gerekmektedir. Modelimizde bilimsel literatüre ve eşyanın tabiatına uygun perdeli bir anlatım tarzı seçilmiştir.
Özellikle eğitim alanında gelişmek olumlu adımlar atmak, geçmişin güzellikleriyle geleceğin ümidini birlikte beslemek istiyorsak, iç dünyamızı ve kendimizi tanıyıp iç barışı sağlayarak dışımızdaki dünyayı tanımaya yönelmeliyiz. İç dünyamızda ve bizi oluşturan bir tek hücremizde kendimiz ve bütün bir kâinat saklıdır. Kendimizi tanıma adına iç barışımızın sağlanması, sosyolojik açıdan da gerek ve yeter bir şarttır. Aslında bizler, sadece kendimizi tanıyabildiğimiz kadarıyla dünyayı, yaşamı, bilimi, bilgiyi ve çok çeşitli ilişkiler manzumesini tanımlayabiliyoruz.
Yukarıdaki keyfiyetler tamamlandığında veya böyle bir sürece geçildiğinde, ilerleme ve gelişme süreci de normal bir sonuç şeklinde yansımalarla kendisini hayatımızda hissettirecektir.

ÇAĞIN ÇAĞRISI-1
İsmail Ferruh Destebaş
Yazarımız Kim ?

İsmail Ferruh Destebaş