Kadına Yönelik Şiddet Önlenemiyor!


  • Oluşturulma Tarihi : 27.08.2017 08:34
  • Güncelleme Tarihi :
Kadına Yönelik Şiddet Önlenemiyor! yazının resmi

Türkiye’nin en büyü kanayan yarası kadına yönelik şiddettin engellenememesi. Ülkemizde kadına yönelik şiddet her geçen gün artmaktadır. Kadın cinayetlerinde sayının çok yüksek olması ile birlikte şüphelilerin vahşi yöntemlere başvurması ülkemizin ne denli ciddi ve vahim bir tabloyla karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Kadına yönelik şiddettin önüne geçilememesinin en büyük sebeplerinden biri de aile içi ve kadına yönelik şiddete karşı toplumun duyarsız olması. Gelişmiş toplumlarda medeni insanların, toplumun huzurunu bozan ve güvenliğini tehlikeye düşüren hadiseler karşısında tepkilerini etkili bir şekilde ortaya koydukları, ülkeyi yönetenleri ve kurumları harekete geçirmek için toplumsal bilinç ve duyarlılığın gereği olarak rollerini sergiledikleri görülmektedir. Ülkemizde ise insanlar olayları kolaylıkla kanıksamakta ve gelişmiş toplumlarda görülen tepkiyi göstermemektedirler. İnsanların bu duyarsızlığı ve bilinç düzeyinin düşüklüğü, bu konuda tedbir alma ve proje geliştirme ile yetkili olanların toplumsal açıdan baskı dışı kalmasına, görev ve sorumluluklarını ihmal etmelerine ve bunun sonucu olarak da kadın ölümlerine neden olmaktadır. Devletin bu konuda ciddi önlemlerin alması gerekiyor. Gerek çıkartılan yasaların uygulanması konusunda adımların atılması, gerekse kamuoyun bilinçlendirme ve duyarlılığı arttırma noktasında bilgilendirmeler yapması gerekiyor. Asıl yapılması gereken şiddeti üreten toplumsal, kültürel, sosyal ve ekonomik sorunların ortadan kaldırılması; toplumun zihniyetinde meydana gelecek olumlu dönüşümün pratik yaşamda hayat bulması olmalıdır. Şiddete maruz kalan kadınların ve şiddet uygulayanların rehabilite çalışmaları yok denecek kadar az. Mağdur kadının şiddet gördüğü yerden uzaklaştırılmak suretiyle güvenli bir sığınma evine ya da yine gizliliği sağlanmış aynı nitelikte başka bir yere nakledilmesi düşünülmelidir. Hayatının devamını sağlayacak ihtiyaçları karşılanmalı, bu süreçte uzmanlar tarafından hukuki ve psikolojik destek de verilmelidir. Mağdurlar için yapılması gerekenler yeterli değildir. Uluslararası hukuk, hiçbir devletin, “aile mahrem alandır veya gelenek ve görenekler, din, kültür, töre bunu gerektirir” savıyla kadına yönelik şiddete göz yumamayacağını teyit etmektedir. Ancak buna rağmen kadınlara karşı toplumsal yaşamın her alanında ayırımcılık ve şiddet hala devam etmektedir. Şiddet, yalnızca birey açısından değil toplum açısından da önemli sonuçlar doğurmaktadır. Toplumun yarısını oluşturan kadınların, büyük bir bölümünün şiddete uğraması, ailenin dolayısıyla da toplum yapısının bozulmasına neden olmaktadır. Şiddetle mücadelede zihniyet dönüşümü ayağı ihmal edilmiştir. Şiddetle mücadelede ulusal bir planın belirlenmesi ve uygulanması için hem güçlü bir siyasi iradeye hem de halkın duyarlı ve bilinçli olmasına gerek vardır. Şiddetin gördüğü toplumsal onay düşünülerek, erkeğin onurunun ailenin kadın üyeleri üzerine kurduğu kontrol ve şiddet ile korunmadığı, tam tersine bunları yapmanın bir onursuzluk olarak algılanmasını sağlayacak bir zihniyet dönüşümü amaçlanmalıdır. Şiddetle mücadelede en önemli engellerden biri nitelikli personel eksikliğidir. Kadına karşı şiddetle mücadelede karşılaşılan diğer bir güçlük ise şiddet mağduru kadınlarla doğrudan temasta bulunan kolluk kuvvetlerinin, yargı mensuplarının ve sağlık personelinin şiddetin kapsamı ve şiddete müdahale yöntemleri hakkında bilgi ve deneyimlerinin sınırlı olmasıdır.

 

 

Kadına Yönelik Şiddet Önlenemiyor!
Kevser Kurudan
Yazarımız Kim ?

Kevser Kurudan