Konjonktürsel Bir Yorum-2

Belirtildiği gibi artık NATO ve Birleşmiş Milletler, adeta benzer fonksiyon ve muhtevada kuruluşlar haline gelmişlerdir. Görüldüğü kadarıyla bu yeni oluşum, diğer bir adıyla “Yenidünya Düzeni”, sesli veya sessiz bir şekilde içine yeni unsurlar alarak ve bir kısmını çıkararak, 17. yüzyıldan beri devam eden hakimiyetini belki yeni ortamlar meydana getirerek, ama özde devam ettirmek istemektedir. Fakat burada belirtildiği gibi tarih biliminin kendi klasik ve kararlı jeneriğini iyi okumamız gerekir. Yeni oluşacak dengeler, suni çabaların ve hesapların üstünde bir yapılanma modeli olacaktır. Zaten bu hep öyle olmuştur. Aslında her kesim, bu beklenti ve hazırlığın bir ölçüde içindedir. İlerleyen bölümlerimizde “Farklı Bir Tarih Bilim Yorumu” adlı bölümümüzde bu konuya ayrıca ışık tutulmaktadır, Bir bilim dalı olarak tarih, adeta bir canlı organizmayı andırır. Bilimselliğin ortak karakteristiğini yansıtan yönleriyle de oldukça çarpıcı ve etkileyicidir. Örneğin Doğu ve Batı Almanya Birleşerek Birleşik Almanya oluştuktan hemen sonra Balkanlar’da meydana gelen olaylar ilgi çekicidir. Balkanların en güçlü devleti görünen Yugoslavya parçalanmış, Balkanlar, bir anda Birinci Dünya savaşı öncesindeki siyasal sınırlarına dönüşmüştür. Bu olayı şöyle tasvir edebiliriz. Tarih bilim, tıpkı canlı organizma gibi davranış göstererek, yeni bir çağa atlamaya hazırlanan atlet şeklinde gerilmiş beklemektedir.
Günümüz demokrasi anlayışını ve konjonktürü oluşturan ilginç bir demokrasi hikayesini kısaca özetlemek istiyorum. Rock Feller, 8 milyon dolara Manhattan’ın doğu kıyısındaki araziyi satın alır ve İkinci Dünya Savaşı sonunda bir araya gelen ülkelerle kurulan Birleşmiş Milletler için tahsis eder. Pek çok önemli sanat eseri barış ve kardeşlik adına hediye edilmiş Harry Moor’un figürü, Yevgeni’nin sabah heykeli, Pand Direns Heykeli 60 ülkenin parası eritilerek yapılan Japonya’nın hediye Barış Çanı bu komplekstedir.
Aslında kendi iç bünyesini akort etme ve ayarlama sürecinde olan Avrupa Birliği, yukarıda bahsi geçen oluşum karşısında ciddi bir rekabet gücü olma yolundadır. Bu bağlamda dünyada iki ciddi oluşum sürecinin başladığını söyleyebiliriz. Dünyada ikili paktlaşma modeli şekillenirken asli ve nihai model ise çok uzak olmayan bir zamana bağlıdır.
Alexis Carrel, Kıta Avrupası’nda yapılan nüfus planlamasından ciddi ölçüde yakınmakta Avrupa’nın ve özellikle Fransa’nın çöktüğünü belirtmektedir. Sahte ışıltılı yönlerini irdelediği bu parıltılı medeniyet onu yeterince mutlu etmemekte o bir ölçüde Orta Çağ Avrupa’sının dini ve ahlaki değerlerini dahi savunmaktadır. Ünlü Oksford, Cambridge Üniversiteleri dini içerikli, din adamı akademisyenlerin ders verdikleri okullardır. Bu bağlamda tarih kitaplarımızdaki bilgileri yeniden gözden geçirmemiz gerekmektedir. Kıta Avrupası ve Amerika Birleşik Devletleri’nin özetle bütün Batı dünyasının ciddi anlamda değer verdiği Alexis Carrel’in insanlık alemi ve geleceği için kaygı duyarak belirttiği samimi serzenişlerini yadsımamalıyız.
 

Konjonktürsel Bir Yorum-2