Sayfa Yükleniyor...
Bu korku hastaları ve cerrahları zorlamakta, hasta-doktor iletişiminde problemlere yol açmaktadır. Bu hafta konuğumuz Klinik Psikolog Ege Ece Birsel ile beraber ‘ameliyat olma korkusunu’ bilimsel yöntemler ışığında değerlendireceğiz.
Ameliyat olma korkusu normal bir durum mudur?
“Ameliyat olmak” insanlarda korku ve kaygı yaratan bir durumdur. Ameliyat öncesi dönemdeki korku hissi, çoğu zaman normal bir duygusal tepkidir. Hastaların yüzde 50-80’inde görülür. Ameliyat olacak toplam 300 hastanın yer aldığı bir bilimsel çalışma sonuçlarına göre; hastaların yüzde 58’i gergin, yüzde 16,3’ü ameliyat olma konusunda kararsız, yüzde 59,3’ü endişeli, yüzde 31,7’si ise kafası karışık durumdaydı. Hastaların yüzde 13’ünün ameliyatla ilgili başarısızlık hissettiği, yüzde 83,3’ünün sürekli sorunlarını düşündüğü ve endişelendiği, yüzde 26,3’ünün ameliyat öncesinde mutsuz olduğu belirlendi.
Bu korkunun sebebi ve sonuçları nelerdir?
İşte tüm bu korku ve kaygı durumu, ilgili branş hekimleri tarafından karar verilen acil veya planlı olarak uygulanması gereken ameliyatlarda gecikmeye ve ameliyat sonrası sürecin yönetiminde zorluklara neden olur. Ameliyat olacak hastalar genellikle; ameliyata bağlı komplikasyon gelişmesinden, ameliyattan sonra kalıcı bir sakatlık yaşamaktan, ameliyata bağlı ölümden, anestezi aldıktan sonra uyanamamaktan, kişisel ve gündelik işlerinden uzak kalmaktan korkar. En sık korku sebeplerinden biri ameliyat hakkında eksik bilgi sahibi olmak; diğeri de ameliyat sonrası yaşanacak ‘ağrı’ hissidir. Bu korkuya bağlı olumsuz sonuçlar arasında; ameliyatın geciktirilmesi nedeniyle komplikasyon oranlarında artış, kişinin tedavi sürecine uyumunda zorluk, iyileşme sürecinde uzama, hissedilen ağrıda artış ve taburculuğun gecikmesi sayılabilir.
Ameliyat olma korkusu kimlerde daha fazla görülür?
Ameliyat öncesi dönemde yaşanan kaygı ve korkunun miktarı; kişinin yaşına, cinsiyetine, medeni durumuna, eğitim düzeyine, ameliyatın büyüklüğüne ve türüne, anestezi çeşidine, ameliyatı erteleme korkusuna göre farklılık gösterir. Araştırmalara göre ameliyat öncesi korku düzeyleriyle en fazla ilişkili faktörlerin; ameliyat öncesi kaygı ve mutsuzluk duymak, ameliyat kararıyla ilgili kafa karışıklığı yaşamak, ameliyata tek gelmek ve yetersizlik duygusu olduğu belirlendi. Bu hastalarda ameliyat korkusu daha yüksekti. Ameliyat öncesi ve sonrası süreç hakkında yeterli bilgiye sahip olmamak ve kaygıya yatkın bir kişilik yapısına sahip olmak da bu duyguların nedeni olabilir. Ayrıca kadınlarda, daha genç yaştaki insanlarda, ameliyatı genel anestezi ile gerçekleşecek kişilerde ameliyat korkusu daha fazla görülür. Yaşlı bireyler ise tecrübe nedeniyle daha az korku yaşamaktadır.
Ameliyat korkusunu psikolojik açıdan nasıl değerlendirmeliyiz?
