Atlantisin gerçek mi efsane mi olduğu sorusu günümüzde hala sırrını koruyor. Gerçek mi efsane mi bilmem ama bu soru Rönesansta da kafaları en çok meşgul eden soru konumunda olacak ki kayıp kıtayı dünya edebiyatının devleri de tartışmıştı. Hatta bu tartışmaların sonunda Atlantisin var olduğuna bütün kalbiyle inanan yazarlar olmuştu. Evet Atlantis var ve bir nedenden ötürü batmıştı. Peki ama neydi bu neden? Nedeni aslında çok basit. Günümüzde de ağına düştüğümüz üç harfli bir sözcük; EGO...
Bu sözcük bize ne kadar da yakın geliyor değil mi? Çoğumuzun içini kemiren, bizi olmaması gereken durumlara, yaşanmaması gereken aşklara, gözümüzü karartan hırslara sürükleyen ego. Peki Atlantislileri böyle bir egonun en ucuna, böylesi bir sona iten neden neydi? Baktığımızda onların sonunu hazırlayan nedenler bugün yaşadıklarımızdan pekte farklı sayılmazdı. Atlantislileri efsaneleştiren, toplu yok oluşlarına neden olan hatalar bugün hız kesmeden devam ediyor. Sizce bu hatalar devam etmek zorunda mı? Cevabı tabii ki Hayır... Ben bu sözcük ile tanımlanmak istenen şeyin aslında var oluş olduğunu düşünüyorum. Egonun yani benlik dediğimiz tanımın var olmakla ilişkisi olduğunu düşünmem bu sözcüğü biraz sevimlileştiriyor olabilir.
Son zamanlarda sosyal medyada ego ile ilgili birçok eleştiri okuyorum. Birileri birilerini ego tatmin etmekle suçluyor. İnsanlar neden birbirlerini bu şekilde suçlar? Belki sebebi karşımızdakinin varlığı ne kadar fazla yer kaplarsa bizim alanımıza tecavüz ediliyor düşüncesine kapılmamız olabilir. Belki de özenti olana karşı bir tepki veriyoruz. Bir insan özenti olmaktan neden korkar? Bu soruya verilecek cevapları merak ediyorum, henüz tatmin edici bir cevap bulamadım. Şu olabilir mi acaba, özenti olmaktan korkan kişi benliğinin yetersiz olduğunun bu yüzden başka biri gibi davranma gereksinimi duyduğunun düşünülmesinden çekiniyor olabilir mi?
Sonuç olarak kişinin korumak istediği bir benliği var. Benlik yani başka bir deyimle var olmak insanın sahip olduğu en önemli gerçeğidir. Var olunamayan bir yerde hiçbir şeyin anlamı yoktur. Var olmanın yok olduğu ölüm dışında, azaldığı ve çoğaldığı zamanlar da vardır tabii. Mesela toplum içerisinde düşüncelerine daha az başvurulan, çekingen bir insanda daha az vardır. Bunun yanı sıra ünlü olarak tanımlandırdığımız insanlarda daha fazla vardır. Yani hayattaki varlığımızın azalıp çoğalması ile ilgilidir birçok mücadelenin sebebidir var olmak. Bir bakıma yarıştır bu. Daha fazla var olmak ile daha az var olmak arasındaki yarış.