2

Barışa Son Veren Barış


  • Oluşturulma Tarihi : 14.03.2016 08:52
  • Güncelleme Tarihi :

1989 yılında David Fromkin tarafından yazılan, Birinci Dünya Savaşı ve sonrası süreçleri, Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılışını ve bugünkü Orta Doğu’nun oluşumunu anlatan hacimli bir kitaptır. İsmi orijinal fakat ihtilaflı da olsa orijinal bir hikayesi var. Birinci Dünya Savaşı sonrası barış görüşmelerinde bulunmak üzere dönemin Amerika Başkanı Woodrow Wilson yola çıkar. Yolculuk esnasında etrafındakilere "Adil bir anlaşma yapılmazsa, yapılacak barış daha büyük savaşlara neden olabilir" demiş. Yani adil bir barış anlaşması olmazsa, yapılacak barış anlaşması, barışı bitirebilir. Versailles Anlaşması'nın Almanya açısından ağır ve adil olmayan şartlar içermesi, bilindiği gibi sonraki süreçte Hitler ve İkinci Dünya Savaşı’nı getirmiştir. Wilson'un bu öngörüsü tutmuştur.

Aynı Wilson, ABD Kongresi’nden savaşa müdahil olma talebinde bulunurken yaptığı konuşmada da "Savaşa son verecek savaş" için izin istiyordu. İşin özüne bakıldığında iki önerme birbiriyle çelişir gibi görünüyor: Birincisi liberal, ikincisi realist gibi fakat ikisi de aynı kapıya çıkıyor.

Bugün konumuz Birinci Dünya Savaşı ya da Wilson değil. Bugünkü mesele Suriye ve Orta Doğu Barışıdır. Bugünkü Orta Doğu'nun temelleri o günler atıldı, bugünkü yapı o zamanlar oluşturuldu ve bugünkü çalkantıların altında o günlerin politikaları var. Bu nedenle, Fromkin'in Barışa Son Veren Barış kitabı Orta Doğu’yu anlamak için önemli.

Suriye iç savaşının beşinci yılında uluslararası toplum ve taraflar Cenevre'de bilmem kaçıncı defa bir araya geliyorlar. Ve maalesef hala adil, sürdürülebilir ve şiddeti sonlandıracak herhangi bir barış sağlanamadı. Neden? Çünkü görüşmelere katılan aktörlerin önemli bir kısmının derdi ne barış ne de adalettir de ondan. Bu görüşmelerin bir kısmına Suriye'deki aktörlerin dışında herkes katılıyor. Zaten işin garip tarafı da bu değil mi? Örneğin, son ateşkes, taraflar arasında değil, ABD ve Rusya arasında varılan mutabakatla sağlandı. Sanki savaşan onlarmış gibi. Dolaylı olarak evet onlar vekalet savaşları yürütüyorlar, fakat sahada çatışan somut taraflar var.

Suriye'de iç, bölgesel ve küresel aktörler adil bir barış metni hazırlamadıkları sürece Suriye'ye ve doğal olarak bölgeye barış gelmez. Olası adaletsiz bir anlaşma yeni savaşların başlangıcı olmaktan öteye geçemez.

Adil bir barış için öncelikle bölgesel ve küresel güçler Suriye'deki tüm tarafları iyi niyetle bir araya getirmeli ve adil bir çözüm için yardımcı olmalıdır. Dış aktörler kendi çıkarları yerine Suriye ve bölge halkının huzur ve barışını önceledikleri oranda barışa katkı sağlayabilirler. Her taraf benim desteklediğim gruplar iyi, diğerleri kötüdür deyip onları masanın dışında tutma, haklarını göz ardı etme ve çıkarları doğrultusunda bir plan dayatma içine girdiği sürece bu kirli savaş devam eder. Bu nedenle, uluslararası topluma büyük bir görev düşüyor. Sadece siyasiler ve diplomatlar değil, sivil topluma da iş düşüyor. Savaş kanıksanmamalı, adil ve sürdürülebilir bir barış için çaba sarf etmelidir. Aksi takdirde savaş uzadıkça yayılır, etkileri artar ve onarılması zor hasarlara neden olur.

Suriye savaşı maalesef tüm bölgeyi tehdit eden bir noktaya gelmiş durumdadır. Savaşın sonuna gelinmiş değil, tersine yeni başlıyor. Eğer adil ve sürdürülebilir bir barış sağlanamazsa savaş genişleyerek artacaktır. Herkes bu gerçeği göz önünde bulundurarak hareket ederse barışa katkı sağlar, yoksa savaşa hizmet etmiş olur. 

Barışa Son Veren Barış
Prof.Dr. Nezir Akyeşilmen
Yazarımız Kim ?

Prof.Dr. Nezir Akyeşilmen