Çanakkale Savaşı'nı Farklı Kılan Bazı Olağanüstülükler


  • Oluşturulma Tarihi : 21.10.2020 07:08
  • Güncelleme Tarihi :
Çanakkale Savaşı'nı Farklı Kılan Bazı Olağanüstülükler yazının resmi

Winston Churchill’in Düşündürücü Sözleri
Daha önce de belirtildiği gibi Winston Churchill, Çanakkale’den zorlayarak İstanbul’u almayı daha Birinci Dünya Savaşı başlamadan çok önce tasarlamıştı. Bu topyekün savaş başladıktan sonra da Çanakkale Çıkarması ile aynı zamanda savaşın süresini kısaltmayı ve yardım isteyen Rus Çarı’na ulaşmayı hesaplayan Winston Churchill, Çanakkale’yi geçemeyeceğini hiç düşünmemişti.
Churchill, kendince sağlam bir mantık hesabı yapmıştı. İngiltere sömürgeler sahibiydi. Yenilmez bir armada konumunda büyük ve güçlü donanması vardı. Osmanlı Devleti ise Balkan Savaşı’nda yenilerek büyük bir prestij kaybetmişti. Buna rağmen Çanakkale’yi geçemeyen ve kendisi prestij kaybeden Churchill sonunda “Biz Çanakkale’de Türk askeri ile değil Tanrı ile savaştık ve haliyle kaybettik” şeklinde bir yorum yapmaktan başka çare bulamamıştır.
Çanakkale Savaşının stratejisini ve hatıralarını incelemek için başvurulan yerli ve yabancı her türlü kaynak şahıs, bilgi ve belgeler orada olağanüstü şeylerin olduğunu ve yaşandığını ispatlamaktadır.
Çanakkale Savaşı’nda sebepler dairesinin ötesinde farklı şeylerin yaşandığını, manevi dinamiklerin devreye girdiklerini fark etmemiz gerekir.
Hamilton’un Rüyası
Çanakkale Savaşıyla ilgili hatıralarında hemen hemen bütün düşman askerleri ortak bir görüş beyan ederler. Onlar, Çanakkale’nin tekin bir yer olmadığını düşünmektedirler. Hâlbuki Çanakkale aslında sıradan küçük bir yarımadadır. Osmanlı kuvvetlerinin mevcut gücü de bellidir. Düşmanlar için tekin olmayan bu yer, manevi dinamiklerin devreye girdiği bir yerdir ve bu yüzden denge lehimize dönmüştür. Dünyanın büyük bir bölümünü sömürgesi haline getirmiş İtilaf devletleriyle normal şartlarda başa çıkmamız aslında mümkün değildi. Düşman askerlerini ve komutanlarını ürperten bazı olayları incelememiz gerekir.
Çanakkale Savaşı’nda İtilaf Devletleri Komutanı Sir İan Hamilton’un 21 Eylül 1911 tarihinde gördüğü rüyayı kendi hatıralarından nakledelim.
“Dün gece korkunç bir rüya gördüm. İmroz’da çadırımın içinde küçük portatif karyolamda yatmaktaydım. Birdenbire kendimi buz gibi sulara gömülmüş buldum. Birisi beni denizin dibine doğru çekiyordu, boğuluyordum. İki kuvvetli elin boğazımı sıktığını hissediyordum. Bu iki el beni, hem boğuyor hem de denizin derinliklerine sürüklüyordu. Nefesim kesiliyordu. Dehşetli bir mücadeleyle kendimi bu iki elden kurtarmaya çalıştım. Bu, o kadar sıkıntılı bir boğuşmaydı ki, yatağımda gözlerimi güçlükle açtığım zaman, bütün vücudum zangır zangır titremekteydi. Baştan aşağıya kan-ter içinde kalmıştım. Boğazımı sıkan iki kuvvetli pençeyi görür gibi oldum. Çadırımın içinde sanki bir hayalet vardı; fakat yüzü karanlıkta seçemiyordum. Bu hayal yavaş yavaş gözden silinip kayboldu. Boğazım ferahladı. Rahat nefes almaya başladım. Çadıra bir düşman mı girmişti? Ömrümde bu kadar korkunç bir rüya gördüğümü hatırlamıyorum. Uyandıktan sonra saatlerce bu korkunç rüyanın etkisinde kaldım. Kafamda acayip düşünceler belirmeye başladı. Çanakkale tekin değildi. Üzerimize kaçınılmaz bir tehlike çökmüştü. Hepimizi meşum (uğursuz) bir akıbet beklemektedir.
 

Çanakkale Savaşı'nı Farklı Kılan Bazı Olağanüstülükler
İsmail Ferruh Destebaş
Yazarımız Kim ?

İsmail Ferruh Destebaş