İlmin yorumunu yaparken, maddenin katı, sıvı ve gaz halinde sergilediği tavırlar düşündürücüdür.
Bilindiği gibi katı maddeler, sözlük anlamı itibariyle de sert ve güçlü olarak yorumlanırlar. Yapısal olarak atomlar birbirine sıkı sıkıya bağlanmışlardır.
Sıvılarda bağlar biraz daha esnek ve gevşektir. Fakat birbirlerinin üzerinden kayarak hareket eden atomlar bağlarını koparmazlar. Bu olay, sıvıların akışkanlığı şeklinde yorumlanır.
Gaz haline gelen madde bulunduğu kabın şeklini alır. Atom bağlarının sonlu sonsuz bir esneme yeteneği vardır. Fakat bağlar kopmazlar.
Burada işin ilginç ve düşündürücü olan yönü, sert ve güçlü olarak yorumlanan katı maddelerin, sel ve şiddetli rüzgârların oluşturduğu fırtınalarda cidden oldukça çaresiz bir şekilde oraya buraya çarpılarak sürüklenmesidir.
Gazlar, en etkili madde ve hal olarak görünmektedir. Dünyanın gaz kütlesi, sıvıları (okyanusları, denizleri) ve katıları harekete geçirmekte hatta fırtınada onları oraya buraya savurmaktadır. Hatırlarsanız bir önceki bölümümüzde atmosferi incelerken hava kürenin müthiş özellikleri ve gezegenimizin düzeni ve hayatiyeti açısından çok önemli fonksiyonları açıklanmıştı.
Sert ve katı maddelerin, daha esnek ve yumuşak huylu maddeler (sıvı ve gazlar) tarafından savruluşu, hatta bir ağacın sıkıca tutunduğu kökünden sökülerek sürüklenmesi, bina çatısının yerinden sökülmesi ve uçması, biz insanlara; katı, sert ve inatçı olmanın tutarlı bir esneklik ve sabır şeklinde bir süreklilik karşısında çaresizliğini ve zayıflığını anlatmaktadır. Kur’an’da, “Az da olsa ibadetin devamlı olanı daha hayırlıdır.” denilmektedir. Bilimsel veriler, dünyanın sürekli değiştiğini anlatmaktadır. Dünya, sürekli ve hafif bir aşınma ile değişmektedir.
Yukarıda belirtmiş olduğumuz yaklaşım ve açıklamalar, Milli Eğitim literatüründe son dönemde etkili bir slogan olarak gündemini koruyan “Küçük akıllı adımlar” yaklaşımındaki espriyi daha iyi anlamamızı sağlayacaktır. İşte eğitimci de bu bağlamda tutarlı, kararlı bir esnekliğe sahip olmalıdır.
Eğitimci, öğrettiği her bilgide ana fikri verilen mesajı anlamalı ve aktarmalıdır. Fen bilimlerinde en zor ve çetrefil konular bile, hoş ve esprili bir okuma parçası haline getirilebilir. Bu yaklaşım, asla gevşeklik ve lakaytlık sebebi olmamalıdır. Gerekiyorsa ilgi çekme yöntemleri ile metafizik gerilim bile meydana getirilebilir.
Araştırmacı-yazar