Günümüzde madde-mana sentezi ve insan faktörü bir ölçüde yadsındığı için, muhtemelen o ölçüde de problemler yaşanmaktadır. Teknolojik gelişmeler, insanın mutluluk ve refahına ümit edildiği ölçüde yansımamaktadır. Niyet, her işte esası teşkil eder ve sonuçta hissesi büyüktür. Ancak iyi niyet, samimiyet ve sabırla beslendiğinde bizler aşama kaydederek gelişmeye devam edebiliriz.
Daha önce de belirttiğimiz gibi son dönemde ülkemizde oldukça popüler görünen Çoklu Zekâ Kuramı ve çoklu zekâ konusunda da; toplum bilimleri, pozitif fen bilimleri ve sanat arasındaki bağlantının ve paralelliğin anlaşıldığı, aynı orijinden kaynaklandıkları ve keşfedildiği ölçüde başarılı olunacağı düşüncesinde daha ısrarcı olmamız gerekmektedir. Bu konuda Modelimizin önermiş olduğu 3S Kuralı bize çok şeyler anlatmaktadır.
Eğitimciler ve uzmanlar, modelimizde önerdiğimiz bu formasyona gerek ve yeter şart derecesinde, analiz ve sentezler birlikteliğinde değer vermedikleri takdirde, Çoklu Zekâ Kuramı ve öğrenciyi yöneltme çalışmaları, amacına ulaşamayacak, atıl kalacaktır. Bütün bu bilgilerin ışığında ilişkileri keşfetme sanatını mutlaka elde etmemiz ve uygulamamız gerekir.
Düşünceyi öğrenme sanatı çerçevesinde ilham şeklinde desteklere ihtiyacımız vardır. Bunun için o konuya uygun iklimler, adaptasyon ve metafizik gerilimler gerekmektedir. Bu beklentiye ulaşma konusunda ise, “minimum minimuma, maksimum maksimuma kavuşmak ister.” şeklinde bilimsel bir kuralı hatırlamamız gerekir. Bir şeyin, diğer bir şeyi gerektirerek devam ettiği süreçte, tercih ettiğimiz yol çok önemlidir. Hangi yolu tercih etmişsek, o yolun üzerinde olabilecek etkileşimlerle karşılaşacağız demektir. Düşünceler ve tercihler birbirlerinde saklıdırlar
Cazibesini asla yadsıyamayacağımız ilham şeklinde destek beklentilere olan ihtiyacımız konusunda ise literatüre uygun önermeler, örneklemeler yapmakta yarar vardır. Peygamberlere geldiği bilinen vahiy, renksizdir ve gölgesizdir. İlham ise renklidir gölgelidir. Bilimsel literatüre göre insana, hatta hayvana bile gelebilir.
Algılama ve düşünsel açıdan çok önemli bir konu ve ayrıntı üzerinde durmak gerekir. Bilimsel değeri ve derinliği olan eserleri izlemek, okumak, maalesef insanların büyük bir çoğunluğunu sıkar. Önemli sanat eserleri incelenirken de bu hatalı ve eksik bakış açısı hâkimdir. Fakat bu durum o eserleri yeterince algılayamamaktan kaynaklanır. Böyle eserleri şöyle okumamız, izlememiz gerekir. Örneğin üç boyutlu hazırlanmış resimleri incelerken eğer resme kurallara uygun olarak bakmazsak bir şey görüp anlayamayız. Resmin yüzeyine yüzeysel bir şekilde bakıp dururuz. Gerekli konsantrasyonu yakaladığımızda ise birdenbire enfes ve esrarlı bir genişlikle karşılaşırız. Bu olayı bir süreç şeklinde yakalayabilmek gerçekten harikuladedir. İşte derinliği olan eserleri bu şekilde incelemeli, cümle ve paragraflarının enfes açılımlarını anlamaya çalışmalıyız. Sıradan bir resim ve kompozisyon ilk bakışta kolay algılanır, fakat üç boyutlu derinlik yakalamak imkânı yoktur, çünkü olay bu kadarla sınırlıdır.