(Güzel) Ahlak ya da etik davranışlarımızı ve kararlarımızı etkileyen, hak ve sorumluluklarımızın sınırlarını çizen, bütün varlıklara karşı sorumlu ve vicdanlı bir çizgide ve herkesi kendimizle eşit göre bilincidir. Felsefe ve dinlerin hepsi birer ahlak öğretisidir ki Allah katında en son ve mükemmel din olan İslamda böyledir. Nitekim, Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim der. Bundan da anlaşılıyor ki dinin bize vereceği ilk ve temel şey ahlaktır. Yine bir ayette Namaz insanı kötülüklerden alıkoyar denilerek, namazın asıl amacının da bizi iyi ahlaklı bir insan yapmak olduğunu vurgulamaktadır.
Ahlak bir yönüyle tutarlılıktır. İnsan kendi içinde, söylem ve eylemlerinde tutarlı olmalıdır. Bir insanın davranışlarında, söylem ve eylemlerinde NŞAda bir tutarsızlık varsa onda büyük ölçüde bir ahlaki zaaf vardır. Örneğin, eşitlik, adalet ve özgürlükten bahsedip otoriter ve totaliter eğilimler gösteren kişiler. Güç eline geçince baskı ve zulüm yapmaktan geri durmayan, kula kul olmaya karşı olup, eline fırsat geçince herkesin kendisine kul olmasını isteyen, namaz kılıp oruç tutan ve fakat yalan söyleyen, bugün a dediğine, yarın b diyen, çıkarı söz konusu oluca her türlü yalan, iftira ve tutarsızlığı gösteren, kendisi için istediğini diğer insanlar için de (özellikle Müslüman kardeşi için de) istemeyen, gizli olacağına emin olduğunda her türlü ahlaksızlığı ve hırsızlığı yapabilen ve kendisini üstün gören kişiler. Bu liste böyle uzayıp gider.
Ahlaklı bireyin en önemli özelliği güvenilir olmasıdır. Herkes onun elinden ve dilinden emindir ki bu, hem Peygamber Efendimizin en belirgin özelliğidir hem de bir hadiste Müslüman diğer insanların (ya da Müslümanların) elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir demektedir. Peki herkes kendisine sorsun, gerçekten beni tanıyan herkes elimden ve dilimden emin mi? diye. Bu aynı zamanda bir kişisel testtir. Kendi kendimize vereceğimiz cevap, aynı zamanda ne kadar tutarlı, güvenilir ve ahlaklı olduğumuzu gösterir. Uluslararası ilişkiler bağlamında düşünürsek, toplum olarak ya da ümmet olarak diğer toplumlar ve ümmetler nazarında ne kadar güvenilir ve tutarlı olduğumuza bakarak ahlaki düzeyimizi anlayabiliriz.
Bu örneklere bakarak ahlakın aslında bir bütün olduğu kolaylıkla anlaşılacaktır. Yoksa, bir konuda oldukça hassas olup, diğer bazı ahlaki konularda zafiyet göstermek, ahlaki zafiyetin belirtisidir. Zaten bu başlı başına bir tutarsızlık, güvensizlik ve dolayısıyla ahlaksızlık göstergesidir. Bir işi ben yapınca iyi, ama aynı işi başkası yapınca kötü diyorsak, ahlaksızlığın dibine vurmuşuz demektir. Hiçbir amanın gücü ahlaksızlığı örtmeye yetmez. Aksine çoğu zaman, amalar münafıklığın ve ahlaksızlığın en belirgin söylem şeklidir.