Özür dilemekten kaçarak neyi amaçlıyoruz? Kaçınca sorunlarımızdan kurtulmuyoruz, aksine daha fazla büyütüyoruz onları. Özür dilemek sayılı erdemlerin en büyüğüdür. Eğer bundan kaçıyorsak şüphesiz kişisel gelişimimizde birtakım eksikliklerimiz mevcuttur. Hata yapmak nasıl insanlar içinse, özür dileyip af beklemek de insanlar içindir. Dünyada milyarlarca insanken, hangisi mükemmel, hatasız diye sordun mu hiç kendine? Kendinle yüzleştin mi hiç empati kurarak? Hatanın sebebini sorguladın mı? Ben söyleyeyim: Kaçmaktan sorgulayamadın, yüzleşemedin onlarla. Faydası yoktu halbuki kaçmanın. Yalnızca yoruldun ve ardında kırık insanlar bıraktın. Dünyadan göçüp gittiğinde, senin yokluğunda tek kelime edemeyecek insanlar bıraktın ardında. Maddi değerlerin olduğu kadar manevi değerler de var bu hayatta, bunu unuttun. Hunharca kırıp döktün. Özür dilemekten kaçtın, kendini kandırdın. İçinde vicdan azabı çeken çocuğu susturdun.
Empati çiçeğinin özüne inenler hata yapmaktan kaçınan insanlardır. Ben merkezci olmayı bırakıp insanları kendi yerine koymanın zamanı gelmedi mi sence de artık? Ümitsizliğe kapılma, hayır! Hala bir şeyleri düzeltmek için geç değil. Özür o yolun kapısı, af yolun kendisidir. Eğer gerçekten karşında sana zamanında değer veren bir insan varsa muhakkak affedecektir. Her ne kadar dile getiremese bile affedecektir.
Özür dilemenin hata yapmaktan daha ayıp görüldüğü çağımızda sanmıyorum köhnemiş düşüncelerden bir anda kurtulalım. Daha aydınlık yarınlara yelken açmayı hedefliyoruz ama meşalemizi yakmayı unutmuşuz, ne acı.