Osmanlı Padişahlarının 34.’sü ve İslam Halifelerinin 99.’sudur. 21 Eylül 1842 tarihinde doğdu. 10 Şubat 1918 tarihinde öldü. Saltanatı,1876-1909 yılları arasında 33 yıl sürdü. Bütün İslam âleminde ve dünyada sembol olmuş müstesna bir şahsiyettir.
Genç yaşta dini ve fen bilimleri ağırlıklı iyi bir eğitim gördü. Nazikti, herkesin gönlünü almasını bilirdi. Müthiş bir zekâ ve hafızaya sahipti. Bir kez gördüğü birini bir daha unutmadığına dair çeşitli rivayetler ve kaynak bilgiler vardır. Alman birliğini kuran Prens Bismark, “Dünyada 100 gram akıl varsa bunun yüzde 90’ı Abdülhamit Han’dadır” demiştir.
Bu sırada ortalık oldukça gergin ve karmaşa içindeydi. Halkın gerçekten çok sevdiği Abdülaziz’e yapılan suikast olayına ve katillere karşı büyük bir infial ve öfke duyulmaktaydı. Bu sebeple suikastın arkasındaki Mithat Paşa ve çevresindeki zevatın halk içindeki itibarları büyük ölçüde zedelenmişti. Bu yüzden Mithat Paşa ve çevresi, kazanılacak kolay bir zaferle durumlarını düzeltmek istiyorlardı. Hatırlanacağı gibi Sultan Abdülaziz döneminde Osmanlı Donanması İngiliz donanmasının ardından dünyanın ikinci büyük donanması haline gelmişti.
Mithat Paşa ve çevresindekiler, Sultan Abdülaziz’den kalan güçlü donanma ve orduya güvenerek hiç yoktan bir savaş çıkarmaya yeltendiler. Akılları sıra bu savaş Rusya’ya karşı olursa İngiltere’nin de desteğini alacaklarını umuyorlardı.
Bu sırada Sultan Abdülhamit tahta henüz yeni çıkmış ve devletin dizginlerini henüz eline geçirememişti. Hükümete ihtilalci ve o ruhu taşıyan bir kadro hâkimdi. Sultan Abdülhamit bu maceranın sonunun iyi olmayacağını söyledi. Hatta onları ikna edebilmek için İngiltere Sefirinin de bulunduğu bir toplantı düzenledi. Bu toplantıda İngiliz sefir, Rusya ile yapacağımız bir savaşta başarı kazanmamız halinde memnunluk duyacaklarını, fakat bu savaşta Osmanlı Devleti’nin yanında yer almayacaklarını açık bir şekilde belirtti.
Bütün bunlara rağmen Mithat Paşa ve çevresindeki grup, kolay bir zafer kazanacaklarını umarak Rusya’ya savaş ilan ettiler.