Maddeden insana doğru yükselen Hayat Piramidini şekil ve tema olarak dikkatle incelediğimizde, canlıların ortak özellikleri olduğu gibi; maddelerin de yüzeysel bilgilerin kapsam alanının çok daha ötesinde anlamlar içeren ortak özellikleri olduğu görülmektedir. Daha önce maddelerin en iyi teknik elemanlar olarak sıfır hatayla çalıştıklarını bir realite olarak saptamıştık. Maddelerin zerreler arası bir etkileşimle asla gelişigüzel olmayan düzenli bir süreç içinde kâinat düzenini oluşturmalarını ise en enfes ve düşündürücü ortak özellik olarak varsayabiliriz.
Hatırlarsanız daha önceki bölümlerimizde maddenin ilginç ve düşündürücü özelliklerini açıklarken onların sanki başka bir âlemden (veya âlemlerden) gelmiş gibi davrandıklarını belirtmiştik. Aslında dünyada bulunan maddelerin güneşten geldiğini daha doğrusu dünyanın güneşten kopmuş bir parça olduğunu kabul ettiğimiz gibi, dünyada ve başka yerlerde bulunan diğer maddelerin de oralara başka bir yerden geldiklerini varsaymak durumundayız. Gerçekten bilimsel anlamda merak ettiğimiz başka âlemleri ve arayış içinde olduğumuz bağlantıları düşünsel anlamda değerlendirdiğimizde; maddelerin ortak özelliğine ihtiyacımız olduğunu fark ederiz.
Hayat piramidinde maddeden insana doğru uzanan hiyerarşik düzenin oldukça anlamlı bir karmaşa içinde bir bütünlüğe sahip olduğunu söyleyebiliriz. Şöyle ki maddeden insana doğru uzanan bütün kâinat işlemcilerinin içyapılarında ve kendi aralarında zar bulunduğunu, fakat bunların aralarında ilişki kesintisine sebep olarak bir sütre bulunmadığını görürüz. Nitekim canlı-cansız ve bitki-hayvan özelliklerini birlikte ihtiva eden geçit varlıklar ve gaybi (bilinmeyen) bağlantılar; kâinat düzenindeki enfes süreci sağlamaktadırlar. Kâinat düzeninde maddeyi böylesine etkili kılan ve onun adeta canlı bir organizma özelliğine kavuşmasını sağlayan madde-mana sentezinin sırrını keşfetmemiz gerekir.
Anlaşıldığı gibi, en önemli bilgiler ve saptanan bilimsel kural ve kanunlar; insanda mutlaka olması gereken tefekkür seviyesinde bir düşünce olgusunu mutlaka gerektirmektedir. Bu sebeple eğitimin en önemli temel amaçlarından biri olan düşünmeyi öğrenme sanatı gerçekten çok önemlidir.
Düşünmeyi öğrenme sanatı konusunda açılım yapma adına ardarda sıraladığımız 11 maddenin birbirlerine açılan girizgâhları vardır. Bu bağlantılar düşünmeyi öğrenme sanatı olgusunu; tıpkı bir ağ şeklinde sararak oldukça kompleks bir yapı oluşturmaktadırlar. Fakat yine de bu karmaşık ağın düşünsel olguyu, oldukça somut ve anlaşılır bir şekilde sergilediği de açık bir realitedir. Çünkü öğrenme soyut değil somut bir olaydır.