İlim-sevgi sentezi, insanlığa yararlı meslek sahipleri yetişmesini sağlar. Esasen eğitim olgusunun ta kendisidir. Teknolojinin insanlığı tehdit eden tehlikeli yönlerine karşı engelleyici unsur teşkil eder ve bizleri korur.
Bilindiği gibi gelişmiş ülkelerde üniversitelerde stratejiler üretmek için Futurolgy (Gelecek Bilim) okutulmaktadır. Bu bağlamda:
1. Yakın vade: 1 yıl içinde
2. Kısa vade: 1–5 yıl içinde
3. Orta vade: 5–20 yıl içinde
4. Uzun vade: 20–50 yıl içinde
5. Uzak gelecek: 50 yıldan sonrası
oluşturulacak stratejiler içinde eğitim olgusunun sıradan bir unsur olarak kullanılması yerine, strateji eğitim olgusu üzerinde yapılandırılmalıdır. Bu bir ölçüde stratejiyi insan unsuru üzerine yapılandırma anlamına gelmektedir. Bizler öncelikle insanlık olarak saygınlığımızı korumalıyız. Bunun en geçerli ve etkin yolu ise eğitimdir. Eğitim, uluslararası iletişim dilidir. Dünya insanlığı ölçüsünde birbirimizi anlamamız için yegane iletişim aracımızdır. Eğitim, bu bağlamda (anlamda) zaten insana özeldir. Ve daha önce de özellikle vurgulamaya çalıştığımız gibi Özel eğitim, eğitim olgusunun ana çekirdeğidir. Çünkü insanın kendisi ve bütün bir insanlık çok özeldir. Açıkça belirtmeye çalıştığımız gibi içinde yaşadığımız dünya konjonktürünü ve ana stratejiyi böyle belirlememiz gerekir.
Şimdi buraya kadar verilen bilgilerin de ışığında enfes bir denklem ortaya çıkarabilir ve bu konuda kullanabileceğimiz bir formül ortaya koyabiliriz. Formülümüz: bilim+sanat+akıl+zeka = duygu (kalp, his)+ruh+şuur (zihin, ana bellek) şeklinde olacaktır. Pozitif insanın oluşumunu ve aynı zamanda insanın yücelişini hiyerarşik bir sıralamayla gösteren bu formül, analitik sentezler yapmamıza da ciddi anlamda yardımcı olacaktır.
İdeal anlamda üç boyutu incelemeyi ve algılamayı başarmak için ciddi, samimi olumlu bir tercih ve istek gerekir. Bu tür bir çaba aslında aktif duadan başka bir şey değildir. Medeniyet harikaları olarak kabul ettiğimiz ve ideal anlamda çoklu zeka ve (veya) üstün zeka ürünü buluş ve keşifler de, o aktif duanın gerçekleşmiş sonuçlarından başka bir şey değildirler. İnsana özgü yararlı ve olumlu içsel üstünlükler (yararlı üstün zekalılık) ancak;
i) İçsel analiz ve sentezlerle,
ii) İçsel dizaynlar, kararlar ve kararlılıklarla,
iii) İçsel idrakler, kabuller ve fedakarlıklarla
elde edilebilirler. Bütün bu açıklama ve bilgilerin ışığında insan unsurunun asli yapısını kalp ve ruhun oluşturduğunu söyleyebiliriz. Bu arada dışa açılabilmenin sosyolojik açıdan gerek ve yeter şartının, iç dünyamızda (içsel yapımızda) kendimizle barışmamız olduğunu hatırlamamızda yarar vardır.
Araştırmacı-yazar