2

Afganistan Notları-2


  • Oluşturulma Tarihi : 12.10.2021 07:23
  • Güncelleme Tarihi :

TALİBAN’IN YÖNETİMİ ELE GEÇİRMESİ

Taliban’ın1995 yılı başlarındaKabil’i ilk ele geçirme girişimi, Savunma Bakanı Ahmed Şah Mesud önderliğindeki geçici hükümet güçleri tarafından püskürtüldü. Örgüt burada çok ağır kayıplar verdi.

Taliban, ertesi yıl güç toplayıp yeni bir saldırıya hazırlanırken AhmedŞah Mesud, 26 Eylül 1996’da kendi kuvvetleriyle şehri terk edip Taliban işgaline karşı direniş örgütlemek üzere Hindukuş Dağlarının kuzeyine çekildi.

Ertesi gün Kabil’e giren Taliban geçici hükümete son vererek “Afganistan İslam Emirliği” adıyla kendi devletini kurduğunu ilan etti.

Din temelli bir devlet yapısı oluşturmak isteyen Taliban, hem Afganistan hem Pakistan'da yönetimi elinde bulundurduğu bölgelerde katı kurallar uyguladı. Hüküm giymiş katillerin ve zina yapanların halkın önünde idam edilmesi ve hırsızların ellerinin kesilmesi bunların başlıca örnekleri. Sakal bırakmak dinin emri (vacip) olmadığı halde, hep erkeklere sakal (hatta köselere takma sakal) ve kadınlara peçe mecburiyeti getirmesiyle lanse edilen Taliban, meşruluğu münakaşalı birkaç şer’î ceza infaz etmiş; müziği yasaklamasına rağmen, propaganda için bol miktarda kullanmasını da bilmiştir. Üstelik kurmaca olması ihtimali fazla olan infaz görüntüleri, dünyada İslamofobiyi körüklemeye yaramıştır.

Örgütün, 10 yaşının üzerindeki kızların okula gitmesini yasaklaması uluslararası toplumda daoldukça eleştirildi.

Taliban’a göre müminleri ibadetten alıkoyduğuna inandığı ne varsa, en insani tutumlar da dâhil olmak üzere hepsini yok etmekle mümkündü. Taliban içtihatları, Peştunların İslam öncesi kabile kanunları ile Suudi Vahhabiliği anlayışına dayanıyordu. Taliban için önemli olan müminlerin ahlakıydı, İslam’a aykırı olan ne varsa ortadan kaldırılmalıydı. Bu amaçla Faziletlerin Teşviki ve Ahlaksızlığın Önlenmesi Bakanlığı’nı kurdu.

Sosyal hizmetler, kalkınma ve diğer temel devlet görevleri umurunda değildi.

1996 yılının sonlarına gelindiğinde Kabil’i ele geçiren Taliban güçleri artık Afganistan’ın yeni yönetici sınıfı oluyordu.

Taliban, 1997 yılında anayasası Şer’i hükümlere dayalı İslami Afganistan Emirliği’ni (Batı’da bilinen şekliyle: TheIslamicEmirate of Afghanistan) ilan etti.

Taliban, Kabil’in kontrolünü ele geçirdikten sonra herhangi bir manifesto yayımlamamış; dış politika, ekonomi ya da kamu yönetimi hakkında herhangi bir yazılı plan ortaya koymamıştır. Tüm enerjisini, toplumsal hayatı düzenlemeye ticarete ve savaşa vermiştir.

Bu nedenle Taliban’ın 1996-2001 yıllarında Afganistan’da kurduğu rejimi dünyada diplomatik olarak yalnızca Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tanıdı.

1998 yılına gelindiğinde Taliban, Afganistan topraklarının yüzde 90’ını kontrol eder hale gelmişti.

Taliban iktidarında ülke 20 yıla yakın süren savaş ve çatışma nedeniyle bitap durumdaydı. Yeterli su, elektrik, telekomünikasyon ve ulaştırma altyapısı bulunmuyordu. Halkın barınma, gıda ve ilaç gibi en temel gereksinimlerinin karşılanmasında sıkıntı yaşanıyordu.

İç savaş ülkenin ekonomik ve sosyal dinamiğinin temelini oluşturan aile ve aşiret dayanışmasına dayalı toplumsal yapıyı sarsmıştı. İşgal ve iç savaş yıllarında yaklaşık 1 milyon sivil hayatını kaybetmiş 100 bine yakın kadın dul kalmıştı.

Temel sağlık hizmetlerine erişim konusunda yaşanan sıkıntı nedeniyle bebek ölüm oranı yüzde 25’le dünyanın en yüksek oranına ulaşmıştı. Ülkede doğan 4 çocuktan 1’i, 5 yaşına gelmeden hayatını kaybediyordu.

Dünyanın resmen tanıdığı, ama iktidarı ancak Kâbil varoşlarına uzanabilen merkezi hükümetin zaafı Taliban’ın işine yaradı. Her yönden ABD ve müttefikleri ile boy ölçüşemeyecek güçteki Taliban, her nasılsa 2004’tetekrar atağa geçerek, gerilla muharebeleriyle düşmanını sindirdi. 2019’da Taliban’ın, muhalifleri barındırmaması mukabilinde ABD’nin 14 ay içinde Afganistan’dan çekilmesinedair bir anlaşma yapıldı.

Oysa ABD 7 Ekim 2001’de işgal ettiği Afganistan’ı sadece iki ay içinde yerli işbirlikçileri ile devirmişti. Ancak geçen 20 yılda Taliban’ın giderek güç kazandığı ve sahada kabul gördüğü ortada. Çünkü sadece silahla sorunun hallolacağına inanan ABD ile müttefikleri, bölgede yerel dinamikleri hesaba hiç katmadı.

Bölgede genel olarak yaygın olan direniş kültürünü Taliban kendi görüşleri doğrultusunda iyi kanalize ederek yeniden iktidarı ele geçirdi ve bölgede ABD’nin 20 yıllık askeri varlığı bitirmiş oldu.

Afgan halkı savaş yıkım ve istikrarsızlıklar nedeniyle BM’nin yardım kuruluşları ile yabancı sivil toplum örgütlerinin sağladığı insani yardımlara günümüzde olduğu gibi maalesef muhtaç durumda bırakılmışlardır... 

Afganistan Notları-2
Mucip Uludağ
Yazarımız Kim ?

Mucip Uludağ