Tarih Bilimde Kör Bir Rastlantıya Yer Yoktur Fakat Anlamlı İlişkiler Vardır-4


  • Oluşturulma Tarihi : 05.08.2020 07:31
  • Güncelleme Tarihi :
Tarih Bilimde Kör Bir Rastlantıya Yer Yoktur Fakat Anlamlı İlişkiler Vardır-4 yazının resmi

Tarihte meydana gelen olayların hiçbiri de kesinlikle bir rastlantı değildi. Çünkü daha sonra bir sonraki devlet başkanları olan Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Clinton ile Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Boris Yeltsin’in NATO’nun daimi başkenti Brüksel’de yaptıkları bir NATO zirvesinden sonra Ruslar, bu sefer Çeçenistan’a asker gönderdiler.

      Bu konuda yeri gelmişken daha önce bahsi geçen ilginç bir anekdotu tekrar geçmekte yarar vardır. Gorbaçev’in birliğin dağılmamasını telkin ederek Kuzey Avrupa ülkelerini dolaştığı sıralarda, diğer bir deyişle 6 yeni Türk devletinin bağımsızlıklarını henüz ilan etmedikleri bir sırada, Amerika Birleşik Devletleri’nde yayın yapan Los Angeles Time Gazetesi aslına uygun bir şekilde Türk dünyası haritasını bir haber eşliğinde yayınlamıştı. Tıpkı 1982 yılındaki ihtilali, bizim yayın organlarımızdan daha önce ana haber bültenlerine “Türkiye’de kansız bir ihtilal oldu.” şeklinde geçtiği gibi...
    Kanuni Sultan Süleyman’ın günümüze bakan ikinci icraatı, da oldukça önemlidir. O dönem Kıta Avrupa’sında Katolik Mezhebi daha baskın ve güçlü görünüyordu. Nitekim Şarlken’in kafasında kurup planladığı Avrupa Birliği düşüncesinde, dini bir birlik kurarak pekiştirme ve sağlamlaştırma niyeti de vardı. Kanuni, bu sebeple Katoliklere karşı Protestanları (Lüteryanları) destekledi.
    Avrupa’yı iki büyük mezhebe ayırdı. Protestanları, katliamdan kurtardı. Kanuni’ye, “Muhteşem Süleyman” denilmesi, Batı’da adına sergiler “Muhteşem Süleyman Sergisi” düzenlenmesi, hayatını anlatan oldukça pahalı bir filmin çekilmesi rastlantı değildir. Özellikle Protestan ahali Kanuni’yi gerçekten sevmektedir.                                                                                    
    Tarih sürecinde hiçbir şey kör tesadüfe dayalı değildir. Örneğin Amerika’da Kuzey-Güney Savaşı şeklinde cereyan eden olayın kökeninde güncel sebeplerin yanında İngiliz-İspanyol hesaplaşması, mezhep kavgası ve Kanuni Sultan Süleyman stratejileri saklıdır.
    Bir şeyi açıkça itiraf etmek gerekir. Kanuni Sultan Süleyman’ı haddimizi aşarak eleştirdiğimiz anlar olmuştur. Hâlbuki bir taşı havaya attığımızda yükselir, en tepeye çıkar, duraklar ve sonra düşmeye başlar ve en sonunda hızlanarak yere düşer. İşte İbn-i Haldun ve Platon’un da anlatmak istediği gibi Kanuni, bir ölçüde hepsi kendi iradesi içinde oluşmamış olaylar sonucu en hit dönemi yaşıyordu. Fakat Kanuni, kendi hür iradesi çerçevesi içinde zaten şecaatli bir dâhinin rolünü fazlasıyla yerine getirdi. Ama zirve duraklamanın başıydı.                                                           
    Mevsimler ve yaşanan günlerin özellikleri: tarih bilimin esprisinde açık bir şekilde vardır. Kış mevsiminin bitiş sinyali daha mevsimin ortasında yani zirvesinde 21 Aralıkta verilir. Böylece günlerin kısalması sonlanır. Diğer bir mevsim yaz için de sonun başlangıcı sinyali mevsimin tam zirvesinde 21 Haziranda verilir ve o andan itibaren günlerin uzaması sonlanır. Kanuni Sultan Süleyman, zirve ve sonrasını birlikte hisseden en muhteşem bir iktidarı yaşadı.
    Kanuni Sultan Süleyman, bilindiği gibi 46 yıl süren padişahlığı ile en uzun süreli padişahlık yapan Osmanlı Devlet Adamıdır. Onun her seferi Mohaç gibi kısa süreli olmayıp 2–3 yıl süren seferleri de vardır. 46 yıllık hükümdarlığı sırasında 46 sefer yapan Padişah, peki ne zaman attan inmiş, ne zaman dinlenmiştir?
    Bazı hal ve tavırlarımız gerçekten hüzün vericidir. Köklerimize, bir anlamda kendimize karşı oldukça insafsız hareket etmekteyiz. İyi niyetli çabaları reddetmemek kaydıyla örneğin, Kanuni’den bahseden bazı sözde sanatsal etkinliklerde, onun tarihi kimliğiyle ve şahsiyetiyle asla bağdaşmayacak şekilde yakışıksız ve haksız yakıştırmalar yapılmıştır. Fakat faraza yabancı kaynaklı pek çok tarihi belgeselde onun için “iyi bir aile reisi”, “adaletli bir devlet adamı” denilmektedir. Yabancılardan daha ziyade kendimize ecnebi (yabancı) olmamız, köklerimizi yeterince tanımamamız cidden üzücüdür. Köklerimizi yadsımak, reddetmek aslında bize oldukça pahalıya mal olmaktadır. Bazı çevrelerce eleştirilen, Ama kabul etmek gerekir ki oldukça sansasyonel Muhteşem Yüzyıl” dizisi, Kanuni Sultan Süleyman’ı tarihi kimliğiyle tam olarak lanse edememişse bile değerini de inkâr etmemiştir. Bu dizinin sanatsal anlamda daha önceki yapıtlara göre daha iyi bir ürün olduğunu belirtmemiz gerekir.  

 

Tarih Bilimde Kör Bir Rastlantıya Yer Yoktur Fakat Anlamlı İlişkiler Vardır-4
İsmail Ferruh Destebaş
Yazarımız Kim ?

İsmail Ferruh Destebaş