Sayfa Yükleniyor...
Süper Lig’de milli ara sonrası takımlarımızda ciddi anlamda değişmeler oluyor. Bu değişmeler kimi takımda olumsuz anlamda olsa da kimi takımlarımızda çok olumlu etki yaratıyor. Milli takıma çok sayıda oyuncu veren takımlar bir taraftan göğsü kabarırken, aynı zamanda da canları sıkılabiliyor. Çünkü milli maç sırasında birçok oyuncu sakatlanabiliyor ve lig maçlarının birçoğunu kaçırabiliyor. Ya da takım kimyası oturmuş olan bir kulüpte milli maç nedeniyle lige verilen arada bu kimya bozulabiliyor. Tüm bu olumsuzluklardan sonra milli maç arasının yararına gelecek olursak, üst üste mağlubiyetler almış veya puan kaybetmiş takımlar bu arada kendilerini yenileme şansı buluyor. Çok sayıda transfer yapmış ve sezonun hemen başında takım olmakta zorlanan ekipler bu 10 günlük arada bir aylık alışma dönemini tamamlıyor. A Milli Takımımızın Rusya ve İsveç ile oynadığı milli maçlar nedeniyle lige verilen arayı bu anlamda Göztepe çok iyi değerlendirdiğini Kayserispor karşısında gördük.
Yeni sezona başta teknik direktör değişikliği ile olmak üzere çok sayıda transfer ederek başlayan Göztepe, bir türlü geçtiğimiz sezonki güzel futbolu sahaya ve skora ilk 4 haftada yansıtamadı. Bayram Bektaş yönetiminde Göztepe, ilk 4 haftada büyük bir değişime giden Fenerbahçe’yi mağlup etti. Ancak o maçta dahi oynanan futbol iç açıcı değildi. Milli ara öncesi ise Aytemiz Alanya deplasmanında alınan ağır mağlubiyet ise adeta hayal kırıklığıydı. 4 haftada alınan 3 puan kötü bir performans olarak değerlendirildi. Ancak şunu unutmayalım ki sarı kırmızılılar, bu 4 karşılaşmanın 3’ünde forvetsiz olarak sahaya çıktı. Takımın acil olarak forvet ihtiyacı ise Aytemiz Alanyaspor maçı öncesinde tamamlandı. Hatta Aytemiz Alanyaspor karşılaşmasının 60 dakikasını forvetsiz oynadı Göztepe. Yeni bir takım, yeni bir hoca ve forvetsiz oynanan karşılaşmalarda puanların kaybedilme olasılığı oldukça yüksekti ve kaybetti. Göztepe için tüm bu olumsuz tablo milli arada giderildi. Takıma yeni katılan forvetler Jerome ve Cikalleshi dahil tüm yeni futbolcular bu arada birlikte çalışma imkanı buldu. Takım olma ve birbirlerinin oyun anlayışını, hareketlerini öğrendiler. Bayram Bektaş ise sahada uygulamak istediği sistemi bu 10 günlük arada takıma ilmek ilmek işledi. Tüm bunların karşılığı ise sahada alınan 2-0’lık net galibiyet oldu.
Sarı kırmızılılar, renktaşı Kayserispor karşısında çok iyi oynadı. İlk 10 dakikada iki fırsat yakaladı, değerlendiremedi. 18’de Yasin, 20’de Alpaslan’ın attığı goller Göztepe’yi çok rahatlattı. Sarı kırmızılılar ikinci golü çok erken bulmamış olsaydı karşılaşmayı yine kazanabilirdi ancak çok daha zorlanırdı. 3 dakikada 2 gol bulup ve skoru ele geçirdikten sonra Göztepe için işler çok kolaylaştı. Yerinde paslar, ani hücumlar ile farkı artıracak birçok pozisyon buldu Göztepe. Ancak cömertçe harcandı bu pozisyonlar. Jerome maç boyunca çok hareketli bir futbol oynadı. Orta alana kadar gelip top aldı verdi. Ama bitirici vuruşları yapamadı. Yasin ise Göztepe forması ile birçok takımın başını ağrıtacak. Tecrübesi ile takıma büyük bir kalite katıyor. Borges ise orta alanda tüm topları topladı. Castro’nun dönüşü takımı rahatlattığını gördük. Alpaslan ise her hafta üzerine koyarak ilerliyor. Titi ve Reis geçtiğimiz haftalara göre sıfır hata diyebileceğimiz oranda hatayla oynadı. Caner Erkin ve Gökhan Gönül’den sonra Türkiye’nin en iyi beklerden ikisi(Gassama ve Traore) Göztepe’de oynuyor. Halil Akbunar ise sarı kırmızılıların ruhu. Altyapıdan gelip canla başla, tüm varlığıyla her maçta oynuyor Halil. Kayserispor maçında gördük ki oyuncuların maç içerisindeki iletişimi güçlenmiş ve bir birbirlerini çok daha iyi tanıyorlar. Göztepe, Kayserispor galibiyeti ile rahat bir nefes aldı. Ancak bunu devam ettirmesi gerekiyor. Bir ileri iki geri Göztepe’yi başarılı yapmaz. Göztepe için lig şimdi başlıyor.