“Denizi seviyorsan dalgaları da seveceksin. Korkarak yaşarsan, yalnızca hayatı seyredersin”
Hayat bir imtihandır. Hiç ummadığın şeyleri gelebilir başına, hiç beklemediğin güzellikler ile karşılaşabilirsin. Bazen canın çok yanar, bazen de kendini mutluluktan kanatlanmış gibi hissedersin. Bir bakmışsın dost sandığın düşmanın olmuş, düşman sandığın ise dosttun olmuş. Böyle garip bir dünya işte, bilmen lazım, bu hayatta her şeye hazırlıklı olman gerek. Şu üç şeyden de asla vazgeçmemen gerek; Kendin olmaktan, şükreden bir kul olmaktan ve mutlu yarınlar için çokça çabalamaktan asla vazgeçmemen gerek. İşte o vakit her bir şey daha farklı olacak. Kendine inan güven, yapabilir, başarabilirsin eğer hayattaysan.
Kopan bir ipe sımsıkı bir düğüm atarsanız, ipin en sağlam yeri artık bu düğümdür. Ama ipe her dokunuşunuzda canımızı acıtan tek nokta yine o düğümdür.
Hayat, durup bir mucize gerçekleşmesini bekleyecek kadar uzun değil.
Hayatın değeri uzun yaşamasında değil, iyi yaşamasındadır.
Hayata kaybederek başlayanın, geriye bir tek seçeneği kalmıştır. Kazanmak!
Sonunda, hayatınızdaki sayılan yıllar değil, yıllarınızdaki hayat budur.
Şikayet ettiğiniz yaşam, belki de başkasının hayalidir.
Bazen; bir kelebeğin ömrü kadardır hayat.
Ne kırmaya gelir; ne de kırılmaya.
Hayatta önemli olan, karşılaştığınız zorlukların sayısı değil, üstesinden geldiğiniz zorlukların sayısıdır.
Bazen akışına bırakmak gerekir; yaprakları, suyu, mevsimleri, olayları, insanları ve bekleyip görmek gerekir sonuçları, küstürmeyin insanları hayata.