Çanakkale Savaşı Hakkında Stratejik Bir Yorum

Buraya kadar verilen bilgilerin, tüm yazılan ve söylenenlerin ışığında artım bazı yorumlamalar yapabiliriz. Daha önce de belirtildiği gibi Çanakkale geçilemediği için, İngiltere’den yardım isteyen Rus Çarı’na ulaşılamadığından 1917 yılında Rusya’da Bolşevik İhtilali meydana geldi ve Çarlık Rusya’sı yıkıldı. 1917 İhtilali olmasaydı, altyapısı daha müsait Rusya, sanayi devrimini gerçekleştirecekti. Rusya, şimdiki Amerika Birleşik Devletleri’nin konumunu alacaktı. Böyle bir olay gerçekleşseydi, Türk ve Müslüman dünyası tamamen asimile olabilirdi. Şehit kanları asla boşuna akmamıştır. Yukarıda bahsettiğimiz semavi dinlerin ortak güzelliklerine ters gelen bir yaklaşım olarak yüzyıllar ve binyıllar boyunca süren Hilal-Haç kavgasında, Çanakkale Savaşı’yla manevi bir final yaşanmış, Hilal-Haç kavgası burada son bulmuştur. Hasta adam diye yorumlanan Osmanlı Devleti’nin şecaati ise göz kamaştırıcıdır. Fakat şecaat, kaderin önüne geçememiştir; ama bir devrin kapanması, kesinlikle bir son değil, yeni bir devrin açılması anlamına gelmektedir. Tarih bilim, buna şahittir. Çanakkale Savaşı’nda önce Sargı Yeri’ni bombalayan düşman, daha sonra burada bizim askerlerimizle birlikte yaralarını sardırmış, tedavi olmuştur. Şimdi artık Çanakkale Savaşı’nın geçtiği bu yerler, dünyanın semavi dinleri açısından sürekli ziyaret edilen ortak bir manevi park haline gelmiştir. Her inanan dünyalı Çanakkale’yi ziyaret etmelidir. Bu mekândan Kâbe’ye bir girizgâh uzandığını bizzat yaşadığım bir olaya dayanarak söylemekte bir beis görmüyorum. Bu bölümde Çanakkale Savaşı’nda yaşananları hepsini vermemiz mümkün değildir. Fakat “farklı bir tarih bilim yorumu” esprisinde bazı önemli enstantaneleri vurgulamaya çalışacağız. Sonunda gerçekleşen Türk Anzak yakınlaşması ve dostluğu için bu kadar kan dökülmesi mi gerekiyordu? Alexis Carrel’in sitem ve serzenişleri boşuna değildir.
 

Çanakkale Savaşı Hakkında Stratejik Bir Yorum