Sevgi Olgusu Üzerine-2


  • Oluşturulma Tarihi : 06.11.2019 06:40
  • Güncelleme Tarihi :
Sevgi Olgusu Üzerine-2 yazının resmi

Üzerinde çalımlarla yürüdüğümüz o devasa dünya kıtalarının oluşturduğu yeryüzü (arz); aslında oldukça zor bir zeminde sörf yapan adacıklara benzer. Şöyle ki, sadece dünyanın dörtte biri oranında olan kara kürenin tamamı yaklaşık olarak sadece Büyük okyanus büyüklüğündedir. Magma tabakası yani dünyamızın iç kısımları 6 bin derece sıcaklığa ulaştığından, bu kısımlarda metaller bile erimiş sıvı haldedirler. İşte devasa dünya kıtaları aslında oldukça az ve küçük adacıklar olarak, böyle bir ateşin etkisiyle erimiş cılk ve tehlikeli zeminde adeta sörf yapmaktadırlar.
Eğitim olgusu öğrenmenin, bilmenin ve hissetmenin dayanılmaz güzelliğini verir. Öğrenmenin en ideal süreci olan dinleme, bir yaşam tarzıdır. Bir bilim dalında bulunan ilgi, bilgi ve güzellikler aklımıza ve ruhumuza gerçek anlamda yerleştiğinde, bu durum son değil yeni bir başlangıç demektir. Bu seviyede artık herhangi bir ikaz ve zorlama olmaksızın diğer ilim dallarıyla da en az asgari müşterekte bir ilişki ve gittikçe artan bir zenginlikte gelişme süreci başlar. Çeşitli bilim dalları ve sanatın bir kökten filizlendiğini fark ederiz.
 Bu durum sanki enerji türlerinin maddeye nüfuz etmesi gibidir. Kişi pozitif enerji yüklenir. Ciddi bir aydınlanma söz konusudur. Isı, ses, ışık gibi enerji türlerinin yayılması gibi bilgi ve kazanımlar, adeta bütün hücrelerimize yayılır. Bu durum bir yaşam tarzıdır. Yeni oluşan bu durumun ciddi anlamda yeni bir kişilik, kimlik ve değişim olduğunu söyleyebiliriz. Üstelik sözü edilen ışık ve enerjisi çok parlak ve derin bir anlamlar içermekte, kalbimiz aydınlanmaktadır.
Örneğin ısı enerjisinin katılarda atomlardan atomlara geçiş yoluyla, sıvı ve gazlarda “yukarı aşağı” şeklinde yayılması olaylarının hepsi insan organizmasında da gerçekleşebilir. Çünkü bize endekslenmiş dünyanın katı ve sıvı oranı, insanda bulunan katı ve sıvı oranıyla aynıdır. Bu açıdan bakılırsa bütün bir âlem ve kâinat maddi ve manevi anlamda insanda saklıdır.
Eğitim olgusu, dışında ve içindeki sonlu sonsuzu arama güdü ve yeteneğine sahip insanı en değerli materyal gördükten sonra, yine her şeyin ona ve onun hayatına göre endekslendiği sonlu sonsuz sayıda materyali en iyi şekilde değerlendirebilecektir. Önemli olan ideal bir süreci yakalamaktır. Az bile olsa devamlılık içeren bir süreç, istikrarsız ve düzensiz çokluktan daha etkilidir. Bilindiği gibi hafif ama devamlı esen bir rüzgâr, dünyanın değişim sürecinde dehşetli, ürkütücü fırtınalardan çok daha etkilidir. Görüldüğü gibi asıl önemli olan, her şeyin insan unsuruna dayandırılmasıdır. Çünkü insanın dışında olan canlı ve cansız bütün varlıklar ve onların arasındaki denge, insan hayatına endekslenmiştir. İnsanın bunu bildiği halde aksi davranışlarda bulunması gerçekten anlaşılmaz bir olaydır. Çağının üç büyük simasından biri olan Nasreddin Hoca’nın meşhur bir fıkrasında zikredilen bastığı dalı kesen insan tiplemesinde aslında insanlık hicvedilmektedir. Esasen Nasreddin Hoca’nın bütün fıkraları derin düşündürücüdür.
İnsanın kendinden habersiz bir tarzda davranması, dümeni kırılmış ve nereye çarpacağı meçhul bir geminin durumuna benzemektedir. Bu durum maalesef bazen bireysel ve toplumsal bazda gerçekleşebilmektedir. Tıpkı bir insanın dünyasının yıkılması gibi koca bir toplum ve modeli bile yıkılmakta ve tarih müzesine kaldırılmaktadır. Toplumların asıl (ana) yıkılış nedeni tamamen ahlaki sebeplere dayanmaktadır.
Biz insanlar çoğunlukla kendimizden habersiz ve bu bağlamda amaçsız yaşarız. İdeal manada bir eğitim bunu bize hatırlatır. Bitmeyen ve devam eden bir süreçte anlatır. İnsan ve eğitim ilişkisi enfestir. Yaşamın ta kendisidir. Dayanılmaz bir güzelliği vardır.
Araştırmacı-yazar
 

Sevgi Olgusu Üzerine-2
İsmail Ferruh Destebaş
Yazarımız Kim ?

İsmail Ferruh Destebaş