Bu Kente Hizmet Edin Artık…


  • Oluşturulma Tarihi : 18.06.2017 07:29
  • Güncelleme Tarihi :
Bu Kente Hizmet Edin Artık… yazının resmi

Bir şehir düşünün coğrafi açıdan dünyanın en güzel yerlerinden. İklimi, havası, denizi, güneşi, gevreği, kumrusu, insanı, hoşgörüsü... Hepsi ahenk içinde bir arada bulunan nadir bir kent. Herkes bu kentin kıymetini biliyor ama bu kentin idarecileri ne yazık ki bilmiyor. Nereden tutarsan elinde kalıyor. Ulaşım, temizlik, planlama. Bu kadar hoyrat bu kadar acımazsızca tahrip edilen bir kent. Engelsizizmir diyoruz. Tüm engelli geçişleri ya inşaat çalışmaları ile kapalı ya da araçların park yeri haline gelmiş durumda. Sokaklar darmadağın köstebek yuvası gibi, bir taraftan gaz, bir taraftan elektrik, bir taraftan telefon çalışması. Sokaklar kablo çöplüğüne dönüşmüş… Biri yapar diğeri bozar. Tam bir keşmekeşlik. Haber yapmaktan yorulduk ancak idareciler hala uyarıları ciddiye almıyor. Türkiye’nin üçüncü büyük kenti İzmir’in idarecileri hiç mi sokağa çıkmıyor. Gezmiyorlar mı? Belediye başkanları hizmet reklamlarını yol boyunca tüm tabelaları süslerken kendileri nere de acaba? Görev verdikleri şirketler, taşeron firmalar işini ne kadar yapıyor. Kontrol mekanizması var mı? Her ay faturalarda alınan vergi ve ücretler ne için alınıyor? Kontrolsüz harcamalar için mi? Koca bir cadde 2 cm yüksek asfalt dökülmüş diye sökülüp yeniden dökülsün diye mi? Aynı kaldırım bir yıl içinde 4 kez sökülüp takıldığına şahit olduk. Engelsiz yolların işgal haberlerini her gün veriyoruz bir gün dikkatte alınıp işgal edilen yerleri düzelten olmadı. Bu şehrin sorunlarının çözümü için daha ne olması gerekiyor anlamış değilim. Vatandaşa hizmet istiyoruz. Bu kadar basit. Buca Belediyesi Başkanı Levent Piriştina, belediyenin halka daha iyi hizmet vermesi için sürekli yurt içi ve yurt ışı organizasyonlara katılıp İzmir ve Buca’yı temsil ediyor. Acaba o kadar organizasyona katıldığı kadar Buca sokaklarını ne kadar gezdi. Akşamları çöpler toplanırken ya da sabahları temizlik yapılırken hiç uzaktan gözlemlediği oldu mu doğru hizmeti yapıyor muyuz vatandaşa diye. Hiç sanmıyorum. Pazar günü saat 19.30 trafiğin en yoğun olduğu saat. Çöp toplama aracının arkası kuyruk olmuş, hem trafik felç hem çöpleri toplamaya çalışıyor. O kadar kısa sürede çöp konteynerini 30 saniyede alıp boca edip kaçıyor. Arkalarından koşarak gittim. Dedim, ‘Konteyneri aldınız ama etrafı çöp dolu kaldı, süpürmediniz, kalan çöpler ne olacak’ diye. Cevap, ‘Arkadan süpürgeciler geliyor.’ Ancak ne gelen var ne de giden. Saat akşam olmuş 19.30 arkadan süpürgeci gelecek. Yan tarafta mahalle sakini almış eline fırçayı evinin önünü ana caddeyi temizliyor. ‘Neden sen temizliyorsun? Temizlikçiler yok mu?’ diye sordum. Mahalle sakini, ‘Ne temizliği… Çöpleri bile doğru düzgün almıyorlar. Etraf çöp pislik içinde. Pazar yeri var yan köşede. Pazarın içinde ki tüm kağıt, gazete, naylon poşet rüzgarla beraber evimizin kapısında. Her gün temizliyoruz ama iki günde bir pazar kurulduğu için çöp pislik kapımızdan eksilmiyor’ diyerek içini iki dakikada döktü. Bu şehrin idarecilerini halk oy verip seçerken hizmet etsin diye seçiyor. Ondan sonra tüm ulusal televizyon kanallarında İzmir’in reklamı dönüyor. İzmir’e gelin diye. Allah aşkına turist İzmir’e neden gelsin? Ara sokaklar dökülüyor. Ana arterler çöpten geçilmiyor. Kordon çöplerle dolu. Şehir dışına çıkan idareciler gittikleri yerlerin hizmetini görse de İzmir için de keşke uygulasa. Yoksa istediğiniz kadar Mavi Bayrak, Kırmızı Bayrak, bilmem kredi notumuz zirvede... Bunlar halka dokunmuyor. Belediyelerin giderleri belediye başkanı ve personelin masrafı halkın vergilerinden ödeniyor biraz olsun hak edin artık.

Fotoğraf varyanttan inerken çekilmiş. Kim sorumlu, hangi kurumun denetiminde olursa olsun. Allah aşkına bu görüntü İzmir’e yakışıyor mu? İzmir’e biraz sahip çıkın başka İzmir yok. Başka yerlerden düzeltmesi için kurtarıcı da gelmeyeceğine göre. Bu kente hizmet edin artık… 

Bu Kente Hizmet Edin Artık…
Kevser Kurudan
Yazarımız Kim ?

Kevser Kurudan