Winston Churchill’in Düşündürücü Sözleri
Daha önce de belirtildiği gibi Winston Churchill, Çanakkale’den zorlayarak İstanbul’u almayı daha Birinci Dünya Savaşı başlamadan çok önce tasarlamıştı. Bu topyekün savaş başladıktan sonra da Çanakkale Çıkarması ile aynı zamanda savaşın süresini kısaltmayı ve yardım isteyen Rus Çarı’na ulaşmayı hesaplayan Winston Churchill, Çanakkale’yi geçemeyeceğini hiç düşünmemişti.
Churchill, kendince sağlam bir mantık hesabı yapmıştı. İngiltere sömürgeler sahibiydi. Yenilmez bir armada konumunda büyük ve güçlü donanması vardı. Osmanlı Devleti ise Balkan Savaşı’nda yenilerek büyük bir prestij kaybetmişti. Buna rağmen Çanakkale’yi geçemeyen ve kendisi prestij kaybeden Churchill sonunda “Biz Çanakkale’de Türk askeri ile değil Tanrı ile savaştık ve haliyle kaybettik” şeklinde bir yorum yapmaktan başka çare bulamamıştır.
Çanakkale Savaşının stratejisini ve hatıralarını incelemek için başvurulan yerli ve yabancı her türlü kaynak şahıs, bilgi ve belgeler orada olağanüstü şeylerin olduğunu ve yaşandığını ispatlamaktadır.
Çanakkale Savaşı’nda sebepler dairesinin ötesinde farklı şeylerin yaşandığını, manevi dinamiklerin devreye girdiklerini fark etmemiz gerekir.
Hamilton’un Rüyası
Çanakkale Savaşıyla ilgili hatıralarında hemen hemen bütün düşman askerleri ortak bir görüş beyan ederler. Onlar, Çanakkale’nin tekin bir yer olmadığını düşünmektedirler. Hâlbuki Çanakkale aslında sıradan küçük bir yarımadadır. Osmanlı kuvvetlerinin mevcut gücü de bellidir. Düşmanlar için tekin olmayan bu yer, manevi dinamiklerin devreye girdiği bir yerdir ve bu yüzden denge lehimize dönmüştür. Dünyanın büyük bir bölümünü sömürgesi haline getirmiş İtilaf devletleriyle normal şartlarda başa çıkmamız aslında mümkün değildi. Düşman askerlerini ve komutanlarını ürperten bazı olayları incelememiz gerekir.
Çanakkale Savaşı’nda İtilaf Devletleri Komutanı Sir İan Hamilton’un 21 Eylül 1911 tarihinde gördüğü rüyayı kendi hatıralarından nakledelim.
“Dün