Eğitim olgusu öğrenmenin, bilmenin ve hissetmenin dayanılmaz güzelliğini verir.
Eğitim olgusunun mucizevî yönlerini keşfetmemiz gerekir. Öğrenmenin en ideal süreci olan dinleme, bir yaşam tarzıdır. Bir bilim dalında bulunan ilgi, bilgi ve güzellikler aklımıza ve ruhumuza gerçek anlamda yerleştiğinde, bu durum son değil yeni bir başlangıç demektir. Bu seviyede artık herhangi bir ikaz ve zorlama olmaksızın diğer ilim dallarıyla da en az asgari müşterekte bir ilişki ve gittikçe artan bir zenginlikte gelişme süreci başlar. Çeşitli bilim dalları ve sanatın bir kökten filizlendiğini fark ederiz.
Bu durum sanki enerji türlerinin maddeye nüfuz etmesi gibidir. Kişi pozitif enerji yüklenir. Ciddi bir aydınlanma söz konusudur. Isı, ses, ışık gibi enerji türlerinin yayılması gibi bilgi ve kazanımlar, adeta bütün hücrelerimize yayılır. Bu durum bir yaşam tarzıdır. Yeni oluşan bu durumun ciddi anlamda yeni bir kişilik, kimlik ve değişim olduğunu söyleyebiliriz. Üstelik sözü edilen ışık ve enerjisi çok parlak ve derin bir anlamlar içermekte, kalbimiz aydınlanmaktadır.
Örneğin ısı enerjisinin katılarda atomlardan atomlara geçiş yoluyla, sıvı ve gazlarda “yukarı aşağı” şeklinde yayılması olaylarının hepsi insan organizmasında gerçekleşebilir. Çünkü bize endekslenmiş dünyanın katı ve sıvı oranı, insanda bulunan katı ve sıvı oranıyla aynıdır. Bu açıdan bakılırsa bütün bir âlem ve kâinat maddi ve manevi anlamda insanda saklıdır Daha önceki bölümlerimizde de bahsettiğimiz gibi, büyük ve küçük sistemlerde; ilginç ve enfes bağlantılar ve benzerlikler söz konusudur. Canlı organizmayı oluşturan bir hücrede, o organizmanın bütün özelliklerinin saklı olmasındaki sır gerçekten düşündürücüdür
Zerrede bütünün saklı olduğu gibi, insanın içinde yaşadığı çevre, toplum ve kâinatın hem de maddi ve manevi anlamda saklı olduğu gerçeği; eğitim olgusu açısından ayrı bir değer ifade etmektedir. Eğitim olgusu, sonsuz sayıda materyal sahibidir. Aslında bütün mesele yaptığımız tercihlerde ve onların doğal sonuçlarında saklıdır. Burada asıl önemli olan ilk sınavı (bir anlamda asıl sınavı) başarmaktır. Çünkü yaptığımız tercihler daha sonra bizi yönlendirir.
Eğitim olgusu, dışında ve içindeki sonlu sonsuzu arama güdü ve yeteneğine sahip insanı en değerli materyal gördükten sonra, yine her şeyin ona ve onun hayatına göre endekslendiği sonlu sonsuz sayıda materyali en iyi şekilde değerlendirebilecektir. Önemli olan ideal bir süreci yakalamaktır. Az bile olsa devamlılık içeren bir süreç, istikrarsız ve düzensiz çokluktan daha etkilidir. Bilindiği gibi hafif ama devamlı esen bir rüzgâr, dünyanın değişim sürecinde bir anlık fırtınadan daha önemli ve etkilidir. Görüldüğü gibi asıl önemli olan, her şeyin insan unsuruna dayandırılmasıdır. Çünkü insanın dışında olan canlı ve cansız bütün varlıklar ve onların arasındaki denge, insan hayatına endekslenmiştir. İnsanın bunu bildiği halde aksi davranışlarda bulunması gerçekten anlaşılmaz bir olaydır.