BAZI TOPLUMLAR NEDEN İNSAN HAKLARINA SAYGI DUYMAZLAR?


  • Oluşturulma Tarihi : 11.05.2015 07:30
  • Güncelleme Tarihi :
BAZI TOPLUMLAR NEDEN İNSAN HAKLARINA SAYGI DUYMAZLAR? yazının resmi

Selçuk Üniversitesi İnsan Hakları Merkezi tarafından Özgecan Aslan anısına 8-9-10 Mayıs’ta “Herkes İçin İnsan Hakları” temalı II. İnsan Hakları Öğrenci Kongresi Konya’da düzenlendi. Kongre boyunca yaklaşık 30 üniversiteden 50 öğrencinin başta kadın hakları olmak üzere çeşitli insan hakları konularında 50 sunum ve biri Kürt dilinde olmak üzere 10 oturum gerçekleştirildi.  Lisans, master ve doktora öğrencilerinin sunumlar yaptığı oturumlarda düşünsel olarak zengin, özgürlükçü, hak-temelli ve seviyeli tartışmalar yapıldı. Farklı eğilimlerden ve disiplinlerden gelen bu öğrencilerin gelecekte insan hakları ve özgürlüklere yapacakları katkılar düşünülünce ümit ve heyecan verici olduğunu söylenebilir.

Yazının başlığında yer alan soru da (Bazı toplumlar neden insan haklarına saygı duymazlar?) kongrede sorulan, tartışılan ve belki de derinlemesine tartışılması gereken önemli bir konuya işaret ediyor.

İnsan hakları temelde insanlık onuruna dayalı, herkes için eşit hak ve özgürlükleri öngören, herkesin ahlaken eşit olduğunu söyleyen evrensel ahlaki ilkelerdir. İnsanlık tarihi boyunca farklı düşünce ve inançlar boyutunda var olan bu haklar son bir asırda kodifiye edilmiş ve yaygınlaştırılmıştır. Bugün uluslararası bir değer ve meşruiyet kaynağı olan ve neredeyse hiç kimsenin itiraz etmediği bu değerler insanlık ailesinin ortak değerleridir. Fakat buna rağmen uygulamada bazı toplumlar bunların büyük bir kısmına saygı duymamakta ve önemli bir kısmını da ihlal etmektedir.

 

Bunun altında sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasal nedenler vardı, fakat en önemlisi psikolojik hastalıklar olduğu aşikardır. Toplumsal psikoloji aslında toplumsal algı üzerinden inşa edilmektedir.

İnsanlar, insan hakları ve insanlık onuru bakımından eşit haklara sahipler. Yani Ahlaken insanlar eşitler. Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi bunu “Bütün insanlar onur ve hakları yönünden eşit ve özgür doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşçe davranmalıdırlar” şeklinde ifade etmektedir. İnsanların eşit ve özgür olmasını sağlayan temel kaynaklar, kişilerin akıl ve vicdan sahibi olmaları ve hepsinin insan olması hasebiyle kardeş olmalarıdır.

Bu kadar eşitlik varken, neden bazıları insanlık onurunu hiçe sayar?

Temel nedenlerden birisi, George Orwall’ın Hayvan Çiftliği’nde vurguladığı gibi “Bütün hayvanlar eşittir, fakat bazıları daha eşittir” şeklindeki marazi zihniyettir. Bilindiği gibi, Hayvan Çiftliğinde hayvanlar çiftliği insanlardan kurtardıktan sonra bir anayasa hazırlayarak “bütün hayvanlar eşittir” maddesini başa koyarlar. Yalnız zamanla domuzlar iktidarı ele geçirince o maddenin sonuna “fakat bazıları daha eşittir” cümlesini ekleyerek diğer hayvanlardan daha üstün olduklarını vurgularlar. Aslında dünyada insan haklarına saygı duymayan, insan haklarını ihlal eden, başkalarının haklarını önemsemeyen kişiler, o insanları insan saymadıklarından, kendileriyle eşit görmediklerinden bunu yaparlar. Kendilerince kendileri daha üstündür. Fakat kendisini daha üstün görmek ya da aşağı görmek bir hastalıktır. Bu nedenle, Peygamber Efendimizden “ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız” mealinde bir hadis rivayet edilmektedir. Eğer toplumsal düzeyde böyle bir algı varsa o da bir toplumsal hastalığa işaret etmektedir. İkisiyle de mücadele etmek hem insani hem de ahlaki bir görevdir. Buna kim rıza gösterir ya da onunla mücadele etmez ise o zulme ortak olmaktadır. Zulüm ise toplumları karanlığa, adaletsizliğe, ahlaksızlığa ve hatta aşağıların da aşağısına iter.

Ahlaken eşit olmasına rağmen, hasta bir kişi, kendisini başkasından üstün gördüğü için, kendi için istediğine başkasını layık görmemektedir. 

Buna direnmesi gereken, akıl ve vicdan zamanla alınan eğitim, kültür ve ezberler sayesinde maalesef asli görevini yerine getirememekte ve bu ahlak ve mantık tutarsızlığını mantıklı ve ahlaklı olarak görebilmektedir. Kişi basit bir akıl yürütme ya da empati yapsa bu ahlaki ve mantıki tutarsızlığı keşfedecektir. Fakat çoğu zaman toplumsal ön kabuller ve öğretiler bunu da imkânsız kılmaktadır.

Bir toplumda insan hakları sistematik ve yoğun bir şekilde ihlal ediliyorsa orada toplumsal bir hastalıktan bahsetmek mümkün. Tedavisi de ahlak eğitimi, değerler eğitimi, insan hakları ve barış eğitimidir. 

BAZI TOPLUMLAR NEDEN İNSAN HAKLARINA SAYGI DUYMAZLAR?
Prof.Dr. Nezir Akyeşilmen
Yazarımız Kim ?

Prof.Dr. Nezir Akyeşilmen