Farklı Görüşler, Tartışmalar ve Çoklu Zekâ Kuramının Darboğazları-2


  • Oluşturulma Tarihi : 07.08.2019 07:06
  • Güncelleme Tarihi :
Farklı Görüşler, Tartışmalar ve Çoklu Zekâ Kuramının Darboğazları-2 yazının resmi

Klein’e göre Çoklu Zekâ Kuramı ile ilgili sorunlar kuramın yanlış anlaşılması ile sınırlı değildir. Kuramın kendisinde ve de pedagojik uygulamalarında sorunlar vardır. Klein (1977) çoklu zekânın kavramsal olarak hayli zayıf olduğunu savunarak, çoklu zekânın IQ ile ilgili zaten çok sayıda olan problem sayısını “sekiz katına” çıkarmaktan öte bir işe yaramadığını söylemektedir. Klein’e göre, Gardner’ın zekâ tanımları totolojiktir; örneğin, “bedensel-kinestetik zekânın tanımı dansın tanımıyla neredeyse aynıdır. Dolayısıyla elimizde şu vardır. Michael Jackson iyi bir dansçıdır, çünkü o iyi bir dansçıdır! Bu türden bir totoloji, kuramı zorunlu olarak doğu kılıyor, fakat aynı zamanda onu bayağılaştırmış oluyor.” Klein’a göre, çoklu zekâ ile ilgili problem temelde IQ ile ilgili problemle aynıdır. Gardner her ne kadar kalıtım ile çevrenin etkileşimini kabul etse de, o da beynimizi ve yeteneklerimizi nispeten değişmez/statik olarak kurgular. İlginçtir, Klein, Çoklu Zekâ Kuramını savunanların çoğunun Gardner’ın yazdıklarını muhtemelen hiç okumadıklarını belirtmektedir.
Klein’nin dikkat çektiği gibi, Hussert’in maksatlılık/tamaçlılık üzerine söyledikleri, Gardner’ın zekâların birbirinden bağımsız olduğu şeklindeki yaklaşımına gölge düşürür niteliktedir. Hussert’e göre zihinsel eylemlerimiz her zaman bir şey hakkındadır, yani bilinç daima bir şeylerin bilincidir. Bilincin iki kutbu vardır. Bunlar bilme edimleri (noesis) ile bilinen nesne (noema)dır. Çoklu Zekâ Kuramı’nda sorun şudur. Bilme edimlerinin çoğu matematiksel-mantıksaldır. Oysa bilinen farklı farklı olabilir.(Örneğin, uzamsal, bedensel-kinestetik, doğal veya müziksel), Gardner, zekâların birbirinden bağımsız olduğunu iddia ettiği savını doğru kabul edecek olursak, çoğu insan eylemini açıklamak neredeyse imkânsız hale gelecektir. Öte yandan, Gardner’ın görüşünü zayıflatıp, bu zekâların bağımsız olmadığı söylense, bu sefer de onların her birine zekâ demek imkânsızlaşacaktır.      
Modelimiz, fasit dairede bir eleştirel boyuta dâhil olmadan katkıda bulunmaktadır. Örneğin insan organizması farklı görevler üslenmiş organlardan meydana gelmiştir. Fakat insan organizması şüphe götürmez şekilde bir bütünlük arz etmekte ve üstelik insan madde-mana sentezinden oluşmaktadır. Yerine göre her ikisini de pekâlâ kullanabileceğimiz; azdan tüme, tümden de aza şeklinde iki metodun varlığını reddetmek zorunda değiliz. Biz de bu bağlamda farklı zekâ türleri olduğunu düşünmekteyiz ve kesinlikle yineleyebiliriz ki zekâ olgusu, ayrıca kendi içinde bir bütündür. Oldukça agresif bir örnek vermek gerekirse birey, toplum, devlet olgusu ve yönetim bilimi açısından dahi federatif yapılanmaları merkezi otorite bile reddetmemektedir.
Gardner ile sohbet etme ve onun dersine girme şansı bulanlar; Gardner’ın ortaya attığı bu kuramın öğrenme teorisi şeklinde kullanılmasından son derece rahatsız olduğunu açıkça belirtmektedirler. Gardner, “Görsel zekâya sahip olmamız, görsel olarak daha iyi öğreneceğimiz anlamına gelmez” demiştir. Bu yaklaşım bir ölçüde terzi olmamız, iyi dikiş dikeceğimiz anlamına gelmez, şeklinde birkaç aşamalı bir yaklaşıma da benzemektedir Ayrıca “asıl sorun Çoklu Zekâ Kuramı’nın öğrenme teorisi olarak görülmesi değildir.” şeklinde eleştiriler de söz konusudur. Gardner’ın, ortaya attığı bu teoriye çoklu beceri (talent) teorisi demeyi düşündüğünü, fakat daha çok ses getirmek için Çoklu Zekâ Teorisi dediği de söylenmektedir.
 

Farklı Görüşler, Tartışmalar ve Çoklu Zekâ Kuramının Darboğazları-2
İsmail Ferruh Destebaş
Yazarımız Kim ?

İsmail Ferruh Destebaş

Kabul Ediyorum
İlkses Gazetesi olarak sistemimizde sadece sizin izinleriniz doğrultusunda bilgilerinizi kullanıyoruz. Detaylı Bilgi cookie script