Çoklu Zeka Kuramı Çerçevesinde İnsanı Tanıma ve Tanımlama-1


  • Oluşturulma Tarihi : 28.08.2019 07:31
  • Güncelleme Tarihi :
Çoklu Zeka Kuramı Çerçevesinde İnsanı Tanıma ve Tanımlama-1 yazının resmi

İnsanın yücelişi serüvenini kısaca açıklamak gerekirse insan, oldukça eksik ve zayıf bir şekilde hayata başlar. Fakat çok yönlü, değişken, karmaşık yapısıyla ve alacağı bir hayat boyu eğitim ile gelişir, İnsanın değişken özelliğinden hareketle daha farklı, ilginç ve önemli tespitler de yapabiliriz. Bir cenin olarak hemen hızla organlaşmaya başlayan insan yavrusu, henüz bebekken bile çok zekidir. İleri yaşlarda ortaya çıkan insanın bazı karakteristik halleri ve huyları yeteri kadar dikkatle gözlendiğinde, daha henüz küçük bir bebekken fark edilebilir. Dış çevresiyle etkileşim ana rahminde çoktan başlamıştır bile. Bu yüzden onun manevi (moral) anlamda yüksekliğe kavuşturulma sürecinin hemen başlatılması çok önemlidir. Küçük yaşlarda buna yönelmemiz gerekir. Bu olayı akıllı kısa adımlar ve aşamalar süreci şeklinde gerçekleştirmeliyiz. Üç yaşında zeka olayının tamamlandığı gerçeği bilimsel bir realitedir.
Oyun ve drama, temel eğitim programında ve ders kitaplarında ayrı bir önem ifade etmektedir. Eğitim olgusu içinde çok kaliteli bir katalizör olarak kullanılabilme özelliğine haizdir. Öğrencinin motivasyonu ve adaptasyonu konusunda eğitimciye büyük bir destek sağlar. Çocuk oyun esnasında çok ciddi ve kararlıdır. Bu sebeple oyun ortamında öğrenmeye hazır ve istekli davranışlar sergiler. Erken yaşta eğitim ve ailenin de buna yönlendirilmesi olayı, kendimize yapabileceğimiz en yararlı yatırımdır. Geleceğimize ve kendimize sahip çıkmalıyız. “Ağaç yaşken eğilir” atasözü gerçekten bütün zamanlar için geçerliliği onaylanmış bir sözdür. Eğitimci, özellikle 6–12 yaş grubu içindeki öğrenciler özdeşim kurabilecekleri kahramanlarını oluştururlarken onlara destek ve rehber olmalıdır.
Ülkemizde maalesef küçük yaşlarda çocuklarına manevi (moral) gıda ve motivasyonun verilmesini, eğitime engel sanan ve üstelik bu hatalı değer yargısını da çağdaşlık kabul edenlerin sayısı maalesef oldukça fazladır. Sonrasında da ülkemizde ve bütün dünyada her şeyin günden güne kötüye gittiği düşünülerek hayıflanılmaktadır. Örneğin, modaya uyma, modern ve çağdaş olma gibi fantezi şeylerle kast edilen anlam ve ölçütler, günümüzde oldukça müphem, bulanıktırlar. Bunu fark etmek için televizyonların reklam, magazin vb. programlarına bir göz atmamız yeterlidir. İnanç ve fedakarlıkla ilgili yeterli bir eğitim ve öğretim veremediğimiz, ahlaki ve bilimsel gıdası yetersiz, üstelik maddenin anlamını algılamaktan bile uzak, kuru eksik ve çoğunlukla tek taraflı dengesiz bir anlayışla ortaya sürdüğümüz bir nesil (gelecek) doğal olarak bizleri üzecektir.
Bu yanlışlar silsilesi devamında kuru bilgi de elde edemeyen öğrencilerin küçümsenmemesi gereken bir bölümünün lise ve üniversite seçme sınavlarında sıfır puan aldıkları gözlenmiştir. İnsanın yapısal ölçütlerini algılayarak onu kendi frekansında ve zemininde yorumlayamazsak, varsayabileceğimiz hiçbir eğitim sistematiğinde, düşünme sanatını öğrenmiş bir öğrenciyi ürün olarak elde edemeyiz. Bir eğitimci, kendisi de bu olayı yaşamalı ve en iyi bir şekilde temsil etmelidir. Eğitim, teori ve pratikte, beşikten hayatımızın sonuna kadar sürdürmemiz gereken bir olay olarak algılanmalı ve uygulanmalıdır.
Bir bebek ile üniversite öğrencisi birlikte eğitim yapmaz, fakat okul öncesi, ilköğretim ve orta öğretim kademesindeki bütün öğretmenler, akademisyenler ve bilim adamları daha çok bir araya gelerek koordineli bir şekilde çalışabilirler. Okul öncesi, ilköğretim ve orta öğretim kategorisindeki eğitimcilere yönelik proje yarışmalarının önemi gerçekten çok büyüktür. Küçük çocukları eğitenler de akademisyenler statüsünde olmalıdır. Aslında küçükleri eğitmek, yetiştirmek, büyüklerin eğitiminden daha zordur. Ciddi bir maharet, meşakkat ve sabır ister. Büyük birikimleri olan akademisyenleri ve bilim adamlarını yadsıma gayesi taşımamakla birlikte olay, bir akademisyenin kürsüde dersini anlattıktan sonra arkasını dönüp gitmesine benzemez.
Araştırmacı-yazar

Çoklu Zeka Kuramı Çerçevesinde İnsanı Tanıma ve Tanımlama-1
İsmail Ferruh Destebaş
Yazarımız Kim ?

İsmail Ferruh Destebaş