2

Ahlak İnsan Haklarında Nerede Duruyor?


  • Oluşturulma Tarihi : 12.02.2018 06:26
  • Güncelleme Tarihi :

İnsan hakları diğer pek çok kavram gibi tartışmalı olsa bile literatürde genel kabul görmüş birtakım tanımları vardır. Bütün kişilerin – insan olması hasebiyle- sahip olduğu temel hak ve özgürlükler; herkesin sahip olduğu, garanti edilmiş evrensel ilkeler; yerel ve küresel hukuku aşan ve ona kaynaklık eden ahlaki, insani, evrensel kodlar; doğuştan sahip olunan haklar; doğal hukuktan doğan doğal haklar gibi. Her tanım kendi içinde farklı bir felsefe, mantık ve ahlak örgüsü taşır.

İnsan hakları çok boyutlu bir kavramdır. Sosyal, ekonomik, kültürel, sivil, siyasal, tarihsel, dini, hukuki ve ahlaki yönleri vardır. Bu nedenle, haklar niteliklerine göre bu temellere dayandırılarak gruplandırılabilir. Bütün bu farklı özellik ve içeriğine rağmen insan haklarının en temel ve en belirgin özelliği ahlaki bir takım ilkeler olmasıdır.

Peki ahlak ya da kimisine göre etik nedir? Kimisi bu iki kavrama farklı anlamlar yüklese bile bu tartışmada bu iki kavram aynı anlamda kullanılacaktır.

Yapılan araştırmalarda insanlara ahlakın ne olduğu sorulmuş ve birbirinden farklı cevaplar alınmıştır. Herkes kendi çapında böyle küçük bir deneyi yapabilir. Cevapların bir kısmı şöyledir:

-           Ahlak vicdanımın doğru ya da yanlış bulduğu şeydir.

-           Ahlak toplumun kabul ettiği şeylerdir.

-           Ahlak duygularımın bana fısıldadığı doğru ve yanlışlardır.

-           Ahlak dinin belirlediği sınırlardır.

-           Ahlak hukuk kurallarına uymaktır.

-           Ahlak yakın çevremin onayladığı şeylerdir.

-           ...

Bu kadar farklı, çeşitli cevaplar aslında insanın kafa karışıklığının yanında izafiyetçilerin iddia ettiği gibi ahlakın da çeşitliliği ve göreceliliğine işaret ediyor olabilir. Felsefecilerin ve ahlakçıların geliştirdikleri farklı, bilimsel ve sistematik ahlak teorileri ve açıklamaları vardır. Burada daha çok, bütün o çeşitliliği ve farklılığı ile var olan ahlak(lar)ın evrensel düzeyde ve insan haklarıyla ilişkisi üzerinde durulacaktır.

İnsan hakları yukarıda ifade edildiği gibi geniş bir kavram, çok sayıda hak ve özgürlükten bahsedilebilir. Yaşama hakkından güvenlik hakkına, din ve vicdan özgürlüğünden ifade ve toplanma hakkına, eğitim hakkından sosyal güvenlik hakkına, barış hakkından temiz bir çevre hakkına kadar. Bütün bu hak ve özgürlükler bir matematiğe, bir mantığa, bir felsefeye dayanmaktadır. Farklı hak grupları ( sivil ve siyasla haklar ile sosyal ve ekonomik kültürel haklar ya da uzlaşma hakları gibi) farklı tarihi, felsefi, hukuki ve toplumsal temellere dayandırılır. Fakat bütün hakların ve özgürlüklerin mantığı, matematiği ahlaka dayanır. Başka bir ifadeyle, ahlak insan haklarının özüdür.

Ahlak da çok boyutludur. Hak-yükümlülük dengesinde bir mantık ve tutarlılık öngörür. Tutarlılık ahlakın en temel özelliğidir. Örneğin, yaşama hakkını, din ve vicdan özgürlüğünü, eğitim hakkını bir kişi, zümre ya da gruba özgü görmez. Aksine bu hak ve özgürlükleri tüm insanlar için eşit derecede önemli ve gerekli görmektedir. Bir fiil örneğin ihlal kötüyse herkes için kötüdür. “Ben yaparsan iyi, ama başkası yaparsa kötü”; “Rabbena hep bana”; “Ama, fakat, o farklı” gibi bahane, istisna ve ayrıcalıkları reddeder.

Ahlakın en önemli göstergelerinden birisidir mantıki tutarlılık. Uluslararası hukukta temel bir kural vardır. Sen bir iş, eylem yapıyorsan/yaptıysan, başkası aynı şeyi yaptığında onu suçlayamazsın. Günlük hayatımıza baktığımızda en çok karşılaştığımız şeylerden birisi, birçok kişinin başkasını suçladığı, ayıpladığı, ötekileştirdiği şeyleri yapmasıdır. Bir arkadaş güzel bir tespit yapmıştı. Demişti ki “geri kalmış toplumlarda herkes kendisinden daha çok çalana hırsız der”. Aslında tutarsızlık ve ahlaksızlık tam da budur. Başkası senin yaptığın şeyi yapınca onu suçluyorsun. Sana helal, ona haram. Sana mubah, ona günah. Dünyada da uzayda da yok böyle bir ahlak. Bir şey ya iyidir ya da kötü; ya doğrudur ya da yanlış ve bu herkes için geçerlidir.

Akıl ve vicdan ahlakın terazisidir. Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi 1. maddesi der ki “Bütün insanlar hakları ve onurları bakımından eşit ve özgür doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşçe davranmalıdırlar”. İnsanın akıl ve vicdana sahip olması onun mukayese yapması, tutarlılığı görmesi, empati yapması, rahmetli ve şefkatli davranması ve İnsan olmasını sağlar. Bu da onu ahlaklı bir varlık yapar. Hayvanlar veya diğer canlı varlıklardan bu pek beklenmez, çünkü onlarda ya akıl ya da vicdan eksiktir. Ama insanda ikisi de vardır. İnsanın insan olması, insan kalması, insan olarak ölmesi ve yine insan olarak dirilmesi de ahlaklı olmasına bağlıdır. Bu nedenle, Peygamber Efendimiz de bir hadisi şerifte “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” demiştir. Dinin amacı da ahlaktır. İbadetin amacı da ahlaktır. Zira bir ayet mealen “Namaz insanı kötülüklerden korur” demektedir ki bu aslında ahlaktır.

Özetle, ahlak insan haklarının amacıdır, aracıdır, yöntemidir, matematiğidir, felsefesidir, özüdür. Ahlak dinin de, insan(lığ)ın da özüdür.

Ahlak İnsan Haklarında Nerede Duruyor?
Prof.Dr. Nezir Akyeşilmen
Yazarımız Kim ?

Prof.Dr. Nezir Akyeşilmen