Ameliyat öncesi yaşanılan kaygı; her kişide görülen, operasyona girmeden önce kişinin yaşadığı korku, gerilim, sıkıntı ve kaygı haline verilen isimdir. Ameliyattan önce her hastanın belli bir ölçüde kaygı yaşaması normal olarak karşılanırken, yaşanılan korkuyu kişinin kontrol altına alamaması hasta ve sağlık profesyonelleri açısından zorlayıcı olmaktadır. Psikolojik olarak bu korkuyu, beklenmedik bir şekilde oluşan ve bireye hayatını tehlikede hissettiren tüm durumlara verilen otomatik cevap olarak ifade edebiliriz. Kişinin ameliyat olacağını duyduğunda ya da olmadan önce hazırlıklar başladığında ister istemez akla gelen felaketleştirme düşünceleri, önceki tecrübeler, düşük de olsa akla gelen olumsuz ihtimaller bireyi kaçma-kaçınma davranışına iter. Yaşanılan kaygı seviyesi yükseldikçe süreci daha olumsuz etkiler. Bu olumsuz koşullanma sonucu vücudumuzda kortizol, norepinefrin ve epinefrin hormonları artar. Bu hormonların yükselmesi sonucu kalp atışının hızlanması, kan basıncının yükselmesi, nefes alışverişinde hızlanma, ellerde ve ayaklarda titreme-terleme gibi belirtiler görülebilmektedir. Tüm bu belirtiler ve düşünceler birey üzerinde yoğun kaygı ve korku yaratır. Bu süreçte kişi kendisini sinirli, sabırsız, gergin, tedirgin ve anlaşılmamış hissedebilir. Ek olarak ameliyat korkusuna bağlı uyku problemleri, dikkat dağınıklığı, neden sonuç ilişkisi kuramama, hafıza güçlüğü gibi belirtiler görülebilir.
Ameliyat korkusunu kontrol altına alabilmek için neler yapmalıyız?
Hastaların ameliyata hazırlık aşamasında doktoru ile görüşmesi, doğru bilgiyi doktorundan alması ameliyat korkusunu azaltmaktadır. Korkunun artması durumunda bir psikolog eşliğinde hastanın kaygılarının nedeni keşfedilmeli ve bunlara yönelik girişimlerde bulunulmalıdır. Ameliyat öncesinde hastaya verilen bilgiler basit, kısa, hastanın anlayacağı şekilde sözlü veya yazılı olmalıdır. Kaygının yoğun hissedilmesine karşı gevşeme ve farkındalık (mindfulness) egzersizleri, nefes egzersizleri, düşünce ve duyguları fark etmeye yönelik 5 duyu egzersizi uygulamak kaygı seviyesini düşürür.
Ameliyat öncesi yaşanan kaygının şiddeti ve bu kaygıya bağlı felaketleştirme düşünceleri nedeni ile gerçeklerden uzaklaşabilir, dikkat doğru sorulara yöneltilemeyebilir. Düşüncelerin gerçekle ne kadar uyumlu olduğunu kontrol etmek önemlidir. Ameliyat kaygısı yalnızca duygu ve düşünceleri değil, beden sağlığını da olumsuz etkiler. Gerçekçi olmayan felaketleştirme düşünceleri zihnimizde sürekli döndüğünde, gevşemek ve durumu kontrol altına almak giderek zorlaşır. Böyle durumlarda bir uzmandan destek almanız yararlı olacaktır. Doktorunuzdan aldığınız bilgileri “internette aratmak” ya da uzman kişiler dışında birileri ile paylaşmak korkularınızı daha fazla artıracaktır. En güvenilir bilgi kaynağı “doktorunuzdur”. Ameliyat videosu izlemeyin. Bu videolar ameliyatınızla ilgili bilgi vermekten çok kaygı verecektir. Ameliyat videosu izlemek korkularınızı daha arttırarak doktorunuzun verdiği bilgileri doğru değerlendirememenize sebep olacaktır. Ayrıca ameliyat videoları izlemek hastalığınız ve operasyonunuzla ilgili yoğun kafa karışıklığına sebep olacaktır.