Normal halde cansız tuz pulcuklar şeklindeki virüslerin, bir hücre içine girdiklerinde canlanması gibi, Ansiklopedideki cansız ve atıl bekleyen bilgiler de, eğitim-öğretim olgusunun içine girdiğinde hemen canlanmalı ruh, mana ve aktivite kazanmalıdır.
Bilgiyi içimizde, ruhumuzda canlandırma işlemini başarabildiğimiz ölçüde; maddenin diliyle bize vermek istediği mesajları keşfedebilir ve olaya adapte olabiliriz. Böylece eşyanın tabiatı çerçevesinde oluşmuş bilgiler artık bize yük olmaktan çıkar ve uysal, hızlı binekler haline gelirler ve bizleri büyük hedeflere doğru taşımaya başlarlar. Yeni İlköğretim Programı ve ders kitaplarında maddenin bir zerresi baz alınarak, sanki masallardaki “Alaeddin’in halısı” ile yapılmış gibi ilginç, temsili yolculukların anlamını önce eğitimci algılamalıdır.
Dağarcığımızda bulunan bilgilerin, içine biz girebildiğimizde, bütünde zerre ve zerrede bütün bağlamında bir etkileşimi yakalayabiliriz, böylece zor görünen pek çok olay kolaylaşır. Maddeler ve sebeplerin içerdiği bilgiler bize binek olurlar. Sanki ışın gemisine binerek, televizyon ekranında görünen görüntülerimiz gibi biz de bir yerlere varabiliriz. Bahsetmeye çalıştığımız görüntü, bu konuların küçük bir versiyonudur. Bu konuda çok daha ötelere gidilmesi hatta bir gün ışın gemisine gerçekten binerek seyahat etmemiz bile mümkündür. Aslında Bilim de ruhumuza mal edilmelidir.
İnsanın dışındaki her canlının, enerji türlerinin, maddenin ve onların aralarındaki enfes ilişkinin insana endekslendiğini biliyoruz. İnsan ve onun dışında kalan bütün her şey albenili bir şekilde keşfedilmeyi beklemektedir.
Anlaşıldığı gibi, bilgiyi kullanma sanatını keşfetmek ve uygulamalı bir başarı elde etmek için, maddenin dili ve verdiği mesajlar bağlamında o bilginin dilini, mesajlarını ve ruhunu keşfetmemiz gerekir. Bunu başarabildiğimiz ölçüde, madde-mana senteziyle sanki bilgi hayat bulur. Öyle ki bütün bilgiler bize yaklaşır, özel ilhamlar gelir. Hepsi de hızlı ve güvenli araçlar şeklinde bizi bir yerlere ulaştırmak için yarışırlar. Bu şekilde ışınlanmış bilgiler oldukça parlak ve göz kamaştırıcıdırlar.
Düşünmeyi öğrenme sanatında ve bilgiyi kullanma sanatında en önemli başlangıç kısmı böyle başlar. Bu olay, yeni ve uzun bir sürecin sadece başıdır. Eğer eğitim sistemi ve sistemleri bazında bu olay gerçekleşemiyorsa, sistemde ve onu oluşturan değerlerde veya bizlerde ya da genel anlamda her konuda ciddi problemler, dejenerasyonlar var demektir.
Günümüzde madde-mana sentezi ve insan faktörü bir ölçüde yadsındığı için, muhtemelen o ölçüde de problemler yaşanmaktadır. Teknolojik gelişmeler, insanın mutluluk ve refahına ümit edildiği ölçüde yansımamaktadır. Niyet, her işte esası teşkil eder ve sonuçta hissesi büyüktür. Ancak iyi niyet, samimiyet ve sabırla beslendiğinde bizler aşama kaydederek gelişmeye devam edebiliriz. Aksi halde teknolojik gelişmeler bile refahımıza değil, mahvımıza sebep olurlar.