Sultan İkinci Abdülhamit Han Kiliseler Meselesi-1


  • Oluşturulma Tarihi : 20.01.2021 07:01
  • Güncelleme Tarihi :
Sultan İkinci Abdülhamit Han Kiliseler Meselesi-1 yazının resmi

Harbi’nden sonra Bulgaristan bize pamuk ipliğiyle bağlıydı. İç işlerinde serbest, dışişlerinde bize bağlı yarı bağımsız bir yapıya getirilmişti. Aslında Bulgaristan’ın da tıpkı Yunanistan gibi ilk fırsatta bağımsızlığını ilan edeceği anlaşılıyordu. Sultan Abdülhamit, bu ihtimali bertaraf etmek için o dâhiyane siyasetiyle ilginç bir tedbire başvurmuştu. Bulgarlar da Yunanlılar gibi Ortodoks Mezhebine mensuptular. Ancak yüzyıllardan beri din adamı yetiştirmedikleri gibi kendilerine bağlı kiliseleri de yoktu. Sultan Abdülhamit, İstanbul’da Balat’taki Rum Ortodoks Patrikliğinin karşısına bunların Rum Patrikliğine denk ve onunla aynı haklara sahip Erksaklık adıyla Bulgar kilise riyazetini tesis etti.

Patrikhane demek olan bu kilisenin binasını Berlin’de gizlice çelik parçalar şeklinde imal ettirip, yine gizlice İstanbul’a getirtti. Ve ustaları sabaha kadar çalıştırarak bir gecede monte ettirdi.

Sabahleyin Rum papazları gözlerini açtıklarında karşılarında kendilerine rakip bir patrik binasını levhası bile asılmış olarak gördüklerinde dehşete kapıldılar. Bu yapı Türkiye’nin ilk prefabrik binasıdır.

Bulgar Kilisesi, Abdülhamit’in bu stratejik hareketiyle kurulmuş oldu. Bunun bir ihtiyaç olduğu ortaya çıkınca, Bulgar ve Rumların bir arada oturdukları yerlerde kavgalar başladı. Abdülhamit, Rum papazların idaresinde ayin yapan bu gibi kiliseleri Bulgar Erksahlığına bağlamak için mücadele ederken, Bulgarları ve buna karşı çıkan Rumları da oyalayarak, bunların sürekli kavga etmelerini ve böylece birleşmemelerini sağladı.

Gafil İttihat Terakki mensupları iş başına geldiklerinde “Kiliseler Kanunu” şeklinde bir kanun çıkardılar. Rum ve Bulgarların yaşadığı yerlerde kiliseleri nüfus ekseriyetini dikkate alarak kiliseleri paylaştırdılar. Yetmeyen tarafları da devlet parasıyla kiliseler yaptırarak tamamladılar.

Aralarındaki bu pürüz kalkan Bulgarlar ve Rumlar, yanlarına Sırpları da aldılar Böylece Balkan ittifakı kuruldu. Ve çok geçmeden Balkan Savaşı başladı. Biz ise bu savaşa her açıdan hazırlıksız bir şekilde yakalandık. Ayrıca düşüncesizce hareket ederek Balkan ittifakının kurulmasını sağlamıştık. Sonuç baştan belliydi. Hiç yoktan Balkan Savaşı’nı kaybettik. Konjonktürel açıdan ise büyük ölçüde prestij kaybetmiştik.

İttihat Terakki’nin gaflet ve hıyanet içeren uygulamaları yine devam etti. Bütün bunların ardından Almanların yükünü hafifletmeye yarayan, fakat bu arada bizim de sonumuzu hazırlayan ve kesinlikle hatalı bir kararla Birinci Dünya Savaşı’na sokulduk. Bu savaş sonun başlangıcıydı.

Birinci Dünya Savaşı’nın sonu belli olmaya başlamıştı. Oldukça geç kalmış olmakla birlikte Abdülhamit!’i hal edenler gelişen olaylar karşısında ona fikir danışmak üzere Sultanı ziyarete geliyorlardı.

Sultan İkinci Abdülhamit Han Kiliseler Meselesi-1
İsmail Ferruh Destebaş
Yazarımız Kim ?

İsmail Ferruh Destebaş