Sayfa Yükleniyor...
AK Partinin tek başına iktidarında herkesin umudu haline gelen Türkiyede son zamanlarda karamsarlık hâkim oldu. Büyüyen, gelişen Türkiyeden bu hale neden gelindi. İç ve dış birçok faktörleri vardır. Ama en önemlisi ülkedeki siyasi istikrarsızlıktır. 7 Haziranda millet hiçbir siyasi partiye tek başına iktidarı vermedi. Türkiyede siyasi ve ideolojik bölünmüşlük belirsizliği arttırdı. Türkiyenin büyümesi tek başına mümkün değildir. Yabancı sermayeye ihtiyacımız vardır. Siyasetin istikrarlı olduğu dönemlerde Avrupadan da Körfez ülkelerinden de sermaye çekti. Dünyadaki olumsuzluklara rağmen Türkiye hatırı sayılır bir büyüme kaydetti. İçeride ve dışarıda olumsuz algıların gün gittikçe artması, haklı veya haksız olması fazla bir şey fark etmiyor.
Avrupadan sonra en önemli partnerimiz olan Ortadoğudaki çalkantılar, ihracatımızı, ticaretimizi daraltıyor. Ortadoğunun tek gelir kaynağı olan petrol fiyatlarının düşüşü, ham petrol varilinin 115 dolardan 45-50 dolara gerilemesi alım gücünü azaltmıştır. Terörden dolayı yatırımların yapılamıyor olması özellikle Irakta petrolün dünya pazarına ulaşımındaki aksaklık, Kürt yönetimi ve merkezi hükümet arasında paylaşımdaki anlaşmazlık ayrı bir sıkıntı sebebidir. Nakliye sektöründe daralma bunun en önemli göstergesidir. Gelişi güzel büyüyen sektörün milyarlarca yatırımın atıl duruma düşmesi milli servetin heba olmasıdır. Sayıları binleri bulan tırlar park ve garajlarda boş duruyor, çalıştığı zamanlarda da para kazanmıyor. Sektörel bazda yeni bir takım düzenlemelere ihtiyaç vardır. Sektörün otoriteleri ile devlet kurumlarının bir araya gelerek yeni bir takım tedbirlerin alınması zaruret haline gelmiştir.
Serbest piyasa ekonomisi deyip işten anlamayan bir sürü yeni oyuncuların sisteme dahil edilmesi, yanlışlıkları, suistimalleri beraberinde getiriyor. Türkiyenin ihtiyaç duyduğu sayıda araç parkının olması, gerekirse Ulaştırma Bakanlığınca verilen belgelerin sınırlandırılması gözlenmektedir. Güneydoğuda geçmişte ekonomik manada terörden çok çekmişti. Son senelerdeki çözüm sürecine bağlı olarak bahar havasının estirilmesi ciddi manada yatırıma gidilmişti. Mesela yılda 1,5 milyon turist alan Mardinde şu an itibari ile bütün oteller bom boştur.
Bütün bu olumsuzlukları ortadan kaldırmak için, ekonomik hamleler için yeni bir hikayeye ihtiyacımız vardır. Oda top yekün bir milletin barışı, huzuru, kalkınmayı başarmak için herkesin ve her kesimin elini taşın altına sokmasıyla mümkündür. Dünyada herkesten çok buna muhtaç ve mecburuz. Türkiyeyi barış adası ve cazibe merkezi haline getirmek mecburiyetindeyiz.
NOT: Akrabalarıyla dost olduğum hemşerimiz Prof. Aziz Sancarı Nobel ödülünü aldığından dolayı tebrik ediyor, Türkiyemize ve Mardinimize bu gururu yaşattığı için teşekkür ediyor, sayılarının çoğalmasını diliyorum.