Madde, Mana ve Zaman İlişkisi


  • Oluşturulma Tarihi : 03.06.2020 07:54
  • Güncelleme Tarihi :
Madde, Mana ve Zaman İlişkisi yazının resmi

 Maddenin iç içe katmanlardan oluşan yapısını ve onu oluşturan, çıplak gözle göremeyeceğimiz kadar küçük atomların şaşırtıcı, enfes özelliklerini hatırlayalım. Bir atomu faraza 60.000 kişilik bir stadyum kadar büyüttüğümüzde, atomun içindeki çekirdek o kadar küçüktür ki, stadyumun ortasında duran bir çekirge büyüklüğündedir. Fakat atomun çekirdeği o kadar yoğundur ki, atomun ağırlığını ve asli nüvesini oluşturur. Bütün kimyasal reaksiyonlarda ve bu olayı anlatan denklemlerin esprisinde de aynı şey vardır. Kâinatın oluşumunu açıklayan artık aksiyom olan ünlü Big Bang (Büyük Patlama) Kuramında da aynı espri saklıdır.
    Bu enfes bilgileri çok ilginç ve düşündürücü bir şekilde anlamlandırarak kullanabiliriz.
    Örneğin bir yılda bulunan on iki ayın içinde kutsal sayılan üç aylar (Recep, Şaban, Ramazan) vardır. Bu üç kutsal ayın da içinde bulunan ramazan ayı bütün aylardan daha yoğun bir değer ifade eder.Ramazan Ayı içinde bulunan Bir gece (Kadir Gecesi) o kadar yoğun ve değerlidir ki, bin aydan ve 83 yıl ibadet etmenin daha üstünde bir değer ifade eder.
    Dikkat edilirse yukarıdaki örnekte dünya ve katmanlarının, maddenin iç içe yapısı ve içindeki atom çekirdeğinin veya bitki tohumunun(çekirdeğinin) düşündürücü yoğunluğu açıklanmaktadır. Aslında soyut ve somut olarak tanımladığımız her şeyin bir idrak ve ilişkiler manzumesi olduğunu anlamamız gerekir.
    İncil’de de, “Tohum sözdür.” “Tohum Benzetmesi”, “Tohum Tanrı’nın sözüdür.”denilmektedir.
Toplumlararası kültür alışverişinin kriterlerini iyi anlamamız gerekir.Kutsal Kadir Gecesine özgü olarak belirtilen bu yoğunluğu bilimsel ölçülerle açıklamamızda ayrıca yarar vardır. Maddeyi oluşturan atom çekirdeğinde, söz konusu mana yoğunluğunun simetrisi saklıdır.
Kadir Gecesini idrak edebilmek için o yoğunluğu bir süreç içinde iç dünyamızda yaşayıp, içimizde olayın bir simetrisini oluşturmamız gerekir. Aradığımız bu sonuç, kalpte başlayan bir ruh ve şuur yükselişiyle gerçekleşir. Tıpkı aynı frekansta seslerin meydana getirdiği rezonans olayı gibi... 
    Burada çok ilginç ve anlamlı bir olayın yaşandığını fark etmemiz gerekir.
 Eğer dikkat edilirse madde, mana ve zamanın aynı noktada çakışması söz konusudur. Fakat bu olayda, söz konusu edilen çakışma çok daha düşündürücüdür.
    Bütün varlık, madde, sistem, canlı organizmalar, organlarımız, küçük canlılar, hücre, atom ve dünyamız zarla çevrilidir. Bir sanatçı ve ressam gözüyle de bu gerçek estetik bir şekilde görsel olarak yorumlanabilir. Resim sanatında geçişler rölanti ve tedricidir. Direkt bir geçiş yoktur. Bir ressam resim yaparken bu gerçeğe ve eşyanın tabiatına dikkat ederek resim yapar. Bilimsel ve sanatsal gerçekleri mana âlemimize de enjekte ettiğimizde ilginç ve düşündürücü sonuçlar elde ederiz.
Literatürde Berat Gecesi’nde melekler gökyüzüne çıkarlar, Kadir Gecesi’nde ise yeryüzüne inerler. Aradaki mesafe yani olayın geçtiği yer dünyanın koruyucu zarı atmosferdir. Bütün bu bilgilerin ışığında artık olayı yorumlayabiliriz. Her iki gece arasında geçen zamanın, olayın geçtiği mekânın (atmosferin) ve içerdiği anlam (mana) kavramının aynı noktada çakıştıklarını ve her üçünün de (zaman, mekân, mana) koruyucu zar hükmünde olduğunu söyleyebiliriz.
    Her organın ve organizmanın bir zarla çevrili olduğu ve de katmanlardan oluşan maddeler silsilesini içinde barındıran dünyamızın yapısında da aynı şekillenmeler varken; zaman, mekân ve mananın; mana âleminden gelen bir sesle aynı noktada çakıştığını fark etmek, üstelik maddenin yapısı ve diliyle (maddenin dili) gözlemlemek gerçekten düşündürücüdür.
Araştırmacı-yazar                               
 

Madde, Mana ve Zaman İlişkisi
İsmail Ferruh Destebaş
Yazarımız Kim ?

İsmail Ferruh Destebaş