Bir bilim dalı olarak tarihin sistematiğini ve onun iç dinamizmini keşfetmemiz gerekir.
Farklı bir tarih bilim tanımı yapabiliriz.
Tarih, izafi, helezonik özellikler taşıyan zaman, kavramı içinde inceleyip, belgelediğimiz hareketli, renkli motifleriyle diğer bilim dallarıyla anlamlı ilişkiler kurarak; insanlığın dram ve manzaralarından kesitler sunan ve bunları sebep-sonuç ilişkisiyle yorumlayan bir bilim dalıdır.
Tarih, kronolojik bir sıralamadan öte içinde sırlar taşır. Fakat gerçek anlamda kendimizi bu olgunun içinde hissetmeyi, üstelik aynı şeyi içimizde de duymayı başarabildiğimizde, sırlar ve kapılar bize açılır. Bu realite, tarih bilimin zenginliğidir.
Fakat bu sırlı zenginlik diğer bütün bilim dallarında da bulunan ortak bir özelliktir. Buna ulaşmak ve olayı algılamak için de mutlaka iyi konsantre edilmiş bir ilmin yorumu programını ödün vermeden uygulamak, Düşünmeyi Öğrenme Sanatını öğrenmek ve geliştirmek gerekir.
Tarih laboratuarında, toplumlar arasında genel olarak yansıtma, soğurma ve absorblama olaylarının hepsini de gözlemleyebiliriz. Buraya kadar yansıma sonucu gibi görülen örneklerin içinde, Doğu’da bulunan kâğıdın, Batı’da matbaaya dönüşmesi olayında ise, soğurma ve yansıma olayı birlikte vardır.
Hukuk devleti tanımı ve terminolojisi açısından Türkiye’de Roma Hukuku (Jüstinyen Devri Kanunnameleri) kullanılırken, Amerika Birleşik Devletleri’nde ise Fatih Kanunnameleri yürürlüktedir. Ciddi ölçüde bir empoze (dayatma) ve absorblama, tüm zamanlar için söz konusudur. Günümüzde Batı, soğurduğu ışığı yansıtma aşamasındadır. Bu yaklaşım, mecazi anlamda güneşin batıdan doğması ve kıyamet alametlerinden sayılmakla birlikte,Modelimizin “Konjonktürel Bir Yorum” adlı yazımızda bu konuda ciddi ölçüde bir fikir verilmiştir.
Bu konuda detaylar ayrı birer kitap konuları olabilir. Fakat Kıta Avrupa’sı ile Türkiye, tarihi gelişim süreci çerçevesinde ve oluşacak yenidünya dengelerinde, konjonktürsel açıdan birlikte hareket etme ihtiyacı duyacaklardır. Bu ilişki silsilesi zaten var diye düşünenlere, yukarıda bahsedilen olayın çok daha farklı bir boyutta olacağını belirtmek istiyorum. Dünyanın değişik yerlerinde bu realiteyi fark ederek, hazırlık yapanların olduğu da bir vakıadır.
Tarih, aslında kendine has bir lisanla her şeyi özellikle bize bizi anlatmaktadır. Tarihsel sürecin bir bilimsel metot şeklinde uygulamalarında; sebep-sonuç ilişkisi ve dün-bugün-yarın ilişkisi birlikte vardırlar Evet, tarih; kronolojik bir sıralamadan çok öte ve asla tesadüfe yer bırakmayan sırlar, anlamlar içermektedir. İşte bu bağlamda Modelimizde sunulan “Farklı Bir Tarih Bilim Yorumu” çok önemlidir